Yeni paradigmanın eksen unsuru

Küreselden, ulusala kadar gözlemlenen kaotik seyrin hitamında, dünyada gerçekleÅŸmek mecburiyetinde kalınabilecek yeni paradigmanın eksen unsuru, ortak bir temel madde olarak, ÅŸöyle belirlenmelidir.

"Ä°nsanların orijinal varoluÅŸsal kıymeti; devletlerin, siyasetin, politikaların, kurumların, icraatların, kültürlerin, disiplinlerin, iliÅŸkilerin, oluÅŸların ve olguların mahiyetini belirleyen eksen unsurdur. Tartışılamaz, deÄŸiÅŸtirilemez, yok sayılamaz, ikame edilemez."

Teklif edilen bu maddenin temel gerekçesi;

VaroluÅŸsal kıymet/deÄŸer, yaratılış üstünlüÄŸü sıralamasında insanların yeryüzü boyutundaki mertebeleri, kıymetleri, etki potansiyelleri, varoluÅŸsal fonksiyonları gibi olgularla belirlenir.

Ä°nsanlar varoluÅŸsal misyon ve donanımları gereÄŸi yeryüzüne iradi olarak müdahale edip inÅŸa ya da imha edebilen tek yaratıktır. Yani eksen faktör insandır.

Bu nedenle insanların genel/teknik deÄŸerleri açısından piramitin en tepesinde yer alacak bir özellik taşıdıkları ortadadır. Ayrıca davranışlarının belirlediÄŸi sonuçların mahiyetlerinin, yeryüzü sistemine veya bütün varlık, olgu ve oluÅŸların hukukuna nasıl etki edebildiÄŸi yönüyle de (bu da iradi bir tercihtir), yeniden bir deÄŸer skalası oluÅŸur ve bu skalada, sonuçların mahiyetlerine göre deÄŸerleri/kıymetleri yeniden belirlenir.

Yani kısaca insanların yeryüzünde iradi olarak bütün her ÅŸeye müdahale edebilmek gücü, yeteneÄŸi ve ontolojik yetkisi vardır. Bu, insanların varoluÅŸsal deÄŸerini ifade eden ilk parametredir. DiÄŸeri ise insanların kula kulluk yapmayıp kendi doÄŸalarına uygun kararlar alarak, davranış geliÅŸtirmeleri ve tüm varlıkların bütüncül hukukuna karşı; saygı, özen ve sorumluluk içerisinde olmak mecburiyetleridir.

EÄŸer insanlar; varoluÅŸsal deÄŸerleri yok sayılır ve deÄŸersizleÅŸtiren icraatlar, politikalar, uygulamalar, kültürler, süreçler, yöntemler ve diÄŸer olgu ve oluÅŸlara muhatap kılınırlarsa, kendi doÄŸalarına yabancılaşırlar. Bu durumda da insan, bozulmaya ve bozmaya, imha olmaya ve imha etmeye baÅŸlar.

DeÄŸersizleÅŸtirme, kolay yönetim ve kontrol amacı ile yapılsa bile bedelleri ağır olur. Çünkü yönetenler ve yönetilenler aynı yıkıcı etkilerin hasılası olacaklardır. Tezahürleri farklı olsa bile, neticede ortaya; çatışma, yıkıcılık, adaletsizlik, verimsizlik, sorumsuzluk, istismar ve benzeri hâl ve davranışlar çıkacaktır. Bu sonuçlar bir müddet kontrol altında tutulup yönetilmeye çalışılsa ve hatta bu baÅŸarılsa bile, bunun sürdürülmesi mümkün olmayacaktır. Ä°nsanların orijinal doÄŸalarına bu kadar yabancılaÅŸtırılmalarının neticesinde ortaya çıkan; kontrol ve yönetim sınırlarını zorlayıp dönülmez çizgiye yaklaÅŸan bir durum olacaktır. Hâlihazırda küreselden, ulusala kadar bütün sistemlerin en güçlü sorunu budur. Zira orijinal, ontolojik olanın karşısında, yapay olanların hiçbir ÅŸansı yoktur.

Yeni Dünya Düzeni arayışlarında, cari paradigmanın sistem içi çözüm arayışlarının yetersiz kalması durumunun, fiilen tezahürleri ortaya çıkıp açıkça anlaşılabildiÄŸi andan itibaren, zorunlu ilk istikamet, yeni bir paradigma düzeyinde çözüm arayışı olacaktır. Bunun da ilk adımı, insanların varoluÅŸsal deÄŸerlerinin eksen faktör olarak kabul edilmesidir. 

Ä°ÅŸte bu nedenle; "Ä°nsanların orijinal varoluÅŸsal kıymeti; devletlerin, siyasetin, politikaların, kurumların, icraatların, kültürlerin, disiplinlerin, iliÅŸkilerin, oluÅŸların ve olguların mahiyetini belirleyen eksen unsurdur. Tartışılamaz, deÄŸiÅŸtirilemez, yok sayılamaz, ikame edilemez." eksen unsurdur.

Bunun lafzı, manası, ruhu ve etkileri çerçevesinde yapılacak bir çalışma; sorunların çözümü, hayatın adaletle inÅŸası ve yönetimi ve güvenlik açısından güçlü bir fonksiyon icra edecektir.