Makale
Uslu iyiler, şımarık kötüler

Yazar:
İbrahim TenekeciSadece insanların deÄŸil, mekânların da bir ruhu vardır. Edirne'den Kars'a kadar yaÅŸadığımız topraklar baÅŸtan sona ruhtur. Her bölgesi, bizi millet yapan aziz ve acı hatıralarla doludur. Edirne'ye gittiÄŸiniz zaman, sadece Selimiye'nin minarelerini ve kubbesini görmezsiniz. Gönül gözünüz açıksa eÄŸer, Edirne Savunması Günleri'ni de görürsünüz, duyarsınız. Tabyalara çıkarsanız, Edirne Müdafii Mehmet Åžükrü PaÅŸa'yla dertleÅŸebilirsiniz. Çatalca'ya baÄŸlı DaÄŸyenice köyünde Alaiye ÅžehitliÄŸi'nin ne iÅŸi var, nasıl olmuÅŸ, neler yaÅŸanmış, az-çok bilirsiniz. Özünü ve sözünü yitirmiÅŸ olanlar için bunlar elbette abartılı ÅŸeylerdir.
Çanakkale, Malazgirt, Çaldıran, Ahlat, Sarıkamış gibi yüzlerce beldemizde aynı ruh, aynı derinlik sizi karşılar. İşte o ÅŸahitliklerden biri: 'Hiçbir dünyalık telaÅŸ zerresi taşımadan, ölüm hesaplarına kafa yormadan, yalnız vatan aÅŸkı ve imanıyla bu yollarda yürüyen ÅŸühedanın nefesi Sarıkamış'ta esen rüzgâra karışmış gibiydi.' (Yıldırım Alkış, Sanatkars dergisi, sayı 2, sayfa 20) Aynı hisleri Malazgirt ovasında ben de yaÅŸamıştım.
Son olaylar bize bir kez daha gösterdi ki, bu toprakların ruhuna karşı yapılan yıkıcı hamleler bitmeyecek, devam edecek. İnsanları küstürmek için her yol denenecek. Küsen insanın neÅŸesi söner, direnci kırılır, bıkkınlığı artar; nihayetinde yorulur ve pes eder.
GördüÄŸümüz budur: Sadece insanların canına ve malına saldırmadılar, milletin hayatına, vatanın ruhuna da saldırdılar.
İsmet Özel, 'insanların baÅŸkalarını tahrip etmek üzere hareket etmeleri kendi acizliklerinin, kendi korkularının, kendi çaresizliklerinin bir uzantısıdır' diyor. Diyoruz.
Bir de bu var: 'Birliğin kederi, ayrılığın sefasından daha hayırlıdır.'
***
İyiliÄŸin tek, kötülüÄŸün çok yolu vardır. DoÄŸru ile yalan gibi. DoÄŸru birdir, yalan bin.
Mücadele, uslu iyiler ile şımarık kötüler arasındadır. Kısaca, insaflılar ve insafsızlar.
Milletimiz, rabbinin hatrına, bazı şeylere sabretmektedir. Sabretmelidir de.
Kurban payı dağıtan on altı yaşındaki bir çocuÄŸun defalarca öldürülmesi. Haberleri okuyamamak, görüntülere bakamamak.
Bu vahÅŸetin, barbarlığın bir adı yok. Suçluları önümüze dizseler bile, 'ÅŸu yaptı' diyemeyiz. İşlenen cinayet, insandan ve insanlıktan iÅŸte bu kadar uzakta.
Peki, bu cinnet, bu hırs niçin? Neye karşılık? Kime karşı? Daha önemlisi ve acısı, bir insan bu hale nasıl gelebilir? GeçmiÅŸten olumsuz örnekler vermek; haksızlık, ayrımcılık vs, kimsenin suçunu ve yükünü hafifletmez. Vebali ortadan kaldırmaz. Hak-hukuk ancak böyle aranmaz.
Bilinmelidir ki, kötülük, insanı iyi bir yere götürmez. DüÅŸmanlık, sonu olmayan bir acıdır. KardeÅŸlik ise eskimeyen bir tazelik, hiç dinmeyen bir müzik.
İyilik bahsine bir ilave daha yapalım: İyi bir insan olursanız, olmaya çalışırsanız, kimse size dokunmaz diye düÅŸünüyordum. Öyle deÄŸilmiÅŸ. Asıl, ÅŸerlerinden korktukları için, kötü kimselere iliÅŸmiyorlar. Kötüler, iyilerden rahatlar.
