Sosyal Medya

Aile

Çocuklarımız Neden Bu Kadar Çabuk Sıkılıyor

Çocuklarımız Neden Bu Kadar Çabuk Sıkılıyor, Hayal Kırıklığına Uğruyor Ve Hiç Bekleyemiyor?



Çocuklarla, ebeveynlerle ve öğretmenlerle 10 yıllık bir çalışma deneyimi olan bir duyu bütünleme terapistiyim ve çocuklarımızın pek çok yönden giderek kötüleştiğini düşünüyorum. Görüştüğüm her öğretmenden de sürekli olarak aynı mesajı alıyorum. 10 yıllık duyu bütünleme terapisi çalışmalarım boyunca çocuklarda sosyal, duygusal ve akademik işleyiş açısından bir düşüş gördüm ve görmeye de devam ediyorum. Aynı zamanda öğrenme bozuklukları ve benzeri tanılarda da bir artış var.

Günümüz çocukları okula duygusal olarak öğrenmeye hazır olmadan geliyorlar. Modern hayat tarzlarımızda buna katkı saÄŸlayan çok sayıda faktör bulunuyor. BildiÄŸimiz gibi beyin esnek ve deÄŸiÅŸkendir. Çevre yoluyla beyni “daha güçlü” ya da “daha zayıf” hale getirebiliriz. Bütün iyi niyetimize raÄŸmen ne yazık ki çocuklarımızın beyinlerini yanlış yöne doÄŸru ÅŸekillendiriyoruz. Ä°ÅŸte bunun sebebi:

1. Teknoloji

Teknolojiyi bir “ücretsiz çocuk bakıcısı hizmeti” olarak kullanıyoruz ama aslında bu hizmetin bir bedeli var. Bu bedel bir adım ileride sizi bekliyor. Bizler bu bedeli çocuklarımızın sinir sistemleri ile, onların dikkatleri ile ve hazzı erteleme becerileri ile ödüyoruz. Sanal gerçeklikle kıyaslandığında günlük hayat sıkıcıdır. Çocuklar sınıfa geldiklerinde, ekranlarda görmeye alışık oldukları özel efektlerin ve grafik patlamaların bombardmanına uÄŸramanın aksine insan seslerine ve uygun dozda görsel uyarıya maruz kalırlar. Saatler süren sanal gerçekliÄŸin ardından bir sınıfta bilgi edinmeye çalışmak çocuklarımız için giderek artan bir oranda zorlayıcı bir hale geliyor çünkü beyinleri bilgisayar oyunlarının saÄŸladığı yüksek seviyelerdeki uyarılmaya alışıyor. Beyinlerinin daha düşük düzeylerdeki uyarılmayı alma ve iÅŸleme acizliÄŸi, çocukları akademik zorluklar karşısında savunmasız bırakıyor. Teknoloji aynı zamanda duygusal olarak bizi çocuklarımızdan ve ailelerimizden de koparıyor. Oysa çocuk beyni için en temel besin ebeveynin duygusal varlığıdır. Ne yazık ki çocuklarımızı bu besinden gitgide daha fazla mahrum bırakıyoruz.

2. Çocuklar istedikleri her şeyi, istedikleri andan itibaren alıyor

“Acıktım!” “Bir saniye sonra bir yerde yemek yemek için duracağım” “Susadım!” “Bak orada bir otomat var.” “Sıkıldım!” “Al telefonumu kullan!”  Hazzı erteleme becerisi, hayatta baÅŸarının en temel unsurlarından biridir. Çocuklarımızı mutlu etmek konusundan tamamen iyi niyetliyiz elbette ancak ne yazık ki onları o anda mutlu etsek de uzun vadede onları acınası bir hale getiriyoruz. Hazzı ertelemek demek stres altında yaÅŸayabilmek ve iÅŸini yapabilmek demektir. Çocuklarımız en küçük bir stresle bile baÅŸ etme konusunda gitgide daha az donanımlı bir hale geliyorlar. Ve bu en sonunda hayatta baÅŸarılı olmalarının önünde devasa bir engele dönüşüyor.

Hazzı erteleme konusundaki yetersizlik, çocuÄŸun “Hayır” kelimesini duyduÄŸu andan itibaren sınıflarda, alışveriÅŸ merkezlerinde, restoranlarda ve oyuncak maÄŸazalarında sıklıkla görülüyor. Çünkü ebeveynler çocuklarının beynine istediÄŸi ÅŸeyi hemen almayı çoktan öğretmiÅŸ oluyor.

