Sosyal Medya

Makale

Gelişmeleri Doğru Okuma Kılavuzu

Gelişmeleri dikkatli bir şekilde analiz edecek ve eleştiri mekanizmasını devreye koyacak, ayrıca meselenin nesnel bir bakışını elde edecek ideolojik yaklaşımları dışlayacak ve en önemlisi de gerçekten bu meselenin hakikati nedir diye bir niyete sahip olacak bir bakış doğru okuma için başlangıç adımını atabilir.

Gelişmeleri doğru okumanın yolu; bütünlükçü bakış açısını öğrenmekten geçer!

Türkiye de ve Ä°slam dünyasında meydana gelen olayların çoÄŸu kez özü üzerine doÄŸru okumalar gerçekleÅŸmediÄŸi gibi yanlış algıların zemini haline gelebilecek okumalar gerçekleÅŸtiriliyor. Yani kendi elimizle veya yorumumuzla bizi taşımak istedikleri zemini kendimiz inÅŸa ediyoruz…

Öncelikle okuma yapma biçimi üzerine biraz düşünmeliyiz…

Bir okuma biçimini doğru anlamlandırabilme ancak okuma biçiminin durduğu yeri belirlemekten geçmektedir. Ayrıca her okuma biçimi olguyu bir biçimlendirme girişimidir. Yani okuma yapma yönlendirmeyi zımnen içerir. O zaman kimin niçin bir okuma biçimini gerçekleştirdiğini anlayabilirsek eğer okumanın gerçek değeri hakkında bir fikir sahibi olabiliriz.

Okuma biçimi için bir örnek

Son örneÄŸi ele alalım: andımız meselesi ortaya atıldı. BeÅŸ yıl öce müracaatı yapılmış bir mesele bugün sonuçlandı ve ilan edildi. Bu ilanın sonucunda Ak Parti ile MHP arasındaki olası bir yerel seçimler ittifakı bitti ve genel ittifak ise her ne kadar devamından yana gibi bir tavır alınsa da yara aldı denebilir. MHP andımızın okullarda yeniden okutulmasının normal ve alınan hüküm gereÄŸi normal olduÄŸunu, hem de buna itirazın olmasını anlamadığını en üst düzeyden deklare etti… Ä°ÅŸin ilginç yanı, bugüne kadar bu tip meselelerde açık ve kesin tavır alan HDP ise sessizliÄŸi tercih etti. CHP aslında okunmasını isteyen bir tutuma sahiptir. Ama bunu çok yüksek sesle dile getirmedi. Ak Parti ise buna karşı çıktı ve olayı deÄŸiÅŸik bir mecraya taşıyarak bunu vesayet etme biçimiyle iliÅŸkisini kurdu ve kesin tavır koyduÄŸunu deklare etti. Aslında bu Meselede MHP ve Ak Parti açık olara tavırlarını deklare ettiler. Ä°ÅŸin garibi de sosyal medyada da ülkücü ile Ä°slamcılar daha çok tartıştılar. Ve cumhuriyet ittifakı psikolojik olarak yaralandı. Hâlbuki devlet aklı muhafazakâr ve milliyetçi bir konsepte sahip olmayı arzular bir pozisyonu tutuyordu.  Åžimdi meselenin özü, bir olay karşısında ideolojik unsurlar çoÄŸu zaman kendi ideolojik yapısına uygun dahi tepki vermekten kaçınabilir. Burada olgunun siyasal beklentileri karşılama veya karşılamama durumuna göre meÅŸrulaÅŸtırıcı unsurlar devreye girerek olayı yorumlamak ve kendi baÄŸlıları üzerinden bir baskı oluÅŸturma giriÅŸimi olduÄŸu aÅŸikârdır. Bu olgudaki farklı okuma biçimlerinin nedenlerini doÄŸru bir ÅŸekilde analiz edemediÄŸimiz sürece meseleyi açıklığa kavuÅŸturamayız. CHP ile HDP’nin parti olarak meseleyi sahiplenmeyen görüntüsü veya daha az gürültülü bir yaklaşımı öne çıkarması Ak Parti ile MHP arasındaki çatışmayı derinleÅŸtirmeye matuf olduÄŸunu anlamadan konu üzerine gösterdikleri tepkiyi anlamakta zorlanacak ve gerçeÄŸi tespit etmekten uzaklaÅŸacaksınız. MHP niye hırçın davranıyor. Ä°yi Parti gibi bir oluÅŸumun aslında MHP üzerinden kopartılan bir güç üzerinden kurulduÄŸunu ve Kemalist Milliyetçi bir söylem inÅŸa ederek siyaset yaptığını bilmeden de MHP’nin tavrını anlamakta zorlanabiliriz. Ak Parti ise doÄŸal olarak dindar, muhafazakar ve milliyetçi dindarlar üzerindeki temsiliyetini kaybetmek istemeden özellikle de Ä°slamcı geleneÄŸin yeniden yanında yer almasını istemesini kavramadan bu olayı çözümleme imkanımız olamaz. O zaman tavırlar, aynı zamanda siyasi beklentiler ve ulaşılması gereken hedefe yakınlaÅŸtırıp uzaklaÅŸtırması gibi temel ölçütleri de hesaba katmayı zorunlu kılıyor.

