Makale
İnsan Toprak ve Savaş
Bir avuç toprak için…
ToprakoÄŸlunun toprakla savaşı…
Görüyor musunuz ne hale geldi dünyamız? Birbirimizi öldürmek için ne güzel(!) silahlar yapmışız.
Yeryüzünde yaÅŸanan bunca vahÅŸet, katliam hepsi bir avuç toprak için mi? Öyle ya “Dünya bir ucundan diÄŸerine, bütün ihtiÅŸamıyla sadece avuç içi kadar topraktan ibaret.” demiÅŸ hal ehli. Zira sadece avucunda tutabildiÄŸine sahiptir insanoÄŸlu. Ancak bu durumda ayağı kayıp toprağın baÄŸrına düşünceye kadar sürebilir. Günün sonunda galip olan, insanoÄŸlunu teslim alan toprak oluyor…
Allah, “Sizi (topraktan) yarattık; yine sizi o yere (topraÄŸa) döndüreceÄŸiz.” (Taha 5) buyuruyor. Sanırım bu yüzden “İnsanoÄŸlunun mayası topraktır” demiÅŸ eskiler. Peki bütün bu savaÅŸların sebebi bir avuç toprak mıdır? Yoksa insanın savaşı bizzat toprak ile midir? Elbette AdemoÄŸlunun bu soruya verdiÄŸi onlarca farklı cevap vardır. Lakin zihinlerindeki kargaÅŸa hiçbir zaman bitmemiÅŸ, bitecek gibi de görünmüyor...
Yaratılmışların ilk kavgası güç üzerine olduÄŸu söylenir. Gücün kaynağı toprak mı yoksa ateÅŸ mi? diye… Kibir ÅŸeytanda vücut bulunca baÅŸlamıştı bu ilk kavga. Zaman, toprağın gücünü gösterdi insanoÄŸluna… Toprak insanın mayası olduÄŸu gibi tabiattaki her ÅŸeyin özü olduÄŸunu da söylenebilir. Taşı, demiri eriten toprak, ateÅŸi de insanı da yutup adeta yeniden topraklaÅŸtırıyor…
Kur’an, ikinci kavganın, insan ırkının kendi arasında olduÄŸunu haber verir. Kabil ile Habil arasında baÅŸlayan bu mücadele asırlardır devam ediyor maalesef, biteceÄŸi de yok. O günden bugüne, insanlık bir avuç toprak için düşüyor meydanlara. Meydan dediysem, cenk alanı, kan ve can meydanı… Kabil ile Habil için kurulmuÅŸtu ilk kez bu meydan. Dünya denilen bu can pazarında ilk kez kardeÅŸ kanı dökülmüştü. O günden sonra insanlığı acımazsızca katledenler de kanı dökülen mazlumlar da Adem ile Havva’nın çocuklarıdır
Merak ediyor insan, bunca zalim evladının zulmüne engel olamamanın çaresizliÄŸi, nasıl bir acı olarak kaldı Havva annemizin yüreÄŸinde? Mazlum evlatların yeri göğü inleten feryatlarına çare bulamamanın yaÅŸattığı acı. Kim bilir, her gün artarak büyüyen bu acılar nasıl yaktı yüreÄŸini? Son zamanlarda Gazze’de ÅŸahit olduÄŸumuz soykırım ve katliamın insan onurunda bıraktığı tahribatı hangi akıl algılayabilir? Açlığa mahkum edilerek ölüme terkedilen bebekleri çaresizce izlerken nasıl akli bir izahı olabilir bu cinnet halinin… Aklın algılamakta zorlandığı durumlarda sözü belki de durmaksızın akan gözyaÅŸlarına bırakmak en doÄŸrusu…
Siz, kaç bin kilometre uzaktaki hedefi kesin niÅŸan alarak vuran füzelerin özelliklerinden bahsedin, ben de hedefteki masum, çocuk, genç, yaÅŸlı, kadın ve ihtiyarlardan bahsedeyim. Siz, bir tarafın “biz haklıyız”, diÄŸer tarafın “yok, hayır asıl biz haklıyız” diyenlerin naralarını derin analize tabi tutun. Enine boyuna, uzunlamasına ve derinlemesine araÅŸtırarak bu silahlar için kaç milyar dolar harcandığını anlatıp durun. Ben de size bir lokma ekmeÄŸe, bir yudum suya muhtaç, yatacak yeri olmayan, tedavi edilecek doktoru bulunmayan Gazze, DoÄŸu Türkistan ve Afrika’nın mazlum ve masum çocuklarını...
Siz, haritaların yeniden çizildiÄŸinden, -insanlık tarihi baÅŸlangıçtan günümüze kadar harita çizmekle geçti- yeni devletlerin oluÅŸmasından konuÅŸa durun. Ben de size çizilen her harita için katledilen milyonlarca insanın makus kaderinden…
21. asrın insanının düştüğü durum gerçekten de vahim. Yeni yüzyılın barış, huzur, bilimsel yenilikler, insanca yaşamak düşüncesinin hayalini kurarken dünyayı kasıp kavuran canlı yayındaki savaşları seyrediyoruz. Gök yüzündeki ayı, güneşi, yıldızları hayranlıkla ve merakla seyretmek, öğrenmek varken, birçok ülkenin sınırlarından rahatlıkla gözüken gök yüzündeki savaş uçaklarını, füzeleri sayıyoruz. Geçip giden gök yüzünü aydınlatan(!) füzelerin kimi vurduğu önemli olduğu kadar, diğer bir husus insanoğlunun niçin böyle bir füzeye ihtiyaç duyduğuydu... Nedir gerçek amacı, maksadı ve nihai hedefi insan evladının? Diyelim ki, coğrafyalar kaldırıldı, tek bir devlet kuruldu. Sonra ne olacak peki? Hepimiz tek tip mi olacağız? Tüm sorunlar çözülecek mi? Çocuk ölümleri duracak mı?
