Sosyal Medya

Makale

Amacımız nedir?

En kıymetlisi, iÅŸini yapıp kenara çekilmektir. Yaptıklarının reklâmcısı olmamaktır. Bunun için ortalıkta dolaÅŸanlar, dost deÄŸil, ancak yeni ortaklar bulabilirler. Ortaklıklar, çoÄŸunlukla, iyi bitmez. Biz, kader birliÄŸinden yanayız.

İnsan, yalnız olup olmadığını zor zamanlarında anlar. Öte yandan, inanıyor ve biliyoruz ki, zemheri de, evvelbahar da Allah'tandır. Şimdi kıştayız, aralık, ocak ve şubat sıkıntılı geçecek, nisanda ise bahar gelecektir. Görüntü sizi yanıltmasın. Bu hep böyle olmuştur.

Yaprakları, dalları yahut gövdesi ne kadar hırpalanırsa hırpalansın, inanan insanın kökü sağlamdır. Durulmak için, evvela yorulmak gerekir. Belki de bu yüzden, 'tertemiz' kelimesini çok önemsiyorum. Çalışmış, ter dökmüş ve temiz kalmış. Onca olumsuzluğa rağmen.

Niyet, neredeyse her şeydir. Örnek verelim: Pınarbaşı kelimesinin anlamlarından biri de şu: Suyla ilgili devlet memuru. Bu bilgi eşliğinde, 'pınar baştan bulanır' türküsünü söylediğimizde, anlam değişiyor mu? Değişiyor. Başka bir şey oluyor.
Herkesin herkesi rahatlıkla eleÅŸtirdiÄŸi bir devirdeyiz. 'Karalama' da diyebiliriz. Bir büyüğümüzden ilhamla şöyle diyelim: Yanlış anlatılmak, yanlış anlaşılmaktan çok daha kötüdür.

Sezai Karakoç, Gün Saati isimli eserinde, bize, eleÅŸtirinin nasıl olması gerektiÄŸini anlatır, öğretir: “EleÅŸtirmede ölçü, bence, insanın kendini eleÅŸtirilenin yerine koyması olmalıdır. Åžartları hesaba katmak, eldeki imkân ve vasıtaları iyice hesaplamak, yani adaletten ayrılmamak, eleÅŸtiri saÄŸlığının ve ahlakının ilkeleri arasında anılsa yeridir.” Mesela ellisine gelmiÅŸ bir yazarı, yirmi yaşında kaleme aldığı bir yazıyla açığa düşürmeye çalışmak. Åžu kadar yıllık iktidarı, acemilik döneminde yaptıklarıyla yargılamaya kalkışmak.

Evet, adalet yoksa, adavet olur. Adavet: Düşmanlık, husumet, kin, garaz. (D. Mehmet Doğan, Büyük Türkçe Sözlük.)

Dünya, üç günlüktür. İkisi yolda geçer, kalır bir. 'Bugün Allah için ne yaptın' sorusu, buna işaret ediyor gibidir. 'Değerli olan, hayat değil, hayatın amacıdır' deniliyor. O halde soralım: Amacımız nedir?

Bazen, hatta çoÄŸu zaman, insanın fıtratı ile çağın ÅŸartları birbirini tutmayabilir. Tavrımız, insandan ve yaratılış gayesinden yana olmalıdır. Piyasanın bizi yönetmesine izin veremeyiz.

İnsan, insana emanettir. Sadece ailemizin mensupları değil, ülkemizin fertleri de. Emanet ise insanın aynasıdır. Ona neyi reva görmüşsek, öyle görünürüz.

Dürüsthan, 'yanlışsız okuyan' anlamına geliyor. Bu cümlenin hemen peşine, şunu eklemek isterim: Yanlışsız yazan, yalansız yaşayan.

Bu dağınık yazıyı toparlamaya çalışalım: Kendimizi nerede buluyorsak, orada bulunmak isteriz. Yerini bulamamak yahut yadırgamak ifadesini dokunaklı kılan, onu gurbetle aynı hizaya getiren, biraz da bu duygudur.

Öte yandan, şöyle de söylenebilir: Bulmak, insanı yorar. Aramak yeterlidir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.