Sosyal Medya

Makale

Ä°LAHÄ° DAVET Ä°NÅžA VE UMRAN HAREKETÄ°DÄ°R

  Davet kelimesi,De’ave fiilinden mastar olup çağırdı,davet etti,bağırdı,nida etti,isimlendirdi,sevk etti,gelmesini istedi,dua etti,söz verdi gibi manalarına gelmektedir.Buradan isim olarak davettte,çaÄŸrı,nida,dava,verilen söz,yemin,ziyafet manalarını taşımaktadır.Kur an ı Kerim’de  ise De’a maddesi,yardım ve maÄŸfiret dilemek,ibaret etmek,dua etmek,yalvarmak, bir iÅŸe ÅŸevk ve teÅŸvik etmek yardım istemek gibi manalara gelir.Genel olarak davetin tanımını yapacak olursak,Allah’ın göndermiÅŸ olduÄŸu Ä°slam dinini insanlara anlatarak benimsetmek ve hayatlarında tatbikini saÄŸlamaktır.Her sınıf insan davete muhataptır.Ä°slam’ın ÅŸümulüne giren her konuda davet geçerlidir.Ä°nsanlara ulaÅŸtırılması gereken davet tüm peygamberlerin kavimlerine ulaÅŸtırdığı davetin aynıdır.Davetin esas temeli sahte ilahları reddetmek Allah’ı eÅŸlerden tenzih etmekle atılır.TemizlenmiÅŸ olan kalbe ve beyine Ä°llallah nakÅŸedilir.Ä°lahınız tek bir ilahtır.O Rahman ve Rahimden baÅŸka ilah yoktur.(Bakara 163)