Burada, iyi kelimesinin yerine Türkiye'yi yazabiliriz. Çünkü ülkemiz, iyilik kapısıdır. İnsanımız, iyiliÄŸin elidir. Türkiye, dünyada en çok insanî yardım / iyilik yapan üçüncü ülkedir. Gayrisafi millî hasıla ölçü alınırsa, birinci.
Böyle bir ülkeye / millete kötülük etmek.
***
Türkümüz, 'insanoÄŸlu yaÅŸar mı / kalsa nefesten ayrı' diyor. Diyelim ki, Türkler, Kürtlerin nefesidir. Sesi ve soluÄŸudur. Sadece son yıllardaki geliÅŸmelere bakılarak bile bunun böyle olduÄŸu rahatlıkla görülebilir. Bazı siyasetçilerin aksi yöndeki çabaları, 'halkını' düÅŸünmek ve temsil etmekten ziyade, dışarıdan alınmış bir vazifeyi yerine getirmeye benziyor. Dünyanın en sevilmeyen iki ülkesini dost bilmek, saflık gibi kavramlarla açıklanamaz.
Sadece düÅŸmanlık ve kötülük deÄŸil, inat etmek de insanı iyi bir yere ulaÅŸtırmaz. Otuz yıldır süren sıkıntının azimle bir ilgisi yok. Ancak inat.
Azim ve inat. Azim akıllıdır, inat akılsız. Tutku ile hırs da biraz böyledir. Birinde sevgi, diÄŸerinde sevgisizlik vardır. İnatçı ve hırslı bir insan, yani akılsız ve sevgisiz insan, çok kötü ÅŸeyler yapabilir. Kütüphanelerin yakılmasından iÅŸyerlerinin yaÄŸmalanmasına kadar, yaÅŸanan budur.
İbrahim Tenekeci
-
Mayıs 02, 2018 Çarşamba Kardeşlik ahlâkı nedir?
-
Nisan 04, 2018 Çarşamba Ülkü Tamer için
-
Mart 14, 2018 Çarşamba Son günlerde
-
Kasım 01, 2017 Çarşamba Kirli dil, kibirli hâl
-
Ekim 14, 2017 Cumartesi Bir kütüphane kurmak
-
Kasım 12, 2016 Cumartesi İnsan dönmeli artık insana...
-
Kasım 09, 2016 Çarşamba Terörle imtihanımız
-
Kasım 02, 2016 Çarşamba Sadık ile Hain
-
Eylül 07, 2016 Çarşamba Yanlış giden bir şeyler var
-
Eylül 03, 2016 Cumartesi Düşmanlar, hainler ve gâfiller arasında…
-
Ağustos 31, 2016 Çarşamba Allah devletimize zeval vermesin
-
Ağustos 24, 2016 Çarşamba Korkakların kıyameti
-
AÄŸustos 20, 2016 Cumartesi EndiÅŸe var, korku yok
-
Ağustos 17, 2016 Çarşamba Devletin ve milletin bekâsı için
-
Ağustos 13, 2016 Cumartesi Millet kazandıkça kimler kaybediyor?
-
Ağustos 10, 2016 Çarşamba Artık daha kuvvetliyiz
-
AÄŸustos 06, 2016 Cumartesi Åžu saatten sonra...
-
Ağustos 03, 2016 Çarşamba Göreceğimizi gördük, anlayacağımızı anladık
-
Temmuz 27, 2016 Çarşamba Biz bu dili tanıyoruz
-
Temmuz 20, 2016 Çarşamba 15 Temmuz 2016
-
Temmuz 06, 2016 Çarşamba Olmadı
-
Temmuz 02, 2016 Cumartesi Örgütlü kötülük
-
Haziran 25, 2016 Cumartesi Bir insandan insana...
-
Nisan 30, 2016 Cumartesi Nasılsın?
-
Nisan 27, 2016 Çarşamba Ertelenmiş bir yazı
-
Nisan 23, 2016 Cumartesi Kıymet, bilinmek ister
-
Nisan 13, 2016 Çarşamba Eden kurtulmuş, diyen kurtulamamış
-
Nisan 06, 2016 Çarşamba Merhaba
-
Nisan 02, 2016 Cumartesi Bu sondur
-
Mart 30, 2016 Çarşamba Anadolu insanı
-
Mart 23, 2016 Çarşamba Seferberlik çağrısı
-
Mart 19, 2016 Cumartesi Vefa
-
Mart 16, 2016 Çarşamba Korkma
-
Şubat 24, 2016 Çarşamba Ölüm
-