3. Dünyayı çocuklar yönetiyor

“OÄŸlum sebze sevmez.” “Kızım erken uyumayı sevmez.” “OÄŸlum kahvaltı etmeyi sevmez.” “Kızım oyuncakları sevmez, ama iPad’iyle harika oynar” “Kendi kendine giyinmek istemiyor.” “Kendi kendine yemek yemek için fazla tembel.” Bunlar, ebeveynlerden sürekli duyduÄŸum ÅŸeyler. Çocuklar ne zamandan beri onlara nasıl ebeveynlik edeceÄŸimizi bize dikte ediyor? EÄŸer her ÅŸeyi onlara bırakırsak yapacakları tek ÅŸey makarna, köfte ve tatlı yemek, televizyon izlemek, tabletle oynamak ve asla uyumamak olacaktır. Onlar için Ä°YÄ° olmadığını bildiÄŸimiz halde Ä°STEDÄ°KLERÄ°NÄ° onlara vererek nasıl bir iyilik yapıyor olabiliriz? Uygun beslenme ve iyi bir gece uykusu olmadan çocuklarımız okula asabi, kaygılı ve dikkatsiz bir ÅŸekilde gelirler. Buna ek olarak onlara yanlış bir mesaj da göndeririz. Ä°stedikleri ÅŸeyi yapabileceklerini ve istemedikleri ÅŸeyi yapmalarına gerek olmadığını öğrenirler. “Yapmak gerekir” fikri hayatlarında bulunmaz. Ne yazık ki hayatta hedeflerimize ulaÅŸmak için gerekli olan ÅŸeyleri yapmak zorundayız ve bunlar her zaman yapmak isteyeceÄŸimiz ÅŸeyler olmaz. ÖrneÄŸin bir öğrenci baÅŸarılı olmak istiyorsa çok çalışması gerekir. BaÅŸarılı bir futbol oyuncusu olmak istiyorsa her gün antrenman yapması gerekir. Çocuklarımız ne istediklerini gayet iyi biliyorlar ancak bu hedefe ulaÅŸmak için yapılması gerekenleri yapmakta çok zorlanıyorlar. Bu da ulaşılamayan hedeflerle sonuçlanıyor ve çocukları hayal kırıklığına uÄŸratıyor.

4. Sonsuz eÄŸlence

Çocuklarımız için yapay bir eÄŸlence dünyası yarattık. Hiç sıkıcı an yok. Ortalık sessizleÅŸtiÄŸi andan itibaren onları tekrar eÄŸlendirmeye koÅŸuyoruz. Çünkü diÄŸer türlü, ebeveynlik görevimizi yerine getirmiyor gibi hissediyoruz. Ä°ki ayrı dünyada yaşıyoruz. Onların kendi “eÄŸlence” dünyaları ve bizimde kendi “iÅŸ” dünyamız var. Neden çocuklar bize mutfakta ya da çamaşırda yardım etmiyor? Neden oyuncaklarını toplamıyorlar? Bunlar beyni “can sıkıntısı” içindeyken bile çalışabilir olma ve faal olma konusunda eÄŸiten temel monoton iÅŸlerdir. Aynı “kas” okulda “öğretilebilir” olmak için de gereklidir. Okula geldiklerinde el yazısı zamanı geldiÄŸinde cevapları “Ben yapamam. Çok zor. Çok sıkıcı” olur. Neden? Çünkü çalışabilir “kas” sonsuz eÄŸlenceyle eÄŸitilemez. Ancak çalışmakla eÄŸitilir.

5. Sınırlı sosyal etkileşim

Hepimiz meÅŸgulüz, bu yüzden çocuklarımıza dijital aletler verir ve onları da “meÅŸgul” bir hale getiririz. Çocuklar eskiden dışarıda oynardı. Yapılandırılmamış doÄŸal ortamlarda sosyal becerileri öğrendikleri ve uyguladıkları yerlerdi buralar. Ne yazık ki teknoloji dışarıda geçirilen zamanın yerini aldı. Ayrıca teknoloji ebeveynleri de çocuklarıyla sosyal etkileÅŸime girmek için daha az müsait durumda bıraktı. Çocuklarımız çok açık bir ÅŸekilde geri kaldı. Çocuk bakıcısı aleti, çocukların sosyal becerilerini geliÅŸtirme konusunda donanımlı deÄŸil. BaÅŸarılı insanların çoÄŸunun muhteÅŸem sosyal becerileri vardır. Çünkü bu bir öneceliktir.