   Hz. Peygamberin Risalet’ini tebliÄŸe ilk kez ‘’Ey örtünüp bürünen kalk ve halkı uyar’’(Müddesir 1) emri ile baÅŸladığı ‘’yakın akrabalarını Allah’ın  azabı ile uyar’’(Åžuara 214)Hitabıyla davetini açıkladığını biliyoruz.Hz Muhammed’in iki temel unsuru olması açısından Kur an da ki vasfı mübeÅŸÅŸir ( müjdeleyici) ve nezir (korkutucu)dur.’’Hakikat biz seni bir ÅŸahit bir müjdeleyici bir korkutucu olarak gönderdik.’’(Fetih 8).Yine baÅŸka bir ayette ‘’Ey peygamber biz seni hakikaten bir ÅŸahit bir müjdeleyici bir korkutucu ve Allah’a onun emir ve yardımı ile bir davetçi ve nur saçan bir kandil olarak gönderdik.’’(Ahzap 45-46).Davetin muhatabı yukarıda belirttiÄŸimiz gibi tüm insanlıktır.’’Åžu Kur an bana sizi de sizden sonrada eriÅŸenleri de inzar etmem için vahyolundu.’’(Enam 19) ayeti Müslim, kafir farkı gözetmeden herkesi uyarmaya hedef tutmaktadır.’’De ki benim yolum budur,ben ve bana uyanlar bilerek insanları Allah’a çağırırız.’’(Yusuf 108) ayetinin gereÄŸi olarak peygamberden sonrada kıyamet kopup insanlığın defteri dürülünceye kadar iyiliÄŸi emreden kötülükten alı koyan Allah’a hesaba öteye inanmış  ölünceye kadar zulme razı olmayacak denli yürekli doÄŸru iyi ve güzelin,Ä°slam davasının tevhit bayrağını yere düÅŸürmeyecek bir topluluk olacaktır.Bütün çetinliklere,zorluklara,imkansızlıklara karanlığın dehasına ve ÅŸeytanın ÅŸuuruna raÄŸmen tam anlamıyla var olma ve davet mücadelesini,bu bir avuÅŸta olsa izzetli onurlu müminler sürdüreceklerdir.Bu davet görevi yerine getirilirken muhatabı kimler olacak, iÅŸte bu sorunun cevabını da Kur an bizlere vermektedir.Rasulullah’ın 23 senelik davet mücadelesi göstermiÅŸtir ki,korku ve müjdeden etkilenen faydalananlar,Allah’ın hidayeti gerekli olmakla beraber ahirete  yakinen inananlardır.Kafirlere olduÄŸu kadar inananlara Allah’tan  korkanlara da davet sunulmalıdır.’’Rablerine kavuÅŸmayı onun huzurunda toplanacaklardan korkanları Kur’an’la uyar’’(Enam 15).’’Sen ancak görmediÄŸi halde Rabbinden korkmakta olanları,namazı dosdoÄŸru kılanları sakındıracaksın.’’(Fatır 18).Ayet samimi müminleri davete konu yapmaktadır.Bunun dışında Resulullah’a ölülere ve arkasını dönüp kaçan sağırlara da davetini duyuramayacağını,körleri sapıklıklarından ayırıp hidayete erdiremeyeceÄŸini Allah’ın ayetlerine iman eden kimselerden baÅŸkasına söz dinletemeyeceÄŸini (Neml-79),’’Allah’ın tehdidinden korkanlara Kur an la öÄŸüt vermesi gerektiÄŸini’’(Kaf-45) hatırlatmanın müminlere fayda vereceÄŸini(Zariyat 55) zengin olduÄŸu için kendini müstaÄŸni gören kimseye yönelerek raÄŸbet ederek onun temizlenmesinin kendisini ilgilendirmemesini fakat ona gelen Allah’ tan korkan kimseyi bırakıp oyalanmasının doÄŸru olmadığını ve bir daha böyle davranmamasını (Abese 5-11) bildiren ayetler vardır.Kur an ı Kerim de daveti emreden fakat davetin kime yapılacağına delalet edecek iÅŸaret bulunmayan ayetlere de rastlıyoruz.ÖrneÄŸin ‘’Bütün insanlığı hikmetle ve güzel öÄŸütle Rabbinin yoluna çağır ve onlarla en güzel en inandırıcı yöntemlerle tartış.Åžüphesiz onun yolundan kimin saptığını en iyi bilen senin Rabbindir.Ve yine doÄŸru yola eriÅŸenleri de en iyi bilen odur.’’(Nahl 125) bu  ayette beyan edilen hüküm tüm insanlığı saadete erdirmek üzere gönderilmiÅŸ kitabın, geçmiÅŸ vahyin mensuplarına,müÅŸriklere,münafıklara,Müslümanlara duyurulmasını emreder.Aynı zamanda bu daveti yaparken davetçinin çok önemli uyması gereken kuralları,kendinde bulunması gereken özellikleri de ortaya koymaktadır.Yani vicdanının sesine,aklı selime,saÄŸduyuya,ölmemiÅŸ duyulara seslenirken,konuya vakıf olmak,bilge kiÅŸi olmak ve hitap ederken etkili,çekici,tesirli,ağırbaÅŸlı,tutarlı dokunaklı,düÅŸündüren,duygulandıran söylemle hitap etmek lazım.Yine davet eden kiÅŸi edepli,görgülü,zarif kibar,terbiyeli,yol yordam bilen olması gerekir.Her türlü kabalıktan uzak durması lazım.Davet edilen insanlarla tartışırken haddi aÅŸmamak centilmenliÄŸi elden bırakmamak,ayıplarını araÅŸtırmamak.Muhatabın kiÅŸiliÄŸini  zedelememek iÅŸi ÅŸahsiyete indirgememek gerekir.Müslüman kimliÄŸi ile davet eden kiÅŸi kimlik ve kiÅŸilik sahibi olacak.Siz kimsiniz diye soran birine hiç utanmadan,sıkılmadan,iftiharla ben Müslümanlardanım diyebilecek kadar kendinden ve deÄŸerlerinden emin olacak.

 