Tüm bu okuma biçimleri kendi rasyonaliteleri ve taşıdığı bir iç mantığa sahip olduğu içinde kendi müntesipleri açısından kabule şayan bir görüş olur. Peki, bu okuma biçimleri bizi hakikate taşıyabilir mi? Kocaman bir hayır! Sadece bir kör dövüşü zemini oluşturacağı için hakikat üzerine kalın bir perde oluşturur.

Doğru okuma; ancak ideolojik gözlüğü terk ederek sadece olguyu çıplak bir gerçeklik olarak algılama düzleminde kendini inşa eder. Elbette ki her insan ve toplum bir inanç kümesine sahip olacaktır ve olmalıdır da! Ancak bir inanç kümesine sahip olma var olan olguyu o inanç kümesine uygun bir yorumla okuma demek olmamalıdır. İnançlarımız elbette ki bize yaşam alanı ve anlamı kazandırır. Ancak meydana gelen olguların farklı etki ve etkenlerden oluştuğunu bilme önemli bir adım olmalıdır. Ve her olgu aslında kendi bağlamı içinde bir özgürlük alanına sahiptir. Bu özgürlük alanını dışlayan her okuma biçimi olguyu doğru anlamlandıramadığı gibi olgunun gazabına da duçar olur. Meydana gelen siyasi, sosyal ve toplumsal hareketlerin gerçek hedeflerini ıskaladıkları gibi kendi siyasi, sosyal ve toplumsal geleceklerini de baltalamış olurlar.

Ayrıca bu durum ilişki ve iletişim yollarını tıkadığı için doğru bir bilişimi gerçekleştirmez.

Bir olguyu doğru okuma yöntemi nedir?

Bir olguyu doğru okuma; o olgu üzerine çok yönlü ve ideolojik saplantıdan uzak bir yaklaşımla okuma denemesi gerçekleştirildiği zaman sağlanır.

DoÄŸru okuma:

Olguyu nesnel, kendi bağlamı içinde, etkilendiği faktörleri ve etkileyeceği faktörleri sağlam tespit edebilmeli. Her yaklaşımın bir akıl sürecinin olduğunu ve bütün bu akıl süreçlerinin sağlıklı analizi yapılmalı. Devlet erki, siyasal erkler, sivil toplum erkleri, siyasal parti erkleri ve bütün bunların erklerini harekete geçirebilme güçleri ve yetenekleri üzerine de sağlam ve sahih bilgilenmeler sonucu ancak olguyu doğruya çok yakın bir şekilde okumaya tabi tutulabilir.

Şimdi aydınların, gazetecilerin, köşe yazarlarının niçin bu kadar farklı yorumlar gerçekleştirdiğini biraz daha açığa çıkarmış sayılırız. Bizim de bu tuzağa düşmememiz için gereken titizliği göstermemiz kaçınılmaz olmalıdır. Çünkü en büyük güç bilgi ve bilginin uygulanmasında yatmaktadır. Bu gerçeğe gözünü kapatan erkler kendi sonlarını ilan etmiş sayılırlar. Amerika son birkaç yıldır oluşturduğu siyasal atraksiyonlarla kendi imparatorluğunun bitişini ilan etmektedir. Ve bu artık birçok bilim adamı, stratejik uzman ve siyaset bilimci tarafından ilan edilmektedir. Bizim bu olaya uyan çok hoş bir ilkemiz var: 'bir şeyin şüyuu vukuundan beterdir:'

Buna ters bir örnek ise Rusya'dır…

Perestroika end glasnost politikaları eÅŸliÄŸinde Sovyet Sosyalistler Cumhuriyeti dağıldı. Bir daha Rusya'nın uluslar arası politikalara ağırlığını koyamayacağı düşünülüyordu. Ancak son zamanların en belirleyici politik gücü Rusya'dır. Ve bunu çok fazla dallandırıp budaklandırmadan gerçekleÅŸtirmektedir. Amerika çok arzulamasına raÄŸmen eÄŸer bugün Ä°ran'a silahlı bir müdahale gerçekleÅŸtiremiyorsa, bilinmelidir ki bu Rusya'yı ikna edememesinden kaynaklanmaktadır…

Andımız meselesi gibi baÅŸka sorunlarımızı da bu duyarlılıkla davranabilme istidadı saÄŸlayabilirsek eÄŸer olguların bizim lehimize deÄŸiÅŸimine zemin hazırlamış oluruz. Yoksa olgunun keskin aÄŸzı tarafından tehdit edilmeye devam edileceÄŸiz…

O yüzden tavsiyem, çığırtkanların seslerinden çok niçin ve neye yönelik görüşlerini dile getirdikleri üzerine düşünerek sorunları saÄŸlıklı teÅŸhis edebiliriz. O zamanda sanal bir korku tüneline düşmenin ve bu korku tünelinde boÅŸu boÅŸuna korkuyu yiyerek psikolojik dengemizi bozmanın bir anlamı kalmayacaktır…

Basiretli yaklaşımlara ve saÄŸduyuya dayanan davranışlar sahibi olmamız dileÄŸi ile…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.