Sosyal Medya

Makale

İslam dünyası nasıl kurtulur?

Ä°slam, dünyada en fazla inananı olan dinlerden birisi. Ä°slam medeniyeti uzun yıllar dünyanın en kritik bölgelerinde devletler kurmuÅŸ ve son 15 asırdır kendisini dikkate almadan herhangi bir jeopolitik analiz yapmayı imkânsız kılmış bir medeniyet. Buna raÄŸmen uzun süredir ‘Ä°slam dünyası nasıl kurtulur?’ tartışması yapma ihtiyacı var. Ä°slam dünyasının liderlerini bir araya getiren Ä°stanbul’daki Ä°slam Ä°ÅŸbirliÄŸi TeÅŸkilatı’nın Ä°slami Zirvesi de ister istemez benzer soruları tekrar gündeme getirdi.

Ä°slam Ä°ÅŸbirliÄŸi TeÅŸkilatı (Ä°Ä°T) üye sayısı bakımından dünyanın en büyük kuruluÅŸlarından birisi. Aynı zamanda kemiyet ve potansiyeliyle ters orantılı olarak dünyanın en verimsiz kuruluÅŸlarından birisi. Yapısı ve üye ülkeler arasındaki siyasi, ekonomik ve coÄŸrafi heterojenlikten dolayı bir türlü aktive edilemeyen, Ä°slam dünyasının bırakın kökleÅŸmiÅŸ problemlerini, güncel ve ufak temaslar gerektiren problemlerini bile ele almaktan aciz bir performansı var. Ä°Ä°T’nin yapısı hatta ontolojisiyle alakalı birçok eleÅŸtiri yapılabilir. Fakat sorunun kaynağı daha derinlerde ve bu sorunlara deÄŸinilmeden yapılacak eleÅŸtirilerin çoÄŸu havada kalacak. Nihayetinde Ä°Ä°T, Ä°slam dünyasının bir ürünü ve Ä°slam dünyasının kronik problemlerinden doÄŸrudan nasibini alıyor. 
Öncelikle Müslümanlar arasında birlik ve kardeÅŸlik hissiyatının ciddi bir erozyona uÄŸradığı çok açık. Aynı dine inanmakla siyasi olarak iÅŸbirliÄŸi yapmanın veya ortak hareket etmeninin farklı ÅŸeyler olduÄŸu fikri yaygınlaÅŸmış. Hatta iÅŸbirliÄŸi için Batılı ülkeleri özellikle tercih eden Ä°slam ülkeleri var. Bu da isminde iÅŸbirliÄŸi geçen Ä°Ä°T’ye ontolojik bir meydan okuma yöneltiyor. Ä°slam ülkeleri arasında iÅŸbirliÄŸi bir tarafa rekabet, düşmanlık hatta çatışmalar oldukça yaygın. Bu sebepten belki de ilk yapılması gereken CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın da zirve çerçevesinde dediÄŸi gibi ‘Düşman azaltıp, dost kazanmak’tır. Belki bu kaotik dönemde düşmanlıkların giderilmesi iÅŸbirliÄŸinden de daha fazla önem arz ediyor. 
Ä°sminde Ä°slam geçtiÄŸinden dolayı Ä°Ä°T çatısı altında en azından birtakım Ä°slami deÄŸerlerin belirleyici olması beklenir. Bu da teÅŸkilatın en büyük çıkmazlarından birisi. Dünyanın farklı yerlerinden birçok ülkeyi aynı çatı altında toplayan örgütün üyeleri arasındaki en büyük benzerlik hepsinin ya halkları Müslüman ülkeler olması ya da hatırı sayılır miktarda Müslüman nüfusu barındırması. Bu ülkelerde Ä°slami deÄŸerlerin ne ölçüde tedavülde olduÄŸu ise koca bir soru iÅŸareti. Kaldı ki Ä°slam, Ä°slami yaÅŸam, Ä°slam-siyaset iliÅŸkisi gibi konularda da mezkur ülkeler arasında uçurumlar var. Hal böyleyken halklarının Müslüman olması Ä°Ä°T ülkelerini siyasi konularda aynı payda altında maalesef toplamıyor. Suriye, Libya, Mısır’daki darbe vs. buna en çarpıcı örnekler. 
Ä°slam dünyasında mezhepsel ve ideolojik kutuplaÅŸmalar yaygın. Ä°Ä°T’nin en etkili aktörlerinden Suudi Arabistan ile Ä°ran arasındaki mezhep soslu jeopolitik gerginlik ve rekabet Ä°slam dünyasının birçok noktasında güçlü karşılık buluyor. Yemen, Suriye, Irak, Bahreyn, Lübnan, Pakistan’da derin izleri var bu rekabetin. Ä°slamcı, demokrat, seküler, Marksist, Baascı, milliyetçi, cuntacı vs. gibi farklılaÅŸmalar da Ä°slam ülkelerinin ortak zeminde buluÅŸmasını maalesef engelliyor. Hal böyleyken Ä°Ä°T de iÅŸbirliÄŸinden ziyade hesaplaÅŸma arenasına dönüşüyor. 
Türkiye’nin dönem baÅŸkanlığında TeÅŸkilat’ın realist davranarak Ä°slamofobi gibi, Filistin gibi ekserisinin temelde benzer düşündüğü konulara yoÄŸunlaÅŸması lazım. Bu esnada gerginliklerin artmaması bile kar hanesine yazılabilir. Büyük sorunlarımız var ama ekstra fikir ayrılıklarına sebep olmayacak konulara yoÄŸunlaÅŸmakta fayda var.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.