Sosyal Medya

Makale

Emek neydi?

Soma'nın üzerinden yirmi üç gün geçti. Bir büyük faciayı daha hızlı bir ÅŸekilde geride bıraktık. Yaralar sarıldı mı, saklandı mı, bilmiyoruz. BildiÄŸimiz, genellikle, saklandığıdır.

Bazı olaylar bizi daha derinden etkiler. Soma faciası, benim için öyle oldu. Yıllar evvel o beldeye gitmiÅŸ, maden sahalarını gezmiÅŸ, madencilerle sohbet etmiÅŸtim. Aklımda, bir fotoÄŸraf olarak, gözler deÄŸil, simsiyah eller kalmış. 'Elleri var, elimize benzemez' gibi. Belki de ÅŸu dize, oralardan hatıra: 'Ellerim bakıyor çok ÅŸükür bana.' Evet, emeÄŸin elleri.

Ölümlerin arkasından yazı yazmak, en kolayı. Zoru, ateÅŸin düÅŸtüÄŸü yerde yaÅŸamak. Geride kalmak. Åžunu da söylemiÅŸ olalım: Kimi yangınlar suyla sönmez. Hele maddi yardımla, hiç.

Nuri Pakdil, 'üslûbu ağır bir zaman'dan bahseder. İşte o zamanın içinden geçiyoruz. Milletçe, ÅŸurup ÅŸiÅŸelerinde yazdığı gibi, ters çevrilip çalkalanmış gibiyiz. Neredeyse hiçbir olayı saÄŸlıklı tartışma / deÄŸerlendirme imkânımız kalmadı. Önyargılar önümüzü, baÄŸlılıklar sözümüzü kesiyor.

Yaklaşımımızda bir sıkıntı, bir eksiklik var. Sözgelimi, mütedeyyin camia olarak, emek ve çevre konularında yeterince hassas deÄŸiliz. Öyle ki, 'çevre düzenlemesi' adı altında yapılan birçok iÅŸ bile çevre felaketine dönüÅŸebiliyor.

Åžunu da söylemeden geçmeyelim: Ben yaptım oldu, dedim oldu; bunlar kibirdir. Herkes her ÅŸeyi bilemez. Akademisyenler, münevverler, uzmanlar, bunun için vardır.

Ve emek. İnsanız; canımız fanidir, hakkımız bâki. Hemen ekleyelim: Adına 'hakkaniyet' dediÄŸimiz kavram, sadece maddiyatı çaÄŸrıştırıyorsa, yanlış bir yola girmiÅŸiz demektir. Bu yol, kimseyi iyi bir yere çıkarmaz, çıkarmamıştır.

Ekonomi, insanların deÄŸil, rakamların dünyasıdır. Buradan bakıp geldiÄŸimiz yeri söylersek; insansız ekonomi. Yani insafsız. Sıcak para, soÄŸuk aÅŸ. Kaybeden insan, kazanan kasa. Yapılan gökdelen, yıkılan hatır. Listeyi bu ÅŸekilde uzatabiliriz.

Asgari ücretin 840 lira olduÄŸu bir ülkede yaşıyoruz. Türk-İş'in araÅŸtırmasına göre, mayıs ayında dört kiÅŸilik bir ailenin açlık sınırı bin 157 lira, yoksulluk sınırı 3 bin 770 lira olmuÅŸ. TaÅŸeronlaÅŸma, madencilik dahil, her sektörde hızla artıyor. Mevcut hükümet ise böyle konularda, birkaç ay önce iktidara gelmiÅŸ gibi konuÅŸuyor, davranıyor. DoÄŸruya nasıl 'doÄŸru' diyorsak, yanlışa da 'yanlış' demeliyiz, diyebilmeliyiz. O halde diyelim: Yanlış.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.