Sosyal Medya

Makale

Esed-Hizbullah-Muhalifler üçgeni

Bugünlerde Suriye meselesine iliÅŸkin kritik geliÅŸmeler yaÅŸanmakta. Bir taraftan muhaliflerin güneyde artan hâkimiyeti (en son olarak kritik 82. Tugay’ın muhaliflerce ele geçirilmesi) diÄŸer taraftan da Hizbullah-Ä°srail arasındaki gerginlik, Suriye krizinin gidiÅŸatına dair önemli fikirle vermekte. Hepiniz Suriye’ye bölünebilecek bir ülke olarak bakanların ürettiÄŸi haritaları ve bu haritalar üzerinden kestikleri ahkâmı görmüÅŸsünüzdür. 

Haritaya göre kuzeyde ve kuzeydoÄŸuda PYD, IŞİD ve muhaliflerin hâkimiyet bölgelerinden oluÅŸan bir kuÅŸak veya üç devletçik ve Åžam ve sahil bölgesini içeren bir Esedistan yer alır. Harita Esed’in, muhaliflerin ve IŞİD-PYD yapılarının hâkimiyet alanlarının kemikleÅŸtiÄŸi tezine dayanır ki bu tez Suriye’de hâkimiyet kavramının sanıldığından veya iddia edildiÄŸinden daha akışkan olduÄŸunu inkâr eder. Oysa Esed rejiminin mutlak hâkimiyeti altındaki bölgelerde bile bir Esedistan kurmak için bile coÄŸrafi ve demografik ÅŸartlar yeterli deÄŸil. 

Muhalifler güneyde güçlü 

ÖrneÄŸin Suriye’nin güneyinde muhaliflerin kurduÄŸu ve nispeten harmonik bir ÅŸekilde hareket eden koalisyonun hâkimiyet alanı sanıldığından daha geniÅŸ ve kritik bir alanı kapsar. Esed rejiminin Ürdün, Ä°srail ve Irak’la sınır teması neredeyse hiç yoktur. Muhaliflerin en güçlü olduÄŸu alanlardan bir tanesi, Åžam’ın banliyöleridir. Hatırlayın muhalifler daha önce çatışmaları Esed’in sarayının birkaç kilometre yakınına kadar taşıyabilmiÅŸlerdi. Ama karşılaÅŸtıkları iki tane ana sıkıntı vardı: Birincisi Esed rejiminin hava gücü konusundaki tekeli. Arazide kaybettiÄŸi noktaları sivilleri de umursamaksızın uçak, helikopter, füze ve daha ucuzu varil bombalarıyla havaya uçuran Esed rejimi, muhaliflerin Åžam’ın içlerine doÄŸru kaymasını engelleyebildi. Ä°kinci sıkıntı ise muhaliflerin ilerleme anlarında özellikle Ürdün üzerinden ikmal yollarının kesilmesi. Ürdün muhaliflerin sınırdaki varlığını kendisi için bir tampon bölge olarak kullanıyor. Bu sebepten muhaliflerin ne ilerlemesini ne de geri çekilmesini istiyor. Bu açıdan baktığımızda rejimin hava hâkimiyeti üzerine bir müdahale veya ikmal yollarının kesilmemesini saÄŸlayacak bir uluslararası irade Åžam’ın düÅŸmesine kapı aralayacak bir süreci baÅŸlatabilir. Fakat sorun böyle bir iradenin olmaması. 
Bir iki nokta hariç kuzeyi ve neredeyse tamamen güneyi kaybeden, Irak sınırını IŞİD’e kaptıran, Lübnan sınırının bazı bölgelerini Hizbullah’a devreden, baÅŸkent Åžam’ın banliyölerini bile kontrol edemeyen Esed rejiminin Suriye’yi tekrar yönetebilmesini beklemek hayal gücünü fazla zorlamaktır. Bazı kurumları yalanlasa da ABD’nin Esedli çözüm hayalini de bu açıdan deÄŸerlendirmek lazım. Ayrıca, güneydeki durum aynı zamanda muhaliflerin IŞİD ve PYD ile uÄŸraÅŸmak zorunda kalmaması halinde yapabileceklerini göstermesi açısından da önemlidir. 

Hizbullah, Suriye’yi önceliyor 

Hizbullah-Ä°srail gerginliÄŸi de Suriye meselesini yakından ilgilendirmekte. Esed rejiminin sadık dostu Hizbullah an itibarıyla dikkatini Suriye’den baÅŸka noktalara kaydıracak bir maceraya giriÅŸmek istemiyor. Bu durum da aslında Hizbullah’ın Suriye’de boÄŸazına kadar çatışmaların içerisine girdiÄŸinin bir göstergesi. Hizbullah ve Ä°ranlı komutanların Suriye’de Ä°srail tarafından öldürülmesinden sonra Hizbullah Ä°srail’e karşılığı Lübnan topraklarından verdi. Ä°srailli ölü sayısı bilinmiyor; fakat bilinen bir ÅŸey var o da her iki tarafın da çatışmaları tırmandırmak istememesi. Hatta Hizbullah’ın UNIFIL aracılığıyla Ä°srail’e niyetinin tansiyonu yükseltmek olmadığını ilettiÄŸi konuÅŸuluyor. Bu da gösteriyor ki Hizbullah için öncelik Suriye. Hatta saldırıyı Lübnan’dan yapması bile an itibarıyla Lübnan’ın selametinden çok Suriye’deki varlığını önemsediÄŸini gösteriyor. 

AKSAM.COM

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.