Sosyal Medya

Makale

İslami Hareket ve Şura

Åžura, İslami hareketin temel prensiplerinden biridir. Benden bize yönelik geliÅŸtirilmiÅŸ en önemli ilkedir. Tek başına karar alma yerine birlikte karar alma ve sorumluluÄŸu birlikte paylaÅŸma ekseni üzerine kurulmuÅŸtur. Emir ve yasaklar dışında kalan alanlarda sosyal sorumluluk gösteren alanda, alan üzerine bilgi, beceri ve tecrübesi olan insanların birlikte meÅŸveret ederek ortak karara varmaları Åžura’nın önemini ve kulluÄŸun yerine getirilmesindeki asaletini de iÅŸaret eder.

İslami Hareket, ilahi rızaya eriÅŸmek arzusu ile hayatını İslami bilgi ve eylemin prensipleri çerçevesinde sürdürmeye gayret eden kulların bir arada mevcut olması ile gerçeklik zeminine çıkar. Bu çıkışı saÄŸlayan temel iki ilke vardır: İlahi emir ve yasaklar ile ortak iÅŸler yapılırken meÅŸveret eylemektir. Bu meÅŸveretin iki boyutu olduÄŸunu göz önünde bulundurmakta yarar var: ilki, herkesi ilgilendiren konuda ilgili her kesin görüÅŸünün alınması ve çoÄŸunluÄŸa uyulmasıdır. Ä°kincisi ise, yönetim mekanizmasını hayata geçiren kiÅŸilerin birlikte yapılacak iÅŸlerin nasıllığı konusunda yaptıkları görüÅŸ alışveriÅŸleridir. İlahi emir, peygambere  “Onlarla istiÅŸare eyle” dediÄŸi gibi müminlerin vasfını ileri sürerken de; “Onlar kendi aralarında iÅŸlerini istiÅŸare ederler” diye haber vermektedir. Emir ve nehiyler dışında kalan alanda ve toplumsallığı içeren her alanda istiÅŸare genel bir hüküm olarak bulunmaktadır.

İstiÅŸareyi en genel anlamda genel ve teknik konular diye ikiye ayırmakta yarar var. Tabi ki bunlar kendi aralarında da belirli bölümlere ayrılmasında bir mahsur yoktur. Olay, baÄŸlam ve niteliÄŸe göre deÄŸiÅŸiklik arz etmesi de normaldir. Hayatı kuÅŸatan bir bakışın tabii sonucunun bu olması yadırganmamalıdır.

Åžura meselesinin özel anlamı olan yönetim erkinin kendi içinde varlık kazandığı zemini dikkate alarak düÅŸünmeye devam edelim…

Teknik bir boyut olarak Åžura, belirli ÅŸartlara haiz olmayı zorunlu kılar. Her iÅŸin ehline verilmesi kaidesince iktidar olma ve yönetme erki içinde bulunmada da bir ehliyetin ve liyakatin varlığı kaçınılmaz olacaktır. Åžura için seçilecek kiÅŸide bulunması gereken asli ÅŸartlar üzerine derin bir düÅŸünce geliÅŸtirmekte yarar var. Åžura için seçilecek kiÅŸide azami derecede bulunması gereken ve ilk olarak zemin oluÅŸturacak ÅŸey ahlaki yetkinliktir.

Takva sahibi olmayı baÅŸaramayan birinin salt teknik bilgisi yüzünden önemli yerlerde meÅŸveret ehli olması engellenmeli ve niteliÄŸi ile barışık zeminde kısmi alanda istiÅŸareye alınmalıdır. Ahlaki yetkinlik ise yönetim alanında tam bağımsız/objektif bir karaktere sahip olmasıdır. Yani ne kendi çıkarını veya ne de baÄŸlı olacağı topluluÄŸun çıkarını gözetmemeyi idrak etmiÅŸ ve uygulamış biri olmalıdır. Åžuraya seçilecek kiÅŸide aranan en temel ilk özellik, tam bağımsızlık/objektiflik olmalıdır.

İlahi rızaya tam baÄŸlılık ve onun dışında baÅŸka bir rıza aramama hali objektifliÄŸin temel kıstasıdır. Makam, mevki, para, pul, ÅŸöhret gibi hastalıklara sahip birinin objektif olması beklenemez dahi… Dolayısıyla seçili olan kurumunda objektif bir özelliÄŸe haiz olması temel beklentidir. Liyakat ve ehliyet kavramlarının içeriÄŸini doldurmadan bu meselenin vuzuha kavuÅŸması beklenemez! Liyakat ahlaki zemini taşıyan ve konuya adapte olabilen kiÅŸidirEhliyet ise, konuyu bilen, bilgi süreçlerine hâkim, bilginin mahiyeti ve kullanımı konusunda kendine has yaklaşımı olan kiÅŸi demektir.

İkinci temel kıstas ise bilgidir. Yönetime seçilen kiÅŸinin yönetme ile ilgili bilgilere haiz olması elzemdir. Hukuki, siyasi, strateji, taktik, sosyoloji, psikoloji ve benzeri alanlarda genel bilgiye haiz olması, sosyal bilimlerin ruhuna vakıf olması ve böylece bir alan çalışması yapabilecek kadar da donanımlı, usul bilgisine haiz olması beklenmelidir. Bilgiye açıklıkbilgiye yönelik ilgisinin süreklilik kazanması ve bilgi ile hemhal olarak varlık kazanan kiÅŸinin tercih edilmesi beklenen bir ÅŸey olmalıdır. Çünkü burada kiÅŸileri taltif deÄŸil, iÅŸlerin düzenli, saÄŸlam ve sahici bir ÅŸekilde yürütülmesini ve bu yürütülme esnasında da ilahi rızayı dikkatten kaçırmayan bir ÅŸuuru da taşıması elzemdir.