     Peygamberler yeryüzünün ve insanlığın gündemini tespit etmek için gönderildiler.Allah’ın gönderdiÄŸi ilahi kitaplar insanın ve insanlığın ebedi gündemini tesbit ederler.Peygamberlere de onun için Nebi denmiÅŸ.Olaya iliÅŸkin haberleri getiren,gündemi  belirleyen kimse.Günü birlik gündemler deÄŸil ebedi gündemleri,hiç deÄŸiÅŸmeyen gerçek gündemi.iÅŸte peygamber varisleri olan alimlerin,yetkin davetçilerin bu gerçeÄŸi dikkate alarak içinde bulundukları toplumun gerçek gündemini vahiy ekseninde gerçekleÅŸtirmeleri gerekir.Çünkü davetin insana ulaÅŸması demek o toplumun gündeminin deÄŸiÅŸtirilmesi demektir.Her toplumun gündemini çağın getirdiÄŸi birtakım sorunlar ve çözümleri oluÅŸturur.Gelen tüm davetçiler(peygamberler) içinde bulundukları çağın ve toplumun gündemini deÄŸiÅŸtirmiÅŸlerdir.OluÅŸturulan gündemin sorunları ve çözümleri en güzel manada elit tabakanın (Mele ve Mütrefin) ürettiÄŸi ve topluma sunduÄŸu sorunlar ve çözümlerdir.Elit tabaka bunu kasıtlı olarak yapmaktadır.Çünkü onlar hegemonyalarında bulunan kitlenin düÅŸüncelerini kanalize etmek zorundadırlar.Başı boÅŸ bırakılan kitle ihtimal sınırlarındadır ki gündemdeki sorunların kaynağı tesbit edebilir.Ve istikbara kalkışan insanları yönlendiren insanların kendi sorunlarını düÅŸünmesine engel olan azgınları gözler önüne serebilir.Bunun içindir ki tarihin her döneminde susturulması gereken kitlenin gündemi iktidar sahipleri tarafından belirlenmiÅŸtir.Kısaca ÅŸeytani otoriteye ve ÅŸeytanın kendisine gündemi belirleyecek fırsatları tanımamak gerekir.Ä°nsanları varoluÅŸ maksatları doÄŸrultusunda hayatın anlam ve içeriÄŸini kavratacak onları Allah’la tanıştıracak özüne döndürecek,kendilerini ve öteyi unutturmayacak,gündemi oluÅŸturmak için sürekli davet yapmalıyız.