Åžubat 20, 2016 Cumartesi Ermeni meselesi
-
Şubat 13, 2016 Cumartesi Kötülükten medet ummak...
-
Şubat 10, 2016 Çarşamba Cesaret ile esaret arasında
-
Ocak 30, 2016 Cumartesi Şaşkın ve üzgünüz
-
Ocak 16, 2016 Cumartesi Bizim zor günlerimiz
-
Ocak 09, 2016 Cumartesi Hasan Aycın için
-
Ocak 06, 2016 Çarşamba Merhamet ediniz
-
Ocak 02, 2016 Cumartesi Sibel Eraslan için…
-
Aralık 30, 2015 Çarşamba Eleştiri ahlâkı
-
Aralık 26, 2015 Cumartesi Vatan yahut ihanet
-
Aralık 23, 2015 Çarşamba Bizi öldürüyorlar
-
Aralık 19, 2015 Cumartesi Amacımız nedir?
-
Aralık 16, 2015 Çarşamba Daha dirayetli olmalıyız
-
Aralık 12, 2015 Cumartesi Kendimizden razı mıyız?
-
Aralık 09, 2015 Çarşamba Allah şaşırtmasın
-
Aralık 05, 2015 Cumartesi Hayat
-
Aralık 02, 2015 Çarşamba Fitne
-
Kasım 28, 2015 Cumartesi Uçak düştü, kel göründü
-
Kasım 25, 2015 Çarşamba Tehlike bize doğru büyüyor
-
Kasım 21, 2015 Cumartesi Zulüm 1918’de başladı
-
Kasım 18, 2015 Çarşamba Ateş ateşi söndürmez
-
Kasım 14, 2015 Cumartesi Ne durumdayız?
-
Kasım 11, 2015 Çarşamba Artık hakiki gündemimize dönelim
-
Kasım 07, 2015 Cumartesi Müşterek dert, ortak şikâyet
-
Kasım 04, 2015 Çarşamba Allah mahcup etmesin
-
Ekim 28, 2015 Çarşamba Türkiye mecburiyeti
-
Ekim 24, 2015 Cumartesi Birbirimizle yeniden tanışmalıyız
-
Ekim 17, 2015 Cumartesi Ayıptır, günahtır, yazıktır
-
Ekim 14, 2015 Çarşamba Henüz bitmeyen...
-
Ekim 07, 2015 Çarşamba Halis niyet, salih amel
-
Eylül 30, 2015 Çarşamba Yerli ve millî olmak
-
Eylül 12, 2015 Cumartesi Yangın büyürse...
-
Ağustos 29, 2015 Cumartesi Davamız devamızdır
-
Ağustos 26, 2015 Çarşamba İnsanın sonu
-
Ağustos 19, 2015 Çarşamba Bu yangın üfleyerek sönmez
-
Temmuz 22, 2015 Çarşamba Örgütlü kötülük
-
Temmuz 15, 2015 Çarşamba Allah’ını seven defansa gelsin
-
Temmuz 11, 2015 Cumartesi Hal ve gidiÅŸat
-
Temmuz 01, 2015 Çarşamba Yalanlara karşı hakikati savunmak…
-
Haziran 10, 2015 Çarşamba Olan ve bitmeyen
-
Haziran 06, 2015 Cumartesi Milletin gönlüne girmek...
-
Haziran 03, 2015 Çarşamba Siyaset ve ahlak
-
Mayıs 20, 2015 Çarşamba Muhammed Mursi’yi savunmak...
-
Mayıs 16, 2015 Cumartesi Ürkek ve tedirgin
-
Mayıs 13, 2015 Çarşamba Türkiye’nin anlamı
-
Mayıs 09, 2015 Cumartesi Sana üsluptan soruyorlar
-
Mayıs 02, 2015 Cumartesi İnsanın çelişkisi
-
Nisan 29, 2015 Çarşamba Yapan, yaptınız diyendir
-
Nisan 25, 2015 Cumartesi Bir çabaya şahitlik etmek...
-
Nisan 11, 2015 Cumartesi Åžiir ne iÅŸi yarar?
-
Mart 28, 2015 Cumartesi Sürekli kayıp
-
Mart 14, 2015 Cumartesi Siyaset ve ahlâk
-
Mart 07, 2015 Cumartesi Bu bir gezi yazısıdır
-
Mart 04, 2015 Çarşamba Siyaset ve samimiyet
-
Şubat 25, 2015 Çarşamba Söz vermek, almak...
-
Åžubat 21, 2015 Cumartesi Bize ne oldu?
-
Şubat 18, 2015 Çarşamba Şerrin azı da çoktur
-
Şubat 14, 2015 Cumartesi Batının gerçek yüzü
-
Şubat 09, 2015 Pazartesi Darbe planı yap, terör örgütü kur, Türkiye-İran savaşı çıkar
-
Şubat 07, 2015 Cumartesi İmha ve ihya
-
Şubat 04, 2015 Çarşamba Yoldaki işaretler
-
Ocak 31, 2015 Cumartesi Sözün özü
-
Ocak 28, 2015 Çarşamba Sözün namusu
-
Ocak 17, 2015 Cumartesi Her gecenin bir sabahı var
-
Ocak 14, 2015 Çarşamba Dostluk ve düşmanlık
-
Ocak 10, 2015 Cumartesi Hepimiz tehlikedeyiz
-
Ocak 07, 2015 Çarşamba Sarıkamış için
-
Ocak 03, 2015 Cumartesi Bıldır
-
Aralık 31, 2014 Çarşamba Son zamanlar
-
Aralık 27, 2014 Cumartesi Sana kalpten soruyorlar
-
Aralık 24, 2014 Çarşamba Yerli ve millî olmak
-
Aralık 20, 2014 Cumartesi Bir insana sarılmak
-
Aralık 17, 2014 Çarşamba Tarihte bugün
-
Aralık 13, 2014 Cumartesi Rahatsız eden rahatlık
-
Aralık 10, 2014 Çarşamba Kelime ve zihniyet
-
Aralık 06, 2014 Cumartesi Said Halim Paşa
-
Aralık 03, 2014 Çarşamba İslamcılığa saldırmanın dayanılmaz hafifliği
-
Kasım 29, 2014 Cumartesi Gerçek Hayat
-
Kasım 22, 2014 Cumartesi Yaşatırsanız, yaşarsınız
-
Kasım 19, 2014 Çarşamba Kudüs için
-
Kasım 15, 2014 Cumartesi Ağaçlar ve odunlar
-
Kasım 08, 2014 Cumartesi Zengin çeşit, fakir insan
-
Kasım 05, 2014 Çarşamba Yoksulun sırtı, zenginin karnı
-
Kasım 01, 2014 Cumartesi Yeniden Bursa
-
Ekim 29, 2014 Çarşamba Türkiye'ye inanmak
-
Ekim 25, 2014 Cumartesi Bursa'nın kıymeti
-
Ekim 22, 2014 Çarşamba Türkiye, umudun yurdu
-
Ekim 18, 2014 Cumartesi Uslu iyiler, şımarık kötüler
-
Ekim 15, 2014 Çarşamba Yüksek hayat tecrübesi
-
Ekim 11, 2014 Cumartesi Olmadı
-
Ekim 08, 2014 Çarşamba Nerede o eski insanlar?
-
Ekim 01, 2014 Çarşamba Batı bataklığı
-
Eylül 24, 2014 Çarşamba Millete haset etmek
-
Eylül 20, 2014 Cumartesi Ölüm var
-
Eylül 17, 2014 Çarşamba İnsaf
-
Eylül 13, 2014 Cumartesi Toprağı savunmak
-
Eylül 10, 2014 Çarşamba Kalbin betonlaşması
-
Eylül 03, 2014 Çarşamba Kitabın ahlakını korumak
-
Ağustos 23, 2014 Cumartesi Derdimizin dermanı
-
Ağustos 20, 2014 Çarşamba Kardeşime dokunma!
-
Ağustos 13, 2014 Çarşamba Fesadın işi: Haset
-
Ağustos 06, 2014 Çarşamba Yolda olmak...
-
Temmuz 26, 2014 Cumartesi Müslüman'ı savunmak
-
Temmuz 23, 2014 Çarşamba İnsanlar ve Yahudiler
-
Temmuz 16, 2014 Çarşamba Barış ödüllü katiller
-
Temmuz 09, 2014 Çarşamba Hakikat nedir?
-
Temmuz 05, 2014 Cumartesi Kalbin Kararı
-
Temmuz 02, 2014 Çarşamba Yeni bir dünya
-
Haziran 28, 2014 Cumartesi Emeğe hürmet etmek…
-
Haziran 25, 2014 Çarşamba Bilmem anlatabildim mi?
-
Haziran 21, 2014 Cumartesi Derenin kuşunu derenin taşıyla vurmak...
-
Haziran 11, 2014 Çarşamba Hatırla ve sıkı tut
-
Haziran 07, 2014 Cumartesi Kardeşlik âdabı
-
Haziran 04, 2014 Çarşamba Emek neydi?
-
Mayıs 14, 2014 Çarşamba Milletin önünden çekilin
-
Mayıs 07, 2014 Çarşamba Sana dilden soruyorlar
-
Nisan 19, 2014 Cumartesi İtimat ehli olmak...
-
Nisan 16, 2014 Çarşamba Acı kaybımız
-
Mart 15, 2014 Cumartesi Genç ölmek...
-
Mart 05, 2014 Çarşamba Her düşüş, bir öğreniş
-
Åžubat 15, 2014 Cumartesi Dostluk nedir?
-
Şubat 12, 2014 Çarşamba Değişen bir şey var mı?
-
Şubat 01, 2014 Cumartesi Bugün Allah için ne yaptın?