Beyin tıpkı yeniden ve yeniden eğitilebilecek bir kas gibidir. Eğer çocuğunuzun bisiklete binmesini istiyorsanız ona bisiklete binme becerilerini öğretmelisiniz. Eğer çocuğunuzun bekleyebilen bir insan olmasını istiyorsanız ona sabrı öğretmelisiniz. Eğer çocuğunuzun sosyalleşebilir bir insan olmasını istiyorsanız ona sosyal becerileri öğretmelisiniz. Aynı şey tüm diğer beceriler için de geçerlidir. Arada hiçbir fark yok!

Çocuğunuzun beynini eğiterek onun hayatında bir fark yaratabilirsiniz. Nasıl mı? İşte birkaç öneri:

1. Teknolojiyi sınırlandırın ve duygusal olarak çocuklarınızla tekrar bağ kurun.

  • Onları çiçeklerle ÅŸaşırtın, beraber gülün, çantalarına ya da yastıklarının altına sevgi dolu bir not bırakın, bir okul gününde onları öğle yemeÄŸine götürüp ÅŸaşırtın, birlikte dans edin, birlikte yerlerde sürünün, yastık savaşı yapın.
  • Ailece yemek yiyin, kutu oyunu geceleri yapın, birlikte bisiklete binin, gece elinizde fenerle açık havada yürüyüş yapın.

2. Hazzı erteleme eğitimi verin

  • Bırakın beklesinler!!! “Sıkıldım” dedikleri zamanlar olmasında hiçbir sorun yok. Bu, yaratıcılığın ilk adımıdır.
  • “Ä°stiyorum” ile “Elde ediyorum” arasındaki zamanı kademe kademe artırın.
  • Arabada ve restoranda teknoloji kullanımını engelleyin. Bunun yerine konuÅŸarak ve oyunlar oynayarak beklemelerini saÄŸlayın.
  • Sürekli bir ÅŸeyler atıştırmayı sınırlandırın.

3. Sınır koymaktan korkmayın. Çocuklar mutlu ve sağlıklı bir şekilde büyümek için sınırlara ihtiyaç duyar!!

  • Yemek saatleriniz, uyku saatleriniz ve teknoloji saatleriniz belli olsun.
  • Onlar için neyin Ä°YÄ° olduÄŸunu düşünün, neyi Ä°STEDÄ°KLERÄ°NÄ°/Ä°STEMEDÄ°KLERÄ°NÄ° deÄŸil. Hayatlarının ilerleyen zamanlarında bunun için size teÅŸekkür edecekler. Ebeveynlik çok zor bir iÅŸ. Onlar için iyi olan ÅŸeyleri onlara yaptırmak için yaratıcı olmanız gerekir. Çünkü çoÄŸu zaman bu, onların istediÄŸinin tam tersi olacaktır.
  • Çocukların kahvaltıya ve besleyici yiyeceklere ihtiyacı vardır. Ertesi gün okula öğrenmeye hazır bir ÅŸekilde gelmeleri için açık havada zaman geçirmeleri ve hep aynı saatte uyumaları gerekir!
  • Yapmak istemedikleri ÅŸeyleri eÄŸlenceli ÅŸeylere ve onları duygusal olarak uyaran oyunlara dönüştürün

4. Erken yaÅŸlardan itibaren monoton iÅŸler yapmayı öğretin, çünkü bu gelecekte “çalışabilir” olmanın temelidir.

  •  Ã‡amaşırları katlamak, oyuncakları toplamak, kıyafetleri asmak, market alışveriÅŸi torbalarını boÅŸaltmak, masayı kurmak, yatağını yapmak…
  • Yaratıcı olun. Öncelikle bu iÅŸleri uyarıcı ve eÄŸlenceli bir hale getirin ki beyinleri bunları pozitif bir ÅŸeyle iliÅŸkilendirsin.

5. Sosyal becerileri öğretin

  • Onlara sıralarını beklemeyi, paylaÅŸmayı, kaybetmeyi/kazanmayı, uzlaÅŸmayı, baÅŸkalarına iltifat etmeyi, “lütfen” ve “teÅŸekkürler” demeyi öğretin.

Bir duyu bütünleme terapisti olarak edindiğim deneyimlerime göre ebeveynler, ebeveynliğe bakışlarını değiştirdikleri andan itibaren değişiyorlar. Çocuklarınızın hayatta başarılı olmalarına yardım etmek için beyinlerini eğitin ve güçlendirin. Daha sonra değil, hemen şimdi!

kaynak: egitimpedia.com

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.