     Davetin temeli 3 esasa dayanır.1;Allah ı bilmek,onu her zaman gözetmek ve akıldan çıkarmamak.2;kiÅŸinin salahı.Allah’ı ve Resul’üne itaat.3;Ä°nsanları sevmek.Onlar için fedakarlık etmek,çıkarlarını önde tutmak.Kalplerin Allah’ın kitaplarından etkilenen canlılar olmasını istiyorsak karşılıklı sevgi ve kalplerin birbirine kaynaÅŸması ve baÄŸlanması lazımdır.Öyle inanıyorum ki Ä°slam’ın davet zincirindeki eksik halkası kardeÅŸlik ve sevgi bağıdır.Ä°lk  Müslümanlar muzaffer olmuÅŸlarsa ancak kuvvetli imanları, temiz Ä°slamları sözbirliÄŸi yapmaları ve birbirlerini canları gibi sevmeleridir.Unutmayalım ki Ä°slam hak ve sevgi üzerine toplanmak için gönderilmiÅŸtir.Davetteki  sevgimizin gayesi öncelikle  Ä°slam’a yardım etmektir.Davete  muhatap olan insanlar çağımızda tam bir iflasın içindeler.Tatbiki bu iflas  parada ticarette deÄŸil,sevgide,ruhlarda, ahlakta, inançta iflastır.Para pul mevcut ama mutluluk,huzur mevcut deÄŸil.Davetin sonunda ıslah olmuÅŸ ve ıslah eden insanı elde etmemiz için sebat ve fedakarlığı kuÅŸanacağız.Islahatçının yanından ayıramayacağı iki silahtır.Bütün baÅŸarının sırrı budur.Bu iki özelliÄŸe sarılan hiçbir davetçi yoktur ki.Kendinin ve çevresinin sonunda mahcup düÅŸeceÄŸi bir yenilgiye uÄŸramış olsun.Åžunu hiçbir zaman unutmamak lazım ki Ä°slam’a davet mümine ağır bir sorumluluk yükler çünkü  iman verimli ve dinamik bir hakikattir.Gönülde yerleÅŸir yerleÅŸmez,Salih amel ve Allah’ın dinine davet ÅŸeklinde dışarıya yansıyan bir hakikattir.Ä°slami iman budur.Bu imanın atıl,hareketsiz ve mümin kiÅŸinin dışında gizlenmiÅŸ halde kalması mümkün deÄŸildir.Böylesine doÄŸal bir hareket halinde bulunmayan bir iman  sahte veya ölüm demektir.Koku vermeyen bir çiçek gibidir.Allah’ın dinine davetin hareket kaynağı müminin dinine ÅŸeriatına olan imanıdır ve bu imanla tabii bir ÅŸekilde  oraya çıkması gerekir yoksa imandan söz edilemez.Ä°manın asıl kıymeti de burada yatmaktadır.Çünkü iman bir hareket ve eylemdir.Ä°lahi bir davet inÅŸa ve umran hareketidir.Yani iman insanın içinde tıkanıp kalan münzevilik verimsizlik ve zavallılık hali deÄŸildir.Harekete geçmeyen,mücerret bir iyi niyetten ibaret deÄŸildir.Ä°man, Ä°slam’ın tabiatını oraya koyan harekettir.Allah’ın dinine davet imanın vazgeçilmez apaçık gereÄŸidir.’’De ki beni (isyan ettiÄŸim takdirde) hiçbir kimse Allah’ın azabından koruyamaz ve ben ondan baÅŸka hiçbir sığınakta bulamam.Size tarafıma indirilen Allah’ın buyruklarını tebliÄŸ etmekten baÅŸka hiçbir ÅŸey yapamam’’(Cin 21-22) gönüllere bu iÅŸin ciddiyetini yerleÅŸtirip korku veren bir buyruktur bu ayet.Risalet ve davet iÅŸinin ciddiyetini gösterir.Hz Peygamber bu  büyük hakikati ilan etmekle emrolunuyor.Davet fazladan ve davetçinin arzusuna  bırakılmış bir iÅŸ deÄŸildir.Çünkü o yerine getirilmesi kaçınılmaz olan kesin ve tavizsiz bir yükümlülüktür.Arkasında Allah  ın bulunduÄŸu yükümlülüktür.Gene bu dava insanların iyilik ve hidayetinden elde edilen kiÅŸisel bir lezzet deÄŸildir.Ä°ÅŸte davet böylesine net ve açık özelliÄŸi ile ortaya konulmalıdır.O bir yükümlülük ve görevdir.Arkasında dehÅŸetli bir korkunun ciddiyetin ve yüceler yücesi büyük kudretin bulunduÄŸu bir görev ve yükümlülük.Åžu halde davetçiler bilsin ki önlerinde ağır bir görev vardır.Çünkü onlar Hz. Muhammed in  tabileri ve Allah ın insanlara gönderdiÄŸi hüccetleridir.Davet insanları Ä°lahi delillerle sorumlu kılma,insanları ahiret azabı ve dünya bahtsızlığından kuratma görevidir.Öyleyse tek çate Hz Peygamberin izlediÄŸi metodun  doÄŸrultusunda tebliÄŸ yapıp bu görevi yerine getirmektir.Risalet aynı Risalet’tir.Ä°nsanlar aynı insanlardır.Sapıklıklar,ÅŸüphe ve ÅŸehvetler gene bulunacaktır.Katı ve söz dinlemez taÄŸuti güçler gene bulunacaktır.Davaya karşı koyma,dinlerinden koparma taktikleri gene olacaktır.Tavır aynı tavırdır ve tüm bunlara raÄŸmen tebliÄŸ zorunludur.Hem dille tebliÄŸ hem ameli tebliÄŸ zorunludur.Davetçilerin tebliÄŸini yaptıkları davanın canlı birer örnekleri olma yolu budur.Davetin yolunu tıkayan, insanları batıl ve kuvvet zoruyla fitneye uÄŸratan engelleri ortadan kaldıracak bir tebliÄŸ gerekir, aksi takdirde tebliÄŸ yapılmamış olur ve yine kendisini, kiÅŸiliÄŸi ahlakı davranışı ve yaÅŸamıyla bu dinin canlı bir örneÄŸi haline getirmemiÅŸ kimse tebliÄŸ ve ÅŸahitlik görevini yapmamış demektir.Davetçi, bu dini hayatına esas, topluma nizam,nefis ve kavmine ÅŸeriat olarak almalıdır.Ve uygulama noktasında mücadele etmelidir.

     Davetçi imanını nefsinde örneklik haline getirmelidir.Öyle ki imanın nefiste canlanmış halini gören insanlar, bu iman ne güzeldir,ne temiz ne paktır,diyebilmelidirler.Taraftarlarının kiÅŸiliÄŸini birer ahlak ve kemal abidesi olarak örnekleÅŸtiren iman bulununca bu dinin nefiste billurlaÅŸan ÅŸahitliÄŸinden muhakkak ki baÅŸkaları da etkilenecektir yani sonuçta  davetçi ulu önder Hz. Muhammed gibi iki ayaklı Kur an olma noktasında örneklik ÅŸahitlik etmek de tüm gücünü ortaya koyarak’’Allah’a çağıran salih amelde bulunan ve gerçekten ben Müslümanlardanım diyenden daha güzel sözlü kim olabilir’’(Fusulet 33) ayetini ömrü boyunca bayraklaÅŸtırması gerekir.Ne mutlu Müslümanım diyene ve insanları yalnızca Allah’a çağırana...

                                                                                                                                                                             

   Bünyamin DOÄžRUER

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.