Hamas, Trump yönetiminden işgal rejimini aklamayı bırakmasını istedi

Murat Sayımlar: Huzur bulamayacaklar

Mustafa Akmeşe: evlilik; yolunu gözlemektir ve bekleyeni olduğunu bilmektir!

Mehmet Beyhan: Ne Yapmalıyız? (1)

Basim Naim ateşkes müzakerelerinin ayrıntıları hakkında bilgi verdi

Gökhan Özcan: Umudun adı Gazze artık!

Şevket Hüner: Umutla Beklemelisin

Veysel Tepeli: Kaktüs Milliyetçiliği

Tulkerem yakınındaki araçlı eylemde 9 işgalci asker yaralandı

Kassam Tugayları işgal güçlerine karşı yeni operasyonların görüntülerini yayınladı

Hamas, Trump yönetiminden işgal rejimini aklamayı bırakmasını istedi

Murat Sayımlar: Huzur bulamayacaklar

Mustafa Akmeşe: evlilik; yolunu gözlemektir ve bekleyeni olduğunu bilmektir!

Hasan Aycın: Yağmur

Hasan Aycın: Ünlem

Hasan Aycın: Kaval

Hasan Aycın: Yumruk

Hasan Aycın: Ufuk

Hasan Aycın: Merdiven

Hasan Aycın: Ada

Hasan Aycın: Kör

Hasan Aycın: Çerçeve

Henüz yorum yapılmamış.