Makale
Varolmak Bu Kalpsiz Dünyada
Karanlığa yokluÄŸa ve hiçliÄŸe doÄŸru süratle ilerleyen insanoÄŸlu, dünyayı çamur deryasına, hayatı yaÅŸanmaz hale getirdi. YaÅŸlıların ahları, yetimlerin gözyaÅŸları, emperyalist vahÅŸilerin silahları altında can veren insanların geride bıraktıkları çocukların, kadınların yürek yakan ağıtları, mazlumların duaları, genelde insanlığın özelde ümmetin, kurtuluÅŸ tohumu çatlatacak mı? Bahar gelecek mi? Gül açacak mı? Kara siyasanın, ahlaksız kuvvete, direniÅŸ erlerinin önünde yenilmeye mahkum olacak. Önce buna inanmalıyız…
Bu mazlum halklar kendi varlıklarının bilincine erdiÄŸi zaman, tüm karanlıkları aydınlığa çevirecek ilahi kaynaklı meÅŸaleyi ellerinde taşıma onuru ve izzeti sayesinde kurtuluÅŸ, diriliÅŸ yolunda bir adım atacaktır. Bu kalpsiz dünyada var olmak, düş yorgunu insanların kan rengi güllerle tanışıp öfkeyi kuÅŸanmasıyla mümkün. Zamanın kutsallığı idraki içinde olmayan iman yoksunu insanın, sevap toprağını nasılda çamurlaÅŸtırdığını hep beraber görüyoruz. İçimizin kuytularına zemheri soÄŸukları vuruyor. Küçümen çocukların dağınık saçlarında hüznün bütün tonlarını görüyorum bu ruhsuz dünyada…
Bu kalpsiz dünyada, tüm korkuları endişeleri umuda çeviren mütevekkil duruşuyla engellenmiş düşüncelerin zorlu siperlerinde kavga veren, sonsuz direniş örnekleri sergileyen iman erleri yeniden ruhun güllesini patlatacaklardır. Bir çamur deryasına dönüşmüş şehirlerin orta yerinde, şeytani vehimlerin sonucunda hayat ve yaşamak kırıntılarıyla avunan, tutkularının kurbanı olmuş yaşam denizinde ölüp ölüp dirilen çağdaş mülevves insan, o müthiş yalnızlığın gittikçe çoğalan resimleriyle oyun ve eğlencesine devam etmektedir. Bu kalpsiz dünyada var olmak, yüreğinde amansız ağrılar hissetmektir.
YaÅŸanmamış hayatın, yaÅŸanmamış inancın acı vermesidir var olmak kaygısı… İnsana soÄŸuk ölümler tattırır, daÄŸların rüzgarlarına baÄŸrını açar gibi bahtını açarda sabır çoÄŸaltır habire Allah aÅŸkına.
Var olmak kaygısı, gürül gürül akan bir nehir olup insanların kalbine dokunarak, etten, kemikten, paradan, taştan, demirden, yattan, kattan, villadan, çerden çöpten vs. oluşmuş insana süslü gösterilmiş ne varsa tüm bunlardan meydana gelmiş iç ve dış dünyalarının tutkularını darmadağın etmektir. Kalbe inmiş ne varsa talan etmektir ve şu demektir. Böyle bir kalp böyle bir dünya batsın/batsın bu dünya/öyle-mi ?
Bu kalpsiz dünyada var olmak kaygısı derin bir ahın ve sükutun titreÅŸimlerinden ortaya çıkmıştır. Yeniden karılıyor toprak, yeryüzü geniÅŸliÄŸinde bir coÄŸrafya açılacak yüzümüze kapanan her kapı… Kalbimiz sımsıkı kucaklayacak Afrika’yı, Asya’yı, OrtadoÄŸu’yu kadim kardeÅŸlerimizi. Bütünü atan kalple bir muhacir bir ensar gibi birbirimize sarılmak varken neden hale vahÅŸi kapitalistlerin tüketim senaryosuna alet oluyor. İnsan insanın kurdu oluyoruz. Bu ifrit çaÄŸda, kül dudaklarında kenar mahalle, varoÅŸ isyanları taşıyan gençler sizlere sesleniyorum:
Bedenimiz topraksa
Hiçbir şey aldatmasın bizi bu kalpsiz dünyada
Kusalım öfkemizi barbarların dünyasına
Önder aşkını kuşanalım, o önder-ki çamurdan yapılmış sarayında oturmuştu da, sarsmıştı vahşi barbar kalpsiz dünyayı
Evet, çamurlu sokaklarda büyüyen delikanlım çamurdan yapılmış saraylara dik gözünü, bu çamurdan saraylarda yetiÅŸenler çelikten iradeleriyle imanlarının zindeliÄŸinde, katil Amerika’ya unutamayacağı dersler vermiÅŸlerdi.
Ve sonunda kazanan sen ol, kahraman sen ol, imanın meyveye dursun, imanın gülsün
Alnının çatıyla haykır bu kalpsiz dünyanın insanlarına
Çaresizlik zırhına bürünmeyin, çaresizlik hastalığı sizi teslim almasın
Çare: İMANIMIZ…
Henüz yorum yapılmamış.