Sosyal Medya

Makale

Yaşam, insan ve düşünce

YaÅŸam çok boyutlu bir fenomeni gösteriyor. Ä°nsan bu çok boyutlu yaÅŸamın küçültülmüÅŸ halidir. DüÅŸünce bu çok boyutlu iki fenomenin arasındaki bağı kurmaya çalışan bir adaptasyon süreci…

YaÅŸamı, kendisinin etkisine girmeden izlemeye baÅŸlayarak onun çok yönlü ve çok boyutlu özelliÄŸini keÅŸfedersiniz. Bu yönü, insanın çok boyutlu yönü ile girdiÄŸi iliÅŸkide aldığı biçimi bize gösterir. Hem yaÅŸam ve hem insan çok etkileÅŸimli iki varlık türüdür. YaÅŸam, insanı da içine alan daha büyük var olana göndermedir. Ancak insan yaÅŸamın oluÅŸumunda önemli bir paya sahip ve bu pay yüzünden yaptıklarının ceremesini çekecek olandır. DüÅŸünce ise insana mahsus bir özellik taşır. Ama düÅŸüncede zekâ ayrı bir yere sahiptir. Ve bu zekâ yaÅŸamın bütün alanlarında kendi varlığını izhar eder. YaÅŸamın döngüsünün daimiliÄŸini saÄŸlayan da zekâdır. Her varlığın kendisine ait bir zekâya sahip olduÄŸu görüÅŸü bugün felsefi bir yaklaşıma dönüÅŸmüÅŸtür. YaÅŸam ve yaÅŸamın içindeki her varlık zerresi bir zekâya sahiptir. Fakat kendine has bir zekâ veya akletme yeteneÄŸine sahip yegâne varlık bilgimiz dâhilinde olana göre insandır. Ä°nsan, yaÅŸamı belirleyecek ve sürükleyecek özelliÄŸini bu zekâ/akıl sayesinde gerçekleÅŸtirmektedir. Bu yüzden insan kendi sorumluluÄŸunu üstlenecek bir karaktere sahiptir. SorumluluÄŸu üstlenmeyen kiÅŸiye zekâ geriliÄŸi olan hasta muamelesi yapılmaktadır.

Zekâ ile akıl arasındaki fark derin bir ayrıma dayanır. Akıl, kurgu yapabilen bir özellik taşır. Zekâ ise kurgudan çok var olanlar arasındaki irtibatı ve kendisine yöneltilmiÅŸ bir hamleye karşı nasıl tavır alınması gereken var olanla sınırlı bir zemine sahiptir. Tabii ki akıl, tahayyül yeteneÄŸini harekete geçirirken zekâdan istifade eder. Ama burada zekâ aklın araçsal mekaniÄŸi haline dönüÅŸür. Aklın bu boyutu ile insan yegâne varlık kategorisinde bulunuyor. Bu anlamı ile insan, Tanrı’nın sahip olduÄŸu iÅŸlevin sonlu boyutunu taşımaktadır. Tanrı, bütün varlığı yoktan var ederken, aynı zamanda yaÅŸamı kodlaÅŸtırarak ve sürekli yeni kodlar devreye koyarak akli yetisinin sonsuzluÄŸunu ve büyüklüÄŸünü zaten göstermektedir, görmek isteyen gözlere ve akıllara… Ä°ÅŸte insan bu özelliÄŸin sonlu bir tezahürü olarak yaÅŸam üzerinde etki sahibi ve bu etkiyi düÅŸünce üzerinden gerçekleÅŸtirmektedir. Bu durum bize düÅŸüncenin sahip olduÄŸu eni ve derinliÄŸi de göstermiÅŸ olur. Åžimdi yaÅŸam, insan ve düÅŸünce arasındaki korelâsyonu saÄŸlayacak olan ÅŸey nedir? YaÅŸamı anlamlı kılacak olan ÅŸeyin neliÄŸi meselesi insanın önünde duran en temel konudur.

