Sosyal Medya

Makale

İnsanın ötesi ve berisi

Birine “sizi bir yerlerden hatırlıyor gibiyim ama nereden!” dediÄŸimizde, hafızamızın arÅŸivleme sisteminde bir ÅŸeylerin fena halde aksadığını mahcup biçimde itiraf etmiÅŸ oluyoruz.

Belki üstünde çok durmuyoruz ama takılan fermuarlar ve ikide bir kopan düÄŸmeler bizi insanlığın tarihi geliÅŸimi hususunda çok sık zorlu ikilemlere düÅŸürüyor.

Takıntılarımızın bizi ve hayatımızı ne kadar etkilediÄŸini görmek istemiyoruz. Hatta çoÄŸumuz takıntıları olduÄŸunu kabul etmek de istemiyor. Bunu o kadar istemiyor ki, takıntı haline getirdiÄŸi takıntıları bulunduÄŸunu inkâr etmeyi takıntı haline getiriyor!

Ayakkabı imalatçılarının hayal ettikleri kadar zengin olmayışlarının yegâne sebebi ayakkabılarını kırkayaklara deÄŸil, insanlara satmak zorunda olmaları!

“Nasıl ki bütün bedenimizin saÄŸlığını deÄŸil, fakat sadece ayakkabının vurduÄŸu küçük noktayı hissedersek, tıpkı bunun gibi mükemmelen yolunda giden bütün iÅŸlerimizi deÄŸil, fakat sadece bizi üzüp rahatsız eden önemsiz, anlamsız, küçük bir iÅŸi düÅŸünürüz” diyor Arthur Schopenhauer, ‘Hayatın Anlamı’ isimli kitabında.

Okurken dikkatli olmalıyız! Bazen bir yazının birbirini izleyen iki paragrafı arasında içine düÅŸmeyi hiç istemeyeceÄŸimiz uçurumlar oluyor!

Kalabalığın bütün ilgisini üstünde topladığına ikna olduktan sonra, bir kaşını hafifçe yukarı kaldırarak “Zaman diye bir ÅŸey yok!” diye gürledi filozof. “O halde neden seminerlerinizden saat ücreti alıyorsunuz?” diye sordu salondakilerden biri.

Kurt Vonnegut’un ‘Mezbaha No. 5’inden fevkalade esaslı birkaç cümle: “Her ÅŸeyin aynı anda olduÄŸu bir yerden geliyorum. GeçmiÅŸ, ÅŸimdi ve gelecek diye bir ÅŸey yok. Her ÅŸey bir arada, sonsuz bir an. İnsanlar bunu anlamıyor, çünkü beynimiz sırayla düÅŸünmek için tasarlanmış. Ama bazen, bir anı ya da bir rüya, size her ÅŸeyin nasıl bir olduÄŸunu hatırlatır. İşte bu yüzden bazı ÅŸeyler sizi aÄŸlatır, bazı ÅŸeyler sizi güldürür. Hepsi aynı anda oluyor.”

Zaman madem bir andan ibaret, nasıl oluyor da ben gitmem gereken her yere geç kalmış oluyorum!

Herkesin güya zorunlu olarak planlı hareket ettiÄŸi ÅŸu dünyada yaÅŸadığımız ÅŸunca kargaÅŸa ÅŸaka mı?

İnsanlık cipsi patates kızartmasına tercih ettiÄŸi gün savaşı kaybetti; ketçap da esasen bu maÄŸlubiyetin ne kadar kanlı olduÄŸunun kanıtı!

Herkesin en romantik haliyle yıldızlara baktığı bir dünyada, yankesicilerin meslekte altın yıllarını yaÅŸayacağını düÅŸünmeden edemiyorum!

Bana, “Bu kadar düÅŸünme, her ÅŸey olacağına varır!” diyenlere buradan soruyorum; bu da benim olacağıma varmış halim olamaz mı?

Heyecanla okuduÄŸunuz bir romanın 478. sayfasında birbirine deli gibi aşık iki sevgilinin iki muzip tespih böceÄŸi olduÄŸunu anlasanız tam olarak ne hissederdiniz!

Herkesin ara sıra konuÅŸup dertleÅŸtiÄŸi hayali bir dostu vardır ama hayaller de bir yere kadar, hiç kimse seyahate çıkarken hayali dostuna yanındaki koltuÄŸu satın almaz.

“Bir fikrim var” dedi. “Söyle o zaman!” dedim. “BildiÄŸin her ÅŸeyi unut!” dedi. Zor oldu ama unuttum. “Tamam unuttum, ÅŸimdi ne yapacağım?” diye sordum. “Bilmem, fikrim o kadardı” dedi.

“Muhtemel ki yaÅŸlı insanlar” dedi beyaz saçlı adam, “çok ÅŸey bildikleri için deÄŸil, bildikleri pek çok ÅŸeyi unuttukları için gözümüze bilge görünüyor!”

 

https://www.yenisafak.com/yazarlar/gokhan-ozcan/insanin-otesi-ve-berisi-4701691

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.