Seçilmesinin üçüncü ilke ise, adalet, merhamet ve sabır sahibi biri olmasını gözetmektir. Adalet, hem hakkın ifası ve yenmemesi açısından zorunlu bir ilke, hem de insanın ilahi rıza eksenli duruÅŸunu saÄŸlama alan bir temel tutumu içermektedir. Merhamet ise yapılan olumsuzluÄŸa karşı duygulara kapılmadan olumsallığı içinde taşıyan bir bakışı adalet üzerinden dengelemeye haiz bir vasfı taşımak anlamını içerir. Merhamet olmadan zulme alet olmaya yönelmek daha kolaylaÅŸacaktır. İnsanın olumsal bakışı merhamet üzere oluÅŸu ile birebir irtibatlı bir konudur. Sabır ise, aceleci olmaktan sakınarak yanlışa kapıyı tamamen kapatmak gereken temel ve elzem bir tutumdur. Sabır her iÅŸin başından sonuna kadar dikkatle ele alınmasını ve yanlışa düÅŸmeden doÄŸruya emin adımlarla yürümeyi mümkün kılan bir haslettir. Bu yüzden asla vazgeçilemez olandır. Seçim tercihinde asla göz ardı edilmemesi gerekendir.

Son olarak da geliÅŸmeye açık bir yapı arz etmektir. KiÅŸi ne kadar bilgili olursa olsun, ne kadar ahlaki bir zemine sahip olursa olsun veya ne kadar sabırlı olursa olsun, bir yerde durmaya baÅŸlarsa, kendini yeterli görmeye baÅŸlarsa, geri dönüÅŸ baÅŸlar. Bu yüzden geliÅŸmeye açık, sıçramaya hazır, yeniliÄŸe kapalı olmayan, iyiye, güzele, doÄŸruya âşık, hakikatin tekelinde olmadığını bilen, ama hakikat için her ÅŸeyden vazgeçebilecek bir istidada sahip olmayı içermelidir.

DeÄŸiÅŸime açık olmak, dinginlik ve devingenlik zeminlerinde saÄŸlıklı bir zeminde durmaya vesile olur. OlaÄŸanüstü durumlarda akli selimini yitirmez ve ne yapılması gerektiÄŸi konusunda zihni çabasını artırarak çözüme odaklanarak doÄŸruya yönelir.

Bu dört temel vasfı taşıyan kiÅŸi Åžura ehli olmaya ve istiÅŸare edilmeye liyakat kesbeder. Tabi ki Åžura felsefi bir karakter taşıdığı zaman bilginin zemini deÄŸiÅŸir, sosyolojik bir zemine yaslandığı zaman karakteri deÄŸiÅŸime uÄŸrar, siyasi bir zemine yaslandığı zamanda bir deÄŸiÅŸim ÅŸart olur. Önemli olan, genel bir bakışı saÄŸlam bir zeminde kurmak ve her alanda kendi alanı için deÄŸerli ve önemli olan kiÅŸileri bularak onlarla istiÅŸare edecek genel bir istiÅŸare ekibi kurmaktır.

Bir kural olarak; istiÅŸare edilecek konu ne olursa olsunbir, hakikat arayışının bir izharı olmalıdır. Ä°ki, reel gerçeklik ile hakikat arasındaki bağıntıyı doÄŸru bir ÅŸekilde ve basiret üzere kuracak bir düzlemi inÅŸa etmenin kaçınılmaz gerçekliÄŸini öÄŸrenmelidir. Üç, istiÅŸare, bir üstünlük aracı deÄŸil, ilahi rızaya matuf sabikun ve mukarrebun sınıfına dâhil olma liyakat arayışı ve çabasını içermelidir.

Ezcümle; istiÅŸare, doÄŸruya, hakikate, gerçeÄŸe, ilahi rızaya matuf olmalı, takva libası ile sarılmalı ve asla çıkara, ÅŸöhrete ve makam ile mevkie kurban edilmemelidir.

Abdulaziz Tantik

1 Yorum

  1. Vesselam

    Temmuz 11, 2025 Cuma 07:55

    Şura ;BEN'den BİZ'e sorumluluğun paylaşımı. AİLEde başlayıp toplumun diğer katmanlarına yönetimin en altından en üstüne kadar uzanan bir alanda olması gereken istenen bir durum.. AİLEde Şura İstişare bizi doğrudan ilgilendirse de yönetim aşaması bizim dışımızda gelişen bir durum. İş yönetimi bizi ilgilendirse de mahalli idari yönetimler bizim dışımızda gelişiyor...soru şu ; idari yönetimlerde "danışma kurulları" " istişare heyetleri"ne kadar Şura ahlakı ve Şura bilinci içindeler..oluşturulan "çalışma komisyonları" Şura görevi üstlenirler mi? ya da üstlenir mi? AİLEde istişare büyük ailelerde de Şura "akil"lik ile Şura ilişkisi... muhabbetle

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.