Ä°nsan, bir ÅŸey yaÅŸarken, onu deÄŸerli kıldığı zaman sahiplenir. DeÄŸerli kılmadığı herhangi bir ÅŸeyi kaybettiÄŸinde müteessir olmaz! Bu da insanın varlıkla kurduÄŸu iliÅŸkide deÄŸerin/anlamın önemini gösterir. Ama yaÅŸamda insan birden fazla ÅŸeye deÄŸer/anlam yükleme kapasitesine ve kabiliyetine sahiptir. Ä°ÅŸte bu potansiyel, insanı, iliÅŸkiye geçtiÄŸi her ÅŸeye bir anlam yüklemeyi de kolaylaÅŸtırmaktadır. Burada da asıl soru: insanın anlam yüklediÄŸi fenomenlerin yaÅŸamı yaÅŸanılır kılıp kılmadığı, iliÅŸkide olduÄŸu varlığa deÄŸer yükleyip yüklemediÄŸi, varlığın daha iyi yaÅŸam ÅŸartlarına sahip olup olmayacağını da önemli hale getirir. Yani insanın sahip olduÄŸu anlam ve deÄŸer skalası yaÅŸamı daha yaÅŸanılır kılıyorsa, insan ve diÄŸer varlık türlerine hayatı kolaylaÅŸtırıyorsa, barışık bir yaÅŸamı inÅŸa edebiliyorsa, bu anlam ve deÄŸer bizatihi anlamlı ve deÄŸerli olur.

Ä°nsanın sahip olduÄŸu anlam ve deÄŸer sadece kendisini mutlu ederken baÅŸkalarını olumsuz etkiliyorsa, yaÅŸamı içinden çıkılmaz bir hale dönüÅŸtürüyorsa, varlığa zarar veren bir etkiye neden oluyorsa, bu anlam ve deÄŸer, kesinlikle sorunlu ve aslında bir anlamsızlığa ve deÄŸersizliÄŸe neden olmaktadır. Bu noktada anlam ve deÄŸer kavram olarak bir üst aÅŸamaya geçiÅŸ yaparak, kendi varlığı ile ilgili kuÅŸatıcı, birleÅŸtirici, zenginleÅŸtirici, barışık ve esenlik saÄŸlayarak yaÅŸamı bir hedefe doÄŸru taşıma cehdine kavuÅŸur.

Bir fenomen olarak anlam ve deÄŸer ile bir ıstılah olarak anlam ve deÄŸer arasındaki farkı görmeliyiz. Böylece düÅŸüncenin salt bir fenomen olarak varlığı ile ıstılah olarak varlığı arasındaki ayrımı da görmeliyiz. Bu yaÅŸam ve varlık türleri içinde geçerlidir. Böylece bir olgunun ıstılaha dönüÅŸmüÅŸ bir kavram olarak varlığı bir üst ÅŸemaya taşınmasını zorunlu kılıyor.

Çok katmanlı yaÅŸam, çok katmanlı insan ve çok katmanlı düÅŸünce arasındaki korelâsyonu saÄŸlayacak olan deÄŸer ve anlamın ıstılahi bir yapıya sahip olması gerektiÄŸi bedihidir. Bu deÄŸer ve anlam ıstılahi olarak düÅŸünceyi de insan ve yaÅŸamı da ıstılahi bir zemine taşıyarak ona yeni bir kimlik ve karakter inÅŸa eder. Sorun burada açığa çıkmaktadır; bu anlam ve deÄŸeri ıstılahi boyutu içinde anlamlı ve deÄŸerli kılacak bilgi, bakış ve yöntemin nereden elde edileceÄŸidir. DüÅŸünce, bu yeni durumu hangi bilgi zemini üzerinden elde edecektir. Önce düÅŸüncenin kendisinin bir üst ÅŸemaya çıkması zorunlu iken kendisi çıkmadan diÄŸer iki unsuru çıkarabilir mi? Bu mümkün görünmemektedir. Ayrıca hem yaÅŸam, hem insan çok katmanlı ve çok boyutlu iken düÅŸünce de buna uyumlu iken bu sonsuzluÄŸu ihata edecek bir bilgiyi nereden bulmalı insan?

Ä°ÅŸte bu noktada bütün bu varlığı kendi çok boyutluluÄŸu ve katmanlılığı içinde var eden bir Güç’ün varlığı asli bir özellik taşıyor. Yaratıcı Güç, yaratma eylemini bu zenginlik içinde var ederken ona yön/hidayet, yönelim/ istikamet göstermesi en makul ve doÄŸru olandır. Ä°nsanlık tarihi boyunca gönderilen Resullerden söz edilmesi, gönderilmiÅŸ kitaplar/vahyin varlığına tanık olunması, bazılarının elimizde bulunması, durumu iÅŸaret eder görünmektedir. Sadece bilgiyi göndermekle yetinmeyen Allah (cc), aynı zamanda o bilginin/sözün uygulanmasını ve temel ilkelerinin nasıl uygulanacağını da öÄŸretmesi için Elçiyi görevlendirmiÅŸ ve öncelikle onu eÄŸitmiÅŸtir. Ä°ÅŸte anlam ve deÄŸer bu düzeyde var kılındığında yaÅŸamı bir üst aÅŸamaya taşıdığı gibi insan ve düÅŸünceyi de bir üst aÅŸamaya çıkararak barışın ikamesinin temel ÅŸartlarını oluÅŸturmaktadır.

