Sosyal Medya

Makale

Ulustan ümmete

Bugünkü ÅŸartlarda ümmetin siyasi birliÄŸinin nasıl kurulabileceÄŸi konusunu bir baÅŸka yazıya bırakarak, aynı konuyu da içeren ve vaktiyle (1 Kasım 2013 Cuma) Ä°zmit’te yaptığım bir konuÅŸmadan bazı parçaları pazar sohbeti kabilinden paylaşıyorum:

“Ulus” uyduruk bir sosyal yapıdır, tanımlamaya kalkışılsa tutarlı bir tanımı yapılamaz; “ümmetten bir ulus, kulluktan da özgür birey çıkarıldığını” söylüyorlar. Ãœlkemizde dayatılan ideoloji karşısında belki birçok etnik grup yanlış yapabilirdi ve çok daha fazla kargaÅŸa çıkabilirdi. Bunun olmamasını dinimize ve asırlardır süregelen ümmet yapısına borçluyuz. Ulus mensubiyeti hacda kimseyi birleÅŸtirip, buluÅŸturmaz, ama ümmet mensubiyeti birleÅŸtirir. “Esselamu aleyküm” dediÄŸinde iÅŸ bitiyor zaten. Bu anahtar bütün kalpleri açıyor.

Peygamberimiz (s.a.) herhangi bir coÄŸrafyaya gönderilmedi. Ä°slam’ın ilk muhatabı Araplar olsa da O’nun gönderilmesinden sonra bütün dünya tek bir ümmet, Hz. Muhammed’in ümmetidir. Bu davete icabet edenler vardır ve kıyamete kadar davet edilenler, edilmekte olanlar vardır. Bu anlayış dünyanın her tarafındaki Ä°slam’a mensup olmayanları, diÄŸer toplulukları da peÅŸinen kabul eden (çerçeve içine alan) bir ümmet anlayışıdır.

Medine Vesikası bir toplumun ÅŸahsında Peygamber Efendimiz'in ümmete uygulamak üzere düzenlediÄŸi ilk anayasadır. Bugün etnisiteler arasında olan çatışmalar, kavgalar o dönemde kavimler, kabileler arasında sürüyordu, Medine Vesikası'nı kabul edenlerin arasında Yahudiler, Hıristiyanlar ve hatta müşrikler de vardı, fakat üst yetki sahibi Hz. Muhammed (s.a.) idi. Vesika bu topluluÄŸun tamamı için “ümmet” ifadesini kullanıyordu. Burada “ümmet” bir siyasi birliÄŸi ifade ediyordu, ama bu birliÄŸe katılanların dinleri ne olursa olsun onlara ümmet diyor ve aynı zamanda “bütün insanlığa gönderilmiÅŸ baÅŸka bir peygamber olmadığı ve olmayacağı” için potansiyel olarak ümmete dahil olan diÄŸerlerini de kapsıyordu.

 Ulustan ümmete geçebilmemiz için aileden baÅŸlayarak mahallemizde, köyümüzde, ülkemizde ve sonra da dünyada beraberliÄŸi saÄŸlamamız lazım. Camilerimiz; ümmeti toplayan yerler. Ama boÅŸ, nerede bu ümmet? Müslümanların ilk imtihanı camidir! Biz nasıl ümmetleÅŸeceÄŸiz? En üste en baskın, en belirleyici unsur olarak Ä°slam’ı koyarsak ümmetleÅŸiriz. Partinizi, tarikatınızı, cemaatinizi Ä°slam’ın üstüne koyarsanız, ‘sadece benim grubumdakiler beni ilgilendirir, diÄŸerleri ne halleri varsa görsünler’ derseniz bu olmaz. Ä°slam altta kalır, diÄŸerlerini üste çıkarırsan ümmet filan olmaz.”

Enfal suresi 46. ayette Allah Teâlâ, “Allah ve Resulü'ne itaat edin, birbirinize düşmeyin, sonra zayıflarsınız ve zaferi elden kaçırırsınız. Sabredin, kuÅŸkusuz Allah sabredenleri sever”  buyuruyor.

Şu an dünyada olan olaylar niçin oluyor? Ümmet olamadığımız için.

Ãœmmetçe davranış gruplar olarak hayırda yarıştır. 'Her ÅŸeyi sadece ÅŸu vakıf, bu dernek, o grup yapar, baÅŸkası yapamaz’ demek yanlıştır. Hayırda yarışmak tekelcilikle deÄŸil paylaÅŸmakla olur, yardımlaÅŸmakla olur.

Ä°slam ümmetinin en büyük handikapı bölünme ve parçalanmadır. Bu bir sonuçtur, biraz önce zikrettiÄŸim sebepleri ortadan kaldırdığınızda sonuç da ortadan kalkacaktır. Mahalledeki komÅŸularımızla selamlaşıyoruz, hal hatır soruyoruz yeri geldiÄŸinde. Bu iÅŸ gezi olaylarına kadar devam ediyordu. Gece vakti tencere tava çalıp, çocukları korkudan tir tir titrettiler. Mahalle ikiye ayrıldı. Tencere tava çalanlar ve bunlardan rahatsız olanlar. Yani korkanlar ve korkulanlar. Korkuyorlarmış!? Siz ortada bir ÅŸey yokken korkuyorsunuz. Biz var olduÄŸu için korkuyorduk. Senelerce her türlü sıkıntıyı, çileyi çektik. Ä°nandığımız gibi yaÅŸayamadık. Bu insanlar (iktidar) on senedir imtihan veriyorlar. Hangi korktuÄŸunuz başınıza geldi?!”

Düşünce hürriyeti deniyor. Düşünce hürriyetine saygımız var, evet. Ä°nsanlar istediÄŸini düşünebilir. Fakat her düşüncenin muhtevasına saygım yok, hoÅŸ göremem. Adamın kötü, pis, zararlı düşüncelerine saygı duymak zorunda deÄŸilim. Mümin olarak saygı göstermeye mecbur deÄŸilim. Bunu ben deÄŸil Kur’an söylüyor. O zaman mutlak hakikat ortadan kalkar. Bütün deÄŸerler göreceli hale gelir.

Bağımsız olmak istiyorsak güçlü olmak zorundayız. Bizim derdimiz, davamız bağımsızlık. Bağımsızlık ÅŸuur ister, irade ister, güç ister. Bunlar yoksa bağımsız olamazsın. Niçin Osmanlı'yı parçaladılar? Osmanlı bir ümmeti temsil ediyordu. 72 milleti bir araya getirmiÅŸti. Parçalanınca güçten düşersin ve bağımsız olamazsın. Niye Avrupa BirliÄŸi'ne girmeye uÄŸraşıyoruz? Bağımsızlık güce baÄŸlı, güç ümmete, ümmet birliÄŸe baÄŸlıdır. Arap Baharı bir ümmetleÅŸme hareketidir. Bizi ümmetleÅŸtirecek olan çerçeve ise  Ä°slam’dır.”

Kaynak: Yeni Åžafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.