Sosyal Medya

Makale

Terörle imtihanımız

Orhan Veli, “insan, sevdiÄŸi birini tükenmiÅŸ görmek istemez” diyor. (Nesir Yazıları, Varlık Yayınları, 1953, sayfa 93.) Milletimizi ve memleketimizi seviyoruz. Ülkemizi tükenmiÅŸ olarak görmek istemiyoruz ve inÅŸallah görmeyeceÄŸiz.

Beş yıldır yaşadıklarımız bize ne anlatıyor? Kalkışma teşebbüsleri, tonlarca bombayla düzenlenen terör saldırıları, tuzaklar, kumpaslar, pusular ve darbe girişimi. Seçilmiş cumhurbaşkanının 'diktatör' ilan edilme kampanyaları. Bütün bunların yanına, güneyimizde oluşturulmak istenen terör koridorunu da ekleyelim. Evet, bunlar bize ne söylüyor? Bu kadar farklı kesimi bir araya getirip milletin üzerine gönderen kimdir, hangi akıldır? Sorumuz burada dursun.

Yerini bilen, yurdunu bilir. Yerini bulan şımarmaz, şaşırmaz. Beş yılda yaşanan olaylara şahıslarıyla birlikte bakalım. Kimisi firarda, kimisi hapiste, kimisi de kullanılıp bırakılmanın üzüntüsü içinde. Ortak özellikleri şımarıp şaşırmaları. İşi, devleti tehdit edecek noktaya vardırmaları. Sonuç, öz yurduna hainlik. Hemen buraya yazalım: Sadakat güzel bir elbisedir, insana yakışır.

Şimdi şu soru soruluyor: Hakkında yakalama kararı bulunan biri, hangi sıfatla, Almanya cumhurbaşkanıyla görüşebiliyor? Sıfatı yazdık yukarıya. Paralel yapının liderine konfor ve koruma sağlayan da bu sıfattır.

***

Bölücü terör örgütünün çok uluslu ve sermayeli bir şirket olduğunu defalarca yazdık. Bu yüzden bitirilmesinin zor olduğunu da. Hatırlayınız: Mavi Marmara seferi esnasında, terör örgütü, tarihinde ilk kez deniz üssümüze saldırı düzenlemişti. Bu ne demekti, biliyoruz. Benzer durum, paralel yapı için de geçerliymiş. Bunu da sonradan öğrendik.

Sayın ErdoÄŸan, “Bölücü terör örgütünü kaç kez yok ettik, fakat hâlâ ortada. Çünkü bazı güçler ülkemizin kalıcı istikrara kavuÅŸmasını istemiyor” dedi. Garip olan, artık saklama ve saklanma ihtiyacı da hissetmiyorlar. Oyun açık bir biçimde oynanıyor. Elbette dikkat ediyoruz: Ne zaman millet ve ümmet lehine hayırlı bir adım atılsa, terör saldırısı oluyor, uÄŸursuz sesler yükseliyor. Sadece bu bile niyeti göstermeye yetiyor.

Yine ErdoÄŸan'dan: “Tüm bu faaliyetlerin ortak özelliÄŸi, ülkemizi sıkıntıya sokmayı amaçlayan eylemler olmasıdır.” Biraz açarsak: Türkiye'yi terörle terbiye etmek, dizginlemek, zayıf düşürmek. Devamında da operasyona açık hale getirmek.

Tarih ve tekerrür: Yüz yıl önce Ermeni terör örgütlerinin arkasında kimler varsa, aynı aktörleri bölücü terör örgütünün de yanında görüyoruz. Ayrıca Almanya gibi birkaç ilave daha oldu. Sürecin sonunda Osmanlı parçalandı. Elde bakımsız bir Anadolu kaldı. Bir asır sonra, tekrar beka meselesini konuşmaya başladık.

Başından beri söylediÄŸimiz budur: Türkiye, batı dünyasıyla iliÅŸkilerini gözden geçirmek, yeniden kurmak zorundadır. Bugün, bu ülkelerle aramızda ÅŸiddetli geçimsizlik vardır. Åžiddet, terör örgütleri oluyor. Onların himaye edilmesi, desteklenmesi. Yazımızın yazıldığı saatlerde ajanslardan gelen görüntülü haber: “Amerika, terör örgütüne silah sevkiyatına baÅŸladı.” Böylece müttefik olmadığımız ortaya çıkıyor.

Terör derken, sadece yasadışı grupları ve onların cinayetlerini kastetmiyoruz. Bunun çeşitleri var. Hepsini birden uyguluyor, her alanda şanslarını deniyorlar: Diplomasi, medya, sermaye terörü. Hatta kredi notu terörü.

***

Her fırsatta “Avrupa duy sesimizi” diyoruz. Emin olun, fısıltımızı bile duyuyorlar.

Dünyanın gözü önünde, tarihin en dirayetli milletine zulmediyorlar. Haksızlık karşısında susacak değiliz. Böyle biri olamayız.

Katillerin barış güvercini olarak takdim edilmesinden sıkıldık. Basit bir soru: Nobel Barış Ödülü, bugüne kadar kimlere verilmiş? Liste, batı dünyasının durduğu yeri göstermesi açısından önemli.

Çok cepheli bir terörle imtihan ediliyoruz. Neredeyse her gün “bir sen eksiktin” dediÄŸimiz kiÅŸiler, kurumlar ve ülkeler karşımıza çıkıyor. Sürekli rahatsızlık duyuyorlar.

Utanmazlık nedir? Konumuza uygun bir örnek verelim: 'Terörle mücadele' adı altında İslâm beldelerinde terör estiriyorlar. Vaziyet ortada. KardeÅŸ ülke Pakistan'ı ne hale getirdiler. Nükleer gücü vardı ve Asya'nın yükselen yıldızıydı. Bu bize ders olsun, ibret alalım. 

Uzun sözün kısası: İmtihanı kaybedersek, sadece biz kaybetmiş olmayacağız. Bu imtihan, ümmetin mazlumlarını ve umutlarını da yakından ilgilendiyor.

Tesellimiz: Allah'ın izniyle, ölmedikçe güçleniyoruz. Tevekkül konusunda sıkıntımız yok. Artık tedbir zamanıdır

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.