Toprak… toprakoÄŸlu… insan… toprak…
Toprağı hor kullanarak çölleÅŸtiren insanoÄŸlunun yürekleri de çoraklaÅŸtı. Artık merhametten yoksun ve yorgun yürekler taşıyor insanlığı... YaÄŸmurun yumuÅŸatamadığı toprak gibi merhamettin giremediÄŸi gönüller taşıyor insanlığı... Unuttu! Nisyanıyla malul insanoÄŸlu, yaÅŸamın ve ölümün yurdu olan toprağın gücünü… …
seni beklerken,
Adem’dik biz, serpildik yeryüzüne
bir avuç buğday gibi
bu nehrin kıyısına düştüm ben
bir başıma kalakaldım
seni bekliyorum nice zamandır
bu yalnızlık nehrinin kıyısında
seni beklerken,
yaşamın kıyısındayım
dünya uçurumun ucunda
hayat avuçlarımda bir düş
düşlerim semaya asılı
seni beklerken,
dünya benden uzak bir rüya, ben rüyada küçük bir umut
seni beklerken,
ne aydınlık vardı ne de karanlık
ne güneş doğmuştu ne de ay
yıldızlar serilmemişti henüz gök kubbeye
ne bulut vardı ne de yağmur
deniz de yoktu gemiler de
ne yer yeşildi ne de gök mavi
seni beklerken,
Adem topraktı toprak ise Adem
seni beklerken,
Adem’in yüreÄŸine bırakılan savaÅŸtım
ilk insanın ilk ayrılığı
ilk acısıydım ben insanlığın
Habil ile Kabil’in kavgasıydım
dökülen ilk kan bendim, ölen ilk can
ben Adem’in çocuÄŸuyum
her cinayette kardeÅŸ katili de benim maktul de
seni beklerken
Havva annemizin yüreğinde geçmeyen o acı sızıydım ben
Musab Aydın
HACI OSMAN MENEK
Temmuz 04, 2025 Cuma 18:31
Insanoğlunun acımasızlığını senin kaleminden bir daha tazelenmiş olduk merhametsizlerin Mazlumlara olan zülmü maalesef devam ediyor sebep Her ne olursa olsun zulüm değişmeyen tek canavardır Teşekkürler Mustafa abi
Mehmet korkusuz
Haziran 29, 2025 Pazar 11:09
Kalemine yüreğine sağlık
Büşra Aydın Sayan
Haziran 26, 2025 PerÅŸembe 14:26
Bugünki uyanışımızda böyle oldu. Derdi olan yazıyır. Dert edip dertlenenler iyiki varlar.
Osman
Haziran 26, 2025 PerÅŸembe 13:46
Selam olsun
Osman Bozkurt
Haziran 26, 2025 PerÅŸembe 12:51
Yüreğine sağlık dayım
Hüseyin Aydın
Haziran 26, 2025 PerÅŸembe 10:34
Kalemine sağlık Abim
Sait
Haziran 25, 2025 Çarşamba 23:09
Allah razı olsun güzel olmuş eline sağlık güzel tespitler
Abuzer Aydın
Haziran 25, 2025 Çarşamba 21:57
Çok güzel bir yazı herzamanki gibi gerçeğe dokunuş
Bayram çilkaya
Haziran 25, 2025 Çarşamba 19:39
Kalemine yüreğine sağlık musap abim tamamını okudum gözlerim dolu dolu biz çok şey kaybettik kaybetmeyede devam ediyoruz malesef rabbim özümüze dönmeyi cümlemize nasip etsin AMİN selam ve dua ile
Bayram çilkaya
Haziran 25, 2025 Çarşamba 19:39
Kalemine yüreğine sağlık musap abim tamamını okudum gözlerim dolu dolu biz çok şey kaybettik kaybetmeyede devam ediyoruz malesef rabbim özümüze dönmeyi cümlemize nasip etsin AMİN selam ve dua ile
Sadık Sefa
Haziran 25, 2025 Çarşamba 19:29
İnsan… Bir yanda bebek ölümlerini azaltmak için aşılar, ilaçlar üreten; öte yanda o bebeklerin Gazze’de füzelerle vurulmasını sessizce izleyen… Bir yanda yaşamı uzatmak için gecesini gündüzüne katan; öte yanda Doğu Türkistan’da bir milletin haysiyetini zindanlarda eriten. Bir yanda milyon dolarlar harcanan gıda sektöründen yine milyon dolarlar kazanan bir avuç insan; öte yanda açlıktan ölüme mahkum edilen milyon tane insan... Artık sadece gazetelerde okumuyoruz işgalleri, canlı yayınlarda izliyoruz çadırların füzelerle vuruluşunu... ve sosyal medyadan birbirimize duyuruyoruz (!) büyük holding patronlarının sahibi olduğu gazetelerin, radyoların, tv lerin suskunluğunu... katliamların sesini biliyoruz artık hepimiz... sığamıyor insanoğlu hiçbir yere... Ama gerçekten merak ediyorum "İnsanoğlunun elinin değdiği ama kendisine daha büyük bir sorun olarak dönmeyen bir şey kaldı mı?" Yine bir sorgu odasına çağırıp kapıyı üstümüze kilitleyen bu yazı için teşekkürler...Kalemine yüreğine sağlık...
Metin Aydın
Haziran 25, 2025 Çarşamba 15:19
Tebriklerler Musab bey, bana insandan, insanlıktan ne kadar uzaklaştığımı hatırlattığın için teşekkür ederim