Sosyal Medya

Makale

ÅžebekleÅŸme eÄŸilimi

Malumunuz; Allah’ın hükmüne, emirlerine tuzak kuranlara Allah: “AÅŸağılık maymunlar olun” dedi ve Allah bilir bundan sonra yeni genetiÄŸe sahip bir hayvan ortaya çıktı. Bu cezaya maruz bırakılanlar, Allah’a inanmıyor deÄŸillerdi. Zira böyle olsaydı tuzak kurmazlar, doÄŸrudan isyan ederlerdi.

Ancak Allah’ı hakkıyla bilmedikleri; Allah’a ve ahirete kavuÅŸmayı ummadıkları için bu yolla Allah’ın hükmünün arkasından dolanabileceklerini zannettiler. İnsan ve kul olmak liyakatini kaybettikleri için, layık olduklarına eriÅŸtirildiler.

Åžebekler de bu cins içerisinde, görünümleri icabı en çok gülünenlerdir. Durduk yerde bu mevzu nereden çıktı diyorsanız, elbette durduk yerde çıkmadı. ÅžebekleÅŸme eÄŸilimi artan oranlarda arz-ı endam etmektedir. Bu eÄŸilimi; önde gidenler, takip edenler, fark edip bir ÅŸey yapmayanlar, nehy-i anil münker yapmak temayülü olanlar çerçevesinden takip etmek mümkündür.

Dikkatli ve hassas gözlerin emarelerini ve geliÅŸmelerini izledikleri; insanların bir kısmının, alenileÅŸince fark edecekleri, bir bölümünün hiç göremeyecekleri ve hatta ÅŸebekleÅŸenlere kuyruk olmak mesabesinde ÅŸebekleÅŸmeye dâhil olacakları zamanların yaklaÅŸmakta olduÄŸu aÅŸikârdır.

Bu eÄŸilimde olanların önde gidenlerinin ibretamiz hayat hikâyeleri vardır. Zaten bu hikâyelerle oluÅŸmuÅŸ ÅŸöhretler, onlara “önde giden” vasfı kazandırmıştır. Elbette aynı temayüle sahip olanlar nezdinde. Ayrıca bu temayülün neticesinde maymunlaÅŸmışların ilgisine mazhar olmaktadırlar. Bu mazhariyet; hamakat veya ihanet meyli ile teklif, tehdit veya aldatma biçiminde tezahür etmektedir.

Unutulmasın ki, ormanı yakan çıra ve kibritin çöpü de ormandandır. Önce kendileri yanarlar ve yanarken yakarlar. Hikâyeleri ibretamizdir, zira bunlar çok çalışıp gayret göstermektedirler. Kur’an üzerinde en çok çalışma yapanlardan birilerinin, böyle bir eÄŸilim içerisinde olması nasıl izah edilebilir? Zira kitap hidayet rehberidir, doÄŸru yola, nimet verilenlerin yoluna iletmeye, sapanların yolundan engellemeye vesile olması için gönderilmiÅŸtir.

DoÄŸruyu, yanlıştan tefrik edebilmenin vasıtası olmak için gönderilmiÅŸtir. ÅžebekleÅŸme eÄŸilimi bu vesilelerin fonksiyonlarını tahakkuk ettiremediÄŸi intibaını vermektedir. Zira bunlar da ÅŸarta baÄŸlanmıştır.

Hidayet rehberliÄŸi tahakkuku öncesinde; “sadece Allah’a kulluk edip, sadece O’ndan yardım istemek”, sonrasında takva ÅŸartına baÄŸlanmıştır. Allah’a ve ahirete kavuÅŸmayı ummak gerekliliÄŸi ile zorunlu iliÅŸkisi vardır.

Sadece Arapça, lügat bilgisi ve din kültürü yetmez. Tertil üzere yani kitabın fıtratı mucibince okumak gerekir. Bu da kâfi deÄŸildir. Allah’ın anlamaya müsaade etmesi; afakta ve enfüste ayetleri apaçık gösterip, hakkı tebeyyün ettirmesi lazımdır.

