Sosyal Medya

'Hastaneler mezbaha gibiydi'

Savaş sırasında Gazze'de çalışan Yeryüzü Doktorları'ndan Kerem Kınık, çok basit tıbbi malzemelerin yokluğundan dolayı yüzlerce Gazzelinin sakat kaldığını söylüyor. Kınık, "Hastaneler tıpkı bir mezbaha gibiydi. Ağır vakaların bir kısmı müdahale beklerken vefat etti" dedi.



Ä°srail’in 51 gün boyunca bombaladığı Gazze’de ateÅŸkes ilân edildi fakat savaşın bilançosu ağır. 2 bin 142 Filistinli öldü, 11 bin 100 Filistinli yaralandı. Yüzlerce çocuk, kadın ve genç sakat kaldı. Ä°srail’in saldırıları baÅŸladıktan sonra Gazze’ye insani yardım için DışiÅŸleri Bakanlığı vasıtasıyla Ä°srail’e baÅŸvuran Yeryüzü Doktorları ancak bir ay sonra Gazze’ye giriÅŸ izni alabildi.

2000 yılında kurulan, dünyada savaÅŸ ve afet bölgelerinde saÄŸlık hizmetleri götüren Yeryüzü Doktorları aralarında savaÅŸ cerrahisi uzmanlarının da olduÄŸu 4 kiÅŸilik ekiple Gazze’ye girdi. Ekipte yer alan ve geçtiÄŸimiz günlerde Ä°stanbul'a dönen Yeryüzü Doktorları Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Kerem Kınık ile Gazze’de yaÅŸadıklarını ve tanık olduÄŸunu olayları konuÅŸtuk.

Ä°srail, hastaneleri de direkt hedef alarak vurdu. Ne oldu oradaki hastalar?

Evet, El Aksa Åžehitleri hastanesinin yoÄŸun bakım ünitesini vurdular, yoÄŸun bakımdaki beÅŸ hasta ÅŸehit oldu. Beyt Hanun Hastanesi'nde çok sayıda küçük klinikler vuruldu. Vefa Hastanesi tam bir enkazdı. Burayı vurduklarında 14 yatalak hasta vardı. Ä°srail “hastaneyi vuracağız boÅŸaltın” dedi. Hastanenin baÅŸhekimi “burada bizim yatalak hastalarımız var, iyileÅŸtirme hastanesi burası boÅŸaltmaz” dedi. Ä°srail’in tehdidinden sonra aralarında Avrupalı doktorların da olduÄŸu beÅŸ gönüllü doktor hastaneye girdi. Ä°srail en üst kattan tankla vurmaya baÅŸladı. Onlar vurdukça hastaları birer kat aÅŸağı indirdi doktorlar. Hastanenin yanlarını vurmaya baÅŸladılar. Doktorlar çaresiz o yatalak hastaları dışarı çıkarmak zorunda kaldı.

Yeryüzü Doktorları Gazze'deki hastaneleri dolaÅŸarak yaralıları ziyaret etti. [FotoÄŸraf: Yeryüzü Doktorları]

YoÄŸun bombardıman durumunda hastaneye getirilen çok sayıda yaralıya nasıl yetiÅŸiliyor?

Mesela Åžecaiye’deki saldırılarda kısa süre içinde 400 kiÅŸi hayatını kaybetti. Sadece o mahallede iki üç bin kiÅŸi yaralandı. Hepsinin birden hastaneye hücum ettiÄŸini düÅŸünün. Tiryaj dediÄŸimiz hastaları önem derecesine göre ayırmak o ortamda mümkün deÄŸil. Bazen koridorlarda bir yaralı, diÄŸerine yardım ediyor.

Gazze'den Türkiye'ye 50'den fazla yaralı getirildi. [FotoÄŸraf: Yeryüzü Doktorları]

Gazze 8 yıldır Ä°srail ablukası ve ambargosu altında. Bu yüzden ilaç ve tıbbi malzeme eksikliklerin had safhada olduÄŸu söyleniyor. SavaÅŸ baÅŸlayınca nasıl tedavi edildi onca ağır yaralı?

10 bin civarında yaralı vardı bizim gittiÄŸimiz dönemde. Bunun iki bin civarı ağır diyebileceÄŸimiz yaralanmalar. Hastaneler tıpkı bir mezbaha gibiydi. Ağır vakaların bir kısmı zaten müdahale beklerken vefat etmiÅŸler. Çünkü belli sayıda ameliyathane ve hekim var. Herkese yetiÅŸemiyor. Kimisinin bakımı gecikmiÅŸ, bu yüzden sakat kalmış. Diyelim ki ÅŸarapnel, kol ve ayağı parçalamış. 'Fiksatör' dediÄŸimiz bir tıbbi malzeme var. Bombalama durumunda kemikler parçalandığı için onları bir arada tutması için bu malzeme lazım ama Gazze’de yok. Çünkü Ä°srail ambargosu nedeniyle o aletin Gazze’ye girmesine izin vermiyor. Olmayınca bir ortopedistin bu vakaya yapabileceÄŸi hiçbir ÅŸey yok. Alçıya alarak kurtulamaz. Dolayısıyla birçok yaralının kolu, bacağı tedavi edilmediÄŸi için kesilmiÅŸ. Sakat kaldı o insanlar. Normalde tıbbi malzeme olsaydı kurtulabilecek yüzlerce insan ya hayatlarını ya da uzuvlarını kaybetti.

Yeryüzü Doktorları'nın Gazze'deki projeleri

1) Gazze'ye ilaç sevkiyatı devam edecek.

2) SavaÅŸ sonrası özürlü kalmış kiÅŸiler için üç bölgede rehabilitasyon merkezi, beÅŸ tane de mobil rehabilitasyon kliniÄŸi kurulacak. Evde bakım ekipleri evleri gezerek bu hizmeti verecek. 

3) EÄŸitimle ilgili iki proje hayata geçecek. Birincisi Gazze Ä°slam Üniversitesi Tıp Fakültesi anlaÅŸma yapıldı. AnlaÅŸma çerçevesinde ortak bir tıpta uzmanlık programı baÅŸlatılıyor. Buradaki üniversitelerle ve gönüllü hocalarla yürütülecek proje deÄŸiÅŸim programı gibi olacak. Üç ya da dört yıllık programlarla uzmanlık eÄŸitimi tamamlanacak.Ä°kincisi de sürekli Tıp eÄŸitimi denilen SMI programı uygulancak.Bu uzmanların, mevcut hekimlerin, saÄŸlık çalışanlarının belli yetkinliklerini artırmaya yönelik bir program olacak. Mesela bir ortopedi uzmanına mikro cerrahi öÄŸretilecek. Bir ameliyathane hemÅŸiresine enfeksiyonlarının kontrolü konusunda eÄŸitim verilecek.  

SaÄŸlık ekipleri yetiÅŸemediÄŸi için enkaz altında hayatını kaybeden insanlar oldu. Siz böyle durumlarla karşılaÅŸtınız mı?

Kurtarma çalışmaları ile ilgili ciddi sıkıntılar var. Çünkü çok sayıda yer aynı anda vurulduÄŸu için her tarafa saÄŸlık ekipleri yetiÅŸemiyor. Ä°nsanlar saÄŸ kalanları da kendi imkânları ile kurtarıyorlar. