Sosyal Medya

Makale

Siyaset ve samimiyet

u iki kelimenin, kavramın, daha doÄŸrusu dünyanın, bir araya gelme, beraber olma imkânı var mı? Çok zor.

Kaybolan, yıkılan camilerle ilgili bilgi toplarken, ÅŸu gerçekle karşılaÅŸtım: Demokrat Parti döneminde, İstanbul’da tam bir cami kıyımı olmuÅŸ. Çevre düzenlemesi, yol çalışması gibi bahanelerle. Ezanı aslına kavuÅŸturan da aynı parti.

İlk, orta ve liselere din dersini getiren de, dindarlara savaÅŸ açan da aynı siyasetçi. Örnekleri çoÄŸaltabiliriz.

Åžimdi, yeni bir seçimin eÅŸiÄŸindeyiz. Bu kadar çok aday adayının ortaya çıkmasını sadece dava kavramıyla açıklayabilir miyiz? Millete ve memlekete hizmet etmekten bahsedenler, bulundukları yerde / mevkide bu iÅŸi yapamazlar mı? ÖÄŸretmen, doktor, bürokrat... Pekala yapılabilir.

Karşımızdakine ya insan, ya imkân olarak bakarız. Buradan yola çıkarak soralım: Siyasete ‘soyunanlar’, iktidar partisine nasıl bakıyorlar?

Siyasete girenlerin, siyasilere yakın olanların, büyük ölçüde ve hızla zenginleÅŸtiÄŸi bir ülkede yaşıyoruz. Bu gerçek, cevap için bir ipucu olabilir.

Muhalefet partilerinde aday adayı patlaması / enflasyonu niye yok? Çünkü kazanma ihtimalleri az. Tam da burada, ÅŸunu hatırlatalım: Adına dava dediÄŸimiz ÅŸey; zaferden deÄŸil, seferden sorumlu olmaktır.

Aday adaylarıyla beraber, hemen bir meziyet piyasası oluÅŸtu, marifetler pazara sürüldü. KiÅŸilerin özellikleri, becerileri, bugüne kadar yaptıkları vs. İnancım ÅŸu: Meziyetlerimizi anlatmaya koyulduÄŸumuz andan itibaren, onları kaybetmeye baÅŸlıyoruz. Ayrıca bulunduÄŸumuz veya bize emanet edilen mevkiyi / makamı sıçrama tahtası olarak göremez, kullanamayız.

Evet, ‘siyasete soyunmak’ deniliyor. Bunu yaparken, üstümüzden hangi elbiseleri çıkarıyor, ne gibi hususiyetlerimizden vazgeçiyoruz? Feda edilenler neler?

Birkaç sene önce bir parti kurulmuÅŸtu. Hedef, elbette iktidara gelmekti. Çünkü mevcut iktidarın yetersiz kaldığı alanlar / konular vardı. Sıklıkla yanlış yapıyorlardı. Åžimdi, o giriÅŸimin mensupları, iktidar partisinden mebus olabilmek için inanılmaz bir yarışın içine girmiÅŸ durumdalar. Büyük bir istekle, iÅŸtahla. Bu vaziyeti nasıl izah edeceÄŸiz? “MeÄŸer hepsi yalanmış” demek yetiyor mu? Görülüyor ki, parti deÄŸil, reklâm ajansı kurulmuÅŸ. Yazımızın baÅŸlığını yeniden hatırlatalım.

***

İktidar olmak, orada kalmak, sonu gelen, sönüp biten bir duygu deÄŸildir. Bunu defalarca gördük, görüyoruz. Doksan yaşındaki bir insana teklif götürün, ‘hayır’ demez. Demiyorlar, demiyoruz.

Öte yandan, mütedeyyin camianın kırk yıldan beri çıkardığı siyasetçiler / baÅŸkanlar neredeler? İşin sonunda, neyin parçası olmuÅŸlardır? Kaç tanesi ayakta kalabilmiÅŸ, baÅŸladığı gibi bitirebilmiÅŸtir?

Tanıdıklarımdan ve ÅŸahitliklerimden örnek verirsem, sonucun can sıkıcı olduÄŸunu söyleyebilirim. İktidarla ve imkânla imtihan, ağır kayıplarla neticelendi. Öncelikler deÄŸiÅŸti. Cahit ZarifoÄŸlu, ‘bir deÄŸirmendir bu dünya’ demiÅŸti. Daha ÅŸiddetlisi, siyaset için geçerli oldu.

Buraya bir ilave yapalım: Eskiden siyaset ile politika kavramlarını birbirinden ayırırdım. Artık böyle bir ihtiyaç hissetmiyorum.

Peki, kimse aday adayı olmasın mı? Memleket sahipsiz mi bırakılsın? Ehil olanlar dışarda mı kalsın? Hayır ve hayır.

Siyaseti geçim kapısı olarak gören menfaat düÅŸkünlerinden, madde bağımlısı olanlardan ve ikbal avcılarından ÅŸikâyetçiyim. Heyecan ticareti yapanlardan. İnsanları kırarak ve kullanarak ilerleyenlerden. Bir adım öne çıkınca geriye dönüp bakmayanlardan. Her ÅŸart altında kazançlı çıkmayı meslek haline getirenlerden.

Millete ve memlekete lazım gelen, siyasetin yan etkilerini kaldırabilecek dirayetli / ÅŸahsiyetli isimlerdir. Yerli ve millî. Onurlu ve olgun. Cefa yüzünden vefayı terk etmeyecek. Türkiye’nin önemini ve neye karşılık geldiÄŸini iyi bilecek. Milyonlarca insanın fedakârlığından oluÅŸan bu ülkeyi kutsal emanet olarak görecek. Özetle; balı eldivenle tutacak.

İşte böyle insanları arıyoruz.

yenisafak.com

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.