Sosyal Medya

Makale

Dünya uleması ve ahiret uleması

Gazzâlî Ä°hyâ’da, “Åžerhu-Acâibi’l-Kalb” bölümünde, sıradan insanlar bir yana alim geçinenlerin de birçoÄŸunun “kalb, ruh, nefis ve aklın” manalarını bilmediklerini, farklı manalarda kullanılan bu kelimelerin mefhumlarını ve yerlerini karıştırdıklarını kaydettikten sonra ÅŸu açıklamayı yapıyor (özetliyorum):

 

Bu kelimelerin insanda var olan maddi-biyolojik karşılıkları da vardır, bunlar hakkında inceleme yapmak ve  bilgi vermek tabiplere ve uzmanlara düşer. Bu  dört kelimenin bir de insanda bulunan ve onu diÄŸer canlılardan ayıran, maddi olmayan idrak merkezi (bu manada latîfe kelimesi kullanılıyor)  manası  vardır ki, bu kelimelerin dördü de, bu manada birleÅŸir/kullanılır; yani dört kelime ve beÅŸ mana var; her birinin maddi, biyolojik manaları dört, birleÅŸtikleri mana ise beÅŸincisi olup  “insanda var olan,bilen ve idrak eden latife” demektir.

 

Kur’ân’da zikredilen kalb, iÅŸte bu latife manasında, “derinden kavrayan ve eÅŸyanın hakikatini bilen kalbdir”,  bu kalbin, biyolojik kalp ile özel bir alakası vardır; gerçi bu kalp, bütün organlarla ilgilidir ve onları kullanır, ama biyolojik kalp vasıtasıyla kullanır.

 

Gazzâlî İlim bölümünde ilmin

 

tarifini, çeÅŸitlerini, makbul olanını ve olmayanını, farz-ı ayn (herkesin bilmesi gereken) ve farz-ı kifaye hükmünde olanlarını … açıklıyor. Farz-ı kifaye olan “toplumun muhtaç olduÄŸu kadarını yeteri kadar kimsenin bilmesinin yeterli olduÄŸu ilimlerdir”.

 

Ona göre Peygamberimizin (s.a.) “Herkese farz olduÄŸunu” bildirdiÄŸi ilim, müminin kulluk vazifesini yerine getirmesi için gerekli olan ilimdir. Bunun da  namaz, oruç, temizlik gibi bütün müminler için ortak olanı yanında, insanın mesleÄŸi, iÅŸi, vazifesi, hal ve durumuna göre deÄŸiÅŸen kısımları vardır. Zekatla yükümlü olan bir mümin, bu ibadeti yapacak kadar zekat konusunu da farz olarak  öğrenecektir, ticaret yapan bir mümin ticarette haramı, helali de farz olarak öğrenecektir. 

 

Ãœmmetin vazifesini yerine getirmesi, izzetini koruması, toplum hayatının  doÄŸurduÄŸu ihtiyaçların karşılanabilmesi… için gerekli olan bilgi ve mesleklerin yeteri kadar edinilmesi farz-ı kifayedir.

 

Gazzâlî’ye göre birçok insanın gafil olduÄŸu, ihmal ettiÄŸi bir ilim vardır ki, bunun adı “muâmele” ilmidir, bundan da maksadı “kalbi terbiye etmek için gerekli olan ilimdir”. Bu ilim elde edilip de kalp terbiye edilince mükâşefe ilmine ulaşılır. Ä°ÅŸte bu iki ilim insanı, ahirette kuruluÅŸa götüren yolun ilimleridir ve bunlarla meÅŸgul olan alimler de ahiret alimleridir.

 

Fıkıh ilmi ile ahiret ilmi arasında komşuluk vardır; fıkhın alanı ve işi organların amelleridir, organların hareketleri de kalbin sıfatlarına bağlıdır. Kalp terbiye edilmiş ve güzel ahlak ile bezenmiş olursa ondan doğan amaller de güzel olur.

 

Kalbin eğitimi demek olan muamele ilmi güzel ahlak ve erdemler ile bunların zıtlarını bilmek, güzel ahlakın nasıl edinileceğini, kötü ahlaktan nasıl uzak kalınacağını öğrenmektir. Dünya ilminin alimlerine-müftülerine göre fıkıh vb. dünya ilimleri farzdır, ahiret ilminin alimlerine-müftülerine göre ise işte bu muamele ilmi farzdır.

 

Gazzâlî kalbin güzel halleri ve sıfatları  olarak sabır, şükür, korku, ümit, rıza, zühd, takvâ, kanâat, cömertlik, her durumda Allah’ın üzerimizdeki minnetini tanımak, ihsan (iyilik, iyi ve güzel yapmak), hüsn-i zan, güzel ahlak, geçimlilik, doÄŸruluk, ihlas… örneklerini, kötü olanlardan da yoksulluktan korkmak, kader ve kısmetine razı olmamak, intikam,  kin, haset, hile, yükselme talebi, kibir, gösteriÅŸ, öfke, cimrilik, böbürlenme, yaltaklanma, gevezelik, kendi kusurlarına kör baÅŸkalarına gözcü olmak… örnekleri verdikten sonra bunları, sebeplerini, iyilerini elde etme, kötülerinden kurtulma yollarını bilmenin ahiret alimlerine göre farz olduÄŸunu tekrar ediyor ve yaÅŸadığı zamanda deÄŸerlerin nasıl yer deÄŸiÅŸtirdiÄŸini, din ilimleri ile meÅŸgul olanların nasıl dünyaya adanmış hale geldiklerini şöyle dile getiriyor:

 

(Gelecek yazıda)

 

Kaynak: Yeni Åžafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.