Sosyal Medya

Makale

Ertelenmiş bir yazı

AK Parti hükümetlerinde Kültür ve Turizm Bakanlığı yapmış isimler şimdi neredeler? Sorumuzun cevabı, kültür ve sanata verilen önemi göstermesi açısından önemli.

İktidar partisinin en çok kayba uğradığı yer, Kültür ve Turizm Bakanlığı'dır. Maalesef, vazgeçilen, elden çıkarılan ilk adresin yahut mevzinin burası olduğunu görüyoruz. (Gazetelerimizin kültür - sanat sayfaları da böyle değil mi?)

Bütün bunlar, Ak Parti'nin bir kültür davası olup olmadığına dair tereddüt uyandırıyor.

Birkaç gün önce şöyle bir haber okudum: “Erciyes Dağı Türkiye'nin Alpleri oluyor.” Biraz geriye gidip bir haber daha verelim: “Diyarbakır'ın Sur ilçesi, İspanya'nın Toledo ÅŸehri gibi olacak.” En azından, örnekler çeÅŸitlendi diye sevinebiliriz. Eskiden sadece Paris vardı.

Bu tür benzetmelerle karşılaÅŸtıkça, hep aynı sözü mırıldanıyorum:“Bize ait olan ne kadar uzakta.” (İsmet Özel)

Hâlâ baÅŸkaların diliyle konuÅŸuyor, gözüyle görüyor, aklıyla düşünüyoruz. Kendi kelimelerimiz, kavramlarımız, kıymetlerimiz, beldelerimiz nerede? Böyle bir kültür - sanat ve millî kalkınma politikası olabilir mi? Gerçi olur. Fakat buna 'bizim' diyemeyiz.

***

Kaç vakittir, Sayın Erdoğan ve Davutoğlu'nun kültür - sanat dünyasıyla ilgili adımlarını, hamlelerini, toplantılarını takip ediyorum. Uzaktan.


İlk dikkatimi çeken: Eli kalem tutanlardan ziyade, sahne dünyası ve eÄŸlence sektörüne mensup isimler tercih ediliyor. Mikrofon yahut kamera, kalemin ve kitabın önüne geçiyor.

Haber: “Ahmet DavutoÄŸlu Dolmabahçe'de kültür sanat dünyasından isimlerle bir araya geldi.” (25 Mart) Listeye tekrar ve tekrar bakıyor, Åžafak Sezer, Serdar Ortaç gibi isimlerin arasında kültür ve sanata dair bir iÅŸaret arıyorum. Evet, birkaç tane var.

İster Cumhubaşkanlığı olsun, ister Başbakanlık, sanki listeler aynı eller tarafından hazırlanıyor. Ortak isimlerin çokluğu ve garipliği dikkatlerden kaçmıyor. Acun Ilıcalı, Hande Yener, Alişan, Ercan Saatçi, Necati Şaşmaz, Yavuz Bingöl vs.

Bu manzara birilerini rahatsız ediyor mu, bilmiyorum. Bildiğim, hakkaniyetli olmadığı, iyi görünmediği.

Åžarkıcı, oyuncu ve sunucular olmasın deÄŸil, olsun. Mesele ÅŸu: Kültür ve sanata, edebiyat ve fikriyata emek vermiÅŸ, iÅŸin çilesini çekmiÅŸ, hayırlı hizmetlerde bulunmuÅŸ isimler niçin pek yok? Aklıma ÅŸimdi, ÅŸu anda gelenler: Ahmet Özalp, Mekki Yassıkaya, Mustafa Kirenci, İlhan Kutluer, Mehmet Kahraman, Hasan Aycın, Ali Haydar Haksal, Arif Ay, Nurettin Durman, Mürsel Sönmez… Bu kıymetlerin söyleyecek bir sözü olamaz mı? Konuyla ilgili bir fikri?

Kabul ediyorum; kitle partisi olmak diye bir gerçek var. Nihayetinde, büyük veya küçük, her kitlenin bir özü yok mudur?

Son olarak, BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu, Kültürel Kalkınma Eylem Planı'nı açıkladı. (21 Nisan) Yine, ÅŸarkıcıların ve oyuncuların çoÄŸunlukta olduÄŸu bir davetliler topluluÄŸu önünde.

Kültür varlıklarını korumak, müzeciliÄŸi teÅŸvik etmek, özel tiyatrolar, ören yerleri, yeni istihdam alanları, sanat merkezlerinin inÅŸası… Ömer Lekesiz'in sözleriyle söyleyelim: DaÄŸ, fare doÄŸurmuÅŸtur. (Yeni Åžafak, 22 Nisan.)

Aynı yazıdan: “Ak Parti'nin zaten problemli olan kültürle imtihanı böyle sonuçlanmamalıydı. Bizim kültür iÅŸlerimiz, gerek zamanıyla, emeÄŸiyle ve gerekse maddi imkânıyla kendini adayan vakıf adamlarımız, sanatçılarımız, yazarlarımız ve yayıncılarımızla bugünlere ulaÅŸtı. Belli ki, bundan sonra da bu böyle olacak.” Evet, aslımız ve esasımız iÅŸte budur. 'Kültürel iktidar' bahsine de buradan bakıyoruz.

***

Zor zamanların mühim işlerinden biri de eleştiriyi ertelemesini bilmektir. Kendimi ancak bu kadar tutabildim.


Yanlış anlamaları önlemek adına hemen söyleyeyim: Devletin veya herhangi bir ajansın önünden geçmişliğim yoktur. Mizacım gereği davetlere katılamıyorum. Son yıllarda çok yaygınlaşan 'akçalı işler'den de hayli uzağım.

BildiÄŸim, anladığım ÅŸudur: Adına kültür, sanat, edebiyat denilen ÅŸey, daima kitaplar ve dergiler üzerinden ilerlemiÅŸtir. Yazar, yayıncı ve editör. Kâğıt, kalem ve mürekkep. Fikir buradadır. Sözümüz; derdi olan, nesilleri korumaya çalışan insanların eliyle/diliyle bugünlere gelmiÅŸtir, ulaÅŸmıştır. Bu zahmetli mücadeleyi hafife alan, ihmal eden her türlü düşüncenin karşısındayız.

Elbette güzel işler oldu, oluyor. Fırsat buldukça onları da yazıyoruz.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.