Buna liyakat kesbetmek için sadece ve samimi olarak Allah’a kulluk etmek niyeti taşıyıp, yüzü bu tarafa dönmek mecburidir. Hesabilik ve din ile tüccarlık yapmamak gerekmektedir. Bunun için de hevaya hiçbir hal ve ÅŸartta kulluk etmeye yaklaÅŸmamak icap etmektedir. Zira bütün kötülüklerin anası budur. Etrafı aydınlatmak için ateÅŸ yakıp karanlıklar içinde kalmakla karşı karşıya kalınabilir.

Aynı temayüle sahip olanların, hakikate tuzak kuranların ortaya koyup, inandırdıklarını, dava gücüyle savundukları ve hatta savunmaya devam ettikleri biçiminde de müÅŸahede etmekteyiz.

Åžeytanın vaadini haklı çıkartıp; halini ve imkânlarını fark etmeden, kuyruk olmaya razı olmak ÅŸeklinde görmekteyiz. Kendi başını tarayamayıp, gelin başı yapmak için, elinde tarak ortalıkta dolaÅŸan, buna da hizmet diyenlere ÅŸahit olmaktayız.

Küçük bir ÅŸahsiyet kusuru ile mücadele etmeyip, onu bir odaya hapsedip, görülüp, konuÅŸulmasın diyerek var gücüyle mücadele ederek; bununla yüzleÅŸmeyip, farklı tariflerle kendini kandırıp, sahip olduÄŸu mümeyyiz vasıfları israf etmenin peÅŸinde olanları görmekteyiz.

Sahip olduklarının farkında olduÄŸu halde ÅŸükrünü eda edemeyip; ezilmiÅŸlikleri, kompleksleri ile mücadele etmek yerine, sahip olduklarını tuhaf bir ÅŸekilde sergilemeye çalışanlara ÅŸahit olmaktayız.

Nefsinin-beninin-egosunun çekiminden sıyrılamayıp, her ÅŸeyi beni üzerinden deÄŸerlendirenlerin aradıklarına, aradıklarını zannettiklerine kavuÅŸamadıklarını, kendi nefislerimizden yola çıkarak gözlemekte deÄŸil miyiz? Samimi olarak bir iç muhasebe yapalım.

Sözü aÅŸamayıp, amel ve hale kavuÅŸamayanları müÅŸahede etmekteyiz. Ve ÅŸebekleÅŸme temayülünde söze takılıp, ameli, hali ve ÅŸahitliÄŸi gerçekleÅŸtirememenin sonuçlarını görmekteyiz. Bütün bu hallere sahip olan bizleriz ve yakın bir tehlikeden bahsediyoruz.

Belki ilgisiz gibi görülecek ama bir soru çerçevesinde biraz düÅŸünelim. Kız kardeÅŸiniz ve erkek kardeÅŸiniz, ellerine silah alsa ve birbirlerini öldürmeye kalksa. Bunu dayınız teÅŸvik ve hatta koordine etse. Bunu da patronunun motivasyonu ile yapsa; siz hangi tarafı desteklersiniz?

İlgisiz ve saçma gibi gelmesin. ÅžebekleÅŸme eÄŸiliminin kaçınılmaz durumlarından birisidir. Kaçınılmaz sonucu da; kardeÅŸlerinizin, sizin ve dayınızın, günün sonunda tasfiyesi ve köleleÅŸtirilmesidir.

ÅžebekleÅŸme eÄŸilimi bir zillettir, sonuçları musibet. Gün tefekkür ve tövbe günüdür.

Üslup sert, uyarı merhametsiz diyenlerimiz var ise; Allah’tan gelen musibet ve imtihanların mahza merhamet olduÄŸunu fakat çok can yaktığını hatırlayalım. Esas olan nefsin izzeti deÄŸil, hakikat üzerinde olabilmektir.

Hayatı oyun görüp oyunda rol alabilmek gayreti ile ÅŸebekleÅŸmeye meyledenler; oyun ne kadar büyük, cerbezeli, heyecanlı olsa da sana verilen rol ne kadar parlak olsa da seyircilerden ne kadar çok beÄŸeni ve alkış alsan da zil çalar, perde kapanır, oyun biter, göz açılır, yakîn hâsıl olur. Åžeytan vesvasil hannastır ve son nefese kadar mücadelesini verecektir. Tövbeye henüz vakit varken, Allah’tan yardımını talep et ve oyunu kaybetmeyelim.

 

Murat Sayımlar

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.