Sosyal Medya

Makale

Kadın mutsuz, huzursuz ve korku içinde; erkek de mutlu değil

Son yıllarda sıkça yaşadığımız cinayetlerden biri Emine Bulut cinayeti.

EÄŸer o 3-5 saniyelik görüntü olmazsa bu kadar popüler de olmayacaktı muhtemelen.

O görüntüler hepimizi bitirdi. Milletçe lanet/kınama ayinine baÅŸladık.

Bu cinayet ilk deÄŸil, son da olmayacak. Herkes sövüp sayıyor ama çözüm üreten yok.

BaÅŸta CumhurbaÅŸkanı olmak üzere bakanlar ve siyasiler tepki veriyor gereÄŸinin yapılacağını söylüyorlar.

GereÄŸi ne?

Yeni kanunlar, artırılmış cezalar...

Yıllardır cezalarla/kanunlarla önlem alınmaya çalışılıyor ama bu kanunlar cinayetleri/zulümleri bitirmek yerine daha da artırıyor.

Anlayın artık; sebep açık ve net:

Aile içinde kadın erkek arasında kültürel/sosyal çatışma yaÅŸanıyor.

Toplumumuzda binlerce yıldır gelen gelenek görenek sonucu "Ataerkil" bir yapı mevcut.

Modern eÄŸitim sistemi, medya, TV, sinema, popüler kültür çaÄŸdaÅŸlık adına 70 yıldır kadını anaya, babaya, kardeÅŸe, kocaya karşı isyana/baÅŸkaldırıya davet ediyor.

Kadın, popüler kültürün etkisiyle gelenek/göreneÄŸe baÅŸkaldırıyor (haklı veya haksız tartışmasına girmiyorum).

Bu baÅŸkaldırıyla kadın, çevresindeki tüm erkek unsurlarıyla (baba, kardeÅŸ, koca, oÄŸul) hatta kimi zaman annesiyle de olmak üzere bir savaÅŸ içinde.

Kadın mutsuz, huzursuz ve korku içinde; erkek de mutlu deÄŸil.

Bu kaos ve çatışma ortamında saÄŸlıklı adımlar, anlayış ve uzlaÅŸma beklemek saflık olur.

Kadın da erkek de cinnet geçiriyor. Dün eÅŸinin kılına zarar gelmesin diye kendi canını feda eden erkek bu ortamda gözünü kırpmadan çocuklarının gözü önünde karısını katledebiliyor.

Aile çatırdıyor. Bu yaÅŸadıklarımız, çöken aile binasından başımıza düÅŸen ufak parçaları; aklımızı başımıza almazsak daha ağırları gelecek.

Gelenekçi biriyim ama geleneÄŸin içinde kabullenmediÄŸim yanlışlar da var.

Özellikle kadın konusunda, kadına haksızlık yapan geleneklerimiz var. Fakat gelenekte kadın konusunda 1 yanlış varsa en az 10 doÄŸru da var.

Bu nedenle bazı yanlışları öne sürüp geleneÄŸi toptan ret etmek akıl kârı deÄŸil.

Gelenekten önce Ä°slami deÄŸerlere bakarsak gelenekteki yanlışlardan da kurtuluruz.

Peygamberimiz “eÄŸer kulun kula secde etmesi caiz olsaydı kadının kocasına secde etmesini emrederdim” diyor.

Aynı peygamber veda hutbesinde tüm ashabına ÅŸunu da haykırıyor:

Kadınlar size Allah’ın birer emanetidir…”

İşte mutluluğun/huzurun sırı bu dengede gizlidir:

Kadın kocasına itaat ederken (bunun köle itaati olmadığını söylemeye gerek yok sanırım), erkek de Allah’ın emaneti olan kadının kılına zarar gelmesin/incinmesin diye mücadele ediyor.

Böyle bir ailede çatışma, huzursuzluk mümkün mü?

Kadını ezen, yok sayan, ikinci sınıf insan yerine koyan gelenekler yerine Ä°slam’ın bu öÄŸretisi konulursa bu sıkıntılar biter.

Ama bugün yapıldığı gibi “Feminizm” ile çözüm aramak sadece ateÅŸe benzin dökmek olur.

Fıtratı yok sayan her hareket kaos/fitne doÄŸurur. Feminizm fıtratı yok saydığı için sadece kaos çıkarır.

Allah’ın karı kocaya bakışı:

Huzur bulmanız için size kendi türünüzden eÅŸler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet var etmesi de O'nun âyetlerindendir (Rûm, 21)”

Ä°slam fıtrat dinidir. Fıtratı/yaratılış özelliÄŸini göz önüne alarak hüküm koyar.

Kadının fıtratı:

Narindir; ağır iÅŸe gelemez, zayıftır; kuvvetli birinin himayesine ihtiyaç duyar, annedir; çocuklardan uzak duramaz, duygusaldır; hayatın realiteleri karşısında tek başına duramaz

Batının tek üstünlüÄŸü teknolojik üstünlüktür. Sosyal yanı, aile yapısı çürüktür.

Batının insan olmak namına bize vereceÄŸi hiçbir ÅŸey yoktur.

Bugün aile ve sosyal iliÅŸkilerde yaÅŸadığımız sancıların sebebi batıdan ithal edilen yaÅŸam tarzı ve kanunlardır.

Özümüze/aslımıza dönmeliyiz yoksa bu sancılar bitmeyecektir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.