Dünya
'Batı olmasaydı terör de olmazdı'

Almanya'daki önemli Ortadoğu uzmanlarından Lüders, Batının demokrasiden bahsedip Ortadoğu'da kaos meydana getirdiğini söyledi, "Batı olmasaydı terör de olmazdı" ifadesini kullandı. Lüders, Taliban'ın, IŞİD'in ya da El-Kaide'nin ortaya çıkışına bakıldığında, izlerin kendilerini Washingtona götürdüğünü de vurguladı
Ortadoğu uzmanı Michael Lüders, dünya genelindeki krizlerden batının izlediği politikayı sorumlu tutarak eleştirdi.
Alman birinci televizyon kanalı ARD'nin sorularını cevaplayan Michael Lüders, bölgedeki krizlerin ve başarısızlıkların, batının son 60 yılda gerçekleştirdiği dehşet dolu istilalarının bir sonucu olduğunu söyledi. Lüders, Taliban'ın, IŞİD'in ya da El-Kaide'nin ortaya çıkışına bakıldığında izlerin Washington’a, yani Amerikan politikasına doğru götürdüğünü belirtti.
Ortadoğu’yla ilgili yazdığı kitap için 50 yıl öncelerine giderek tarihi araştırma yapan Lüders, batının İran'da demokratik yolla seçilmiş Başbakan Musaddık'ı askeri darbe ile uzaklaştırmasının işlediği günahlardan biri olduğunu ifade etti. Musaddık'ın petrol sanayiini devletleştirmek istediğini, o zamanlar Avrupa'da satılan petrolün yüzde 90'ının İran kaynaklı olduğunu, İngiliz devletinin Musaddık'ın planını, petrolün tekelinden çıkmasına yol açacak bir tehdit olarak gördüğünü bildirdi. İngiltere'nin ABD ile birlikte, Musaddık ABD'nin bölgede örnek olarak gördüğü bir başbakan olmasına rağmen, askeri darbe ile uzaklaştırdığını kaydetti.
Lüders, Amerikan Devlet Başkanı Abraham Lincoln'ün 'Amerikan demokrasisine hayrandı' dediği İran Başbakan'ı Musaddık'ın, üçüncü dünya ülkesi olan İran'da batının ekonomik menfaatlerine karşı politik bir çaba içine girmesinin batı tarafından isyan olarak görüldüğünü belirtti.
CIA belgelerinin 60 yıl sonra kamuoyuna açıklanmasıyla Musaddık'a karşı yapılan darbenin ABD ve İngiltere tarafından ortaklaşa hazırlandığı ortaya çıktı. Başarı vaat eden batı standartlarına uygun demokrasiye darbe vurularak diktatör Şah rejimi kuruldu. Lüders, 2009'da Kahire'de bir konuşma yapan ABD Devlet Başkanı Obama'nın şu sözlerle İran'daki darbeyi yaptıklarını itiraf ettiğini bildirdi: 'Soğuk savaşın ortasında demokratik olarak seçilmiş İran hükümetinin yıkılmasında ABD bir rol üstlenmiştir'.
"İRAN'DAKİ İNKILAPLA BİRLİKTE BİRÇOK SORUNLAR TÜREDİ"
Alman Ortadoğu uzmanı Lüders, şayet bu darbe yapılmasaydı, İran'da 1979'daki İslam İnkılabının da yapılmayacağını, bu inkılapla birlikte Irak-İran savaşının dışında bölgede daha birçok problemin ortaya çıktığını öne sürdü.
Kitabında İran-Irak savaşına değinen Lüders, Saddam Hüseyin'in savaşın başlamasından 2 yıl sonra aslında savaşı kaybettiğini, ancak batıdan aldığı büyük para yardımı ve silah yardımı ile savaşın 6 yıl daha sürmesinin sağlandığını belirtti. Bu arada Almanya'dan da Saddam'a zehirli gaz gönderildiğini ve zehirli gazın İranlı askerlere karşı kullanıldığını bildirdi.
Lüders, Amerikan politikasının ekonomik menfaatler ve jeopolitik gücünü artırmak için Ortadoğu'yu işgal ettiğini, ancak kendisini insan haklarını ve batı değerlerini temsil eden bir devlet olarak gördüğünden bunu hiçbir zaman açıkça itiraf edemediğini kaydetti.
"AMERİKAN PARA YARDIMI OLMASAYDI 11 EYLÜL DE OLMAZDI"
ABD'nin Afganistan'da Sovyetler'e kendisinin Vietnam'daki başarısızlığını yaşatmak istediğini ifade eden Lüders, bu yüzden Afgan mücahidlere ve Taliban'a Amerika'dan para ve silah yardımı yapıldığını, Jimmy Carter'in güvenlik danışmanı Brzezinski'nin bir röportajda, 'Dünya tarihi için Taliban mı yoksa Sovyetlerin yıkılması mı daha büyük anlam taşır?' sorusunu hatırlatarak Amerikalıların bu tercihleriyle büyük bir hata yaptıklarını öne sürdü.
Lüders, ABD'den Usame bin Ladin'e yüklü miktarlarda para gönderilmemiş olsaydı, 11 Eylülde New York'ta ikizlere düzenlenen saldırının da yapılmayacağını iddia etti.
"PANDORANIN KUTUSU AÇILDI"
Lüders kitabında 2003'te milletler hukukunu hiçe sayan ABD'nin Irak'a girerek Saddam'ı devirdiğini, ancak ülkenin nasıl yönetileceği konusunda hiçbir somut planı olmadığından, takip ettiği politik çizgiyle dini ve etnik gruplar arasındaki gerginliği daha da artırdığını ve ülkeyi büyük bir kaosa sürüklediğini belirtti.
Amerikalıların Irak'ta yaptığı en büyük hatalardan birinin de Baas Partisi'nin istihbarat servislerini ve Irak Ordusunu dağıtmak olduğunu ifade eden Lüders, böylece yüzbinlerce Sünninin bir gecede işsiz kaldığını, yeraltına girdiğini bildirdi. Lüders'e göre, o gün yeraltına inenler, bugün IŞİD'i oluşturuyor.
Lüders, IŞİD'le mücadele etmek için ABD'nin Suudi Arabistan'dan yardım aldığını, halbuki Suud rejiminin Vehhabilik ideolojisi ile IŞİD'in takip ettiği İslam devleti idealinin aynı olduğunu da kaydetti
Henüz yorum yapılmamış.