YaÅŸamın kendisi, süreci yıpratmaya ve eskitmeye, eritmeye ve azaltmaya dönüktür. Süreç ancak kendi fenomenal karakterinden kurtulduÄŸu zaman yükselmeye baÅŸlayacaktır. Bu yükseliÅŸ için ise düÅŸüncenin kendi ıstılahi anlamını muhafaza etmesi, sürekli kendisini yenileyerek temel yön ve yönelimini kaybetmeden fenomenal ile irtibatını kurmasını ÅŸart koÅŸar. Ä°nsanlık tarihi, bize peygamberlerin ölümünden sonra onun getirdiÄŸi deÄŸer yapısını çok geçmeden deÄŸiÅŸime uÄŸrattıklarını göstermektedir. Bu yüzden sürekli müteyakkız bir halde olmak, insan ve düÅŸünce arasındaki bağı güçlendirmek, düÅŸünce ile insanı aynı yön ve yönelime haiz kılmak temel bir öncüldür. Ä°nsan ve düÅŸüncenin aynı yön ve yönelime sahip olmadığı durumlarda kaotik bir durum izhar eder ve sorunlar yumağı yaÅŸamı çekilmez kılar.

Hidayet/yön, istikamet/yönelimin insanın ve düÅŸüncenin bütünlüÄŸünü kuracak bir vasatı inÅŸa etmesi elzeme tekabül eder. Bu elzemlilik hali, yaÅŸamı kendi temel kodları üzerine yeniden kurmaya matuf bir çabaya karşılık üretebilir. O yüzden gönderilmiÅŸ bilginin inÅŸa ettiÄŸi temel yaÅŸam, insan ve düÅŸünce kodlarının eksene alındığı bir zemini kurmak her insana düÅŸen bir sorumluluk olarak önlerinde durmaktadır. Bu sorumluluÄŸu yerine getirmeyen kiÅŸiler, aynı zamanda fesada duçar kalan insan, düÅŸünce ve yaÅŸamın bozulmasının sorumluluÄŸunu da üstlenmek zorunda kalacaklardır. Yani mesele insan açısından ÅŸakaya gelmeyecek bir boyuta sahiptir. Daha açıkçası, insan, yaÅŸam, düÅŸünce ve uygulamaları ÅŸakaya gelmeyecek bir tabiata sahiptirler.

Sürecin çürüttüÄŸü bu fenomenal yapıyı nasıl eski haline dönüÅŸtürebiliriz, sorusu önümüzde durmaktadır. Bir ÅŸeyi eski haline getirmek demek, baÅŸa dönmeyi içermektedir. O yüzden anlam ve deÄŸerde bir çürüme söz konusu olduÄŸunda; öncelik, çürümeye neden olan ÅŸeylerin doÄŸru bir tespitini yapmak, çürüme öncesi var olan anlam ve deÄŸerin varlığını aÅŸikâr kılan temel kodları yeniden çürüme öncesi durumu dikkate alarak anlamak ve doÄŸru bir yöntem ile yeniden yorumlamaktır. Burada yorumlama, sahici ve sahih olana yönelik bir seyrüseferi iÅŸaret eder. Bu seyrüseferi gerçekleÅŸtirmek içinde bilgi ve bilgiye ulaÅŸma yöntemleri baÄŸlamında yabancı bilgi ve yöntemler yerine asli olana baÄŸlılığı muhafaza eden bir yolculuk esastır.

Temel ilkeler/kodlar her zaman kahır ekseriyet müslüman âlimlerin/bilginlerinin üzerinde ortak bir mutabakat saÄŸladıklarıdır. Bu temel gerçeÄŸi unutmadan yol almak zorunludur. Ayrıca bu temel kodların ortak bir akıl üzerinden uygulamadaki en sahici ve sahih olanı araması çok önemli ve temel bir yaklaşımı içermektedir.

Åžimdi yukarıda yazılanlardan sonra oturduÄŸumuz ortamlarda yaptığımız tartışmalardaki sığlığı dikkate sunmak bir sorumluluktur. Güncel meseleler asli hüviyetleri dışında bize sunulduÄŸu kadarı ile tartışmak ve kırıcı tavırlar sergilemek bir kiÅŸilik gösterisi haline dönüÅŸmektedir. Maalesef bu durum insan, yaÅŸam ve düÅŸünce ile iliÅŸkimizi olumsuz etkilemekte ve bu olumsuzluk bir sürece iÅŸaret ederek daha kötüye doÄŸru bir eÄŸilimi iÅŸaret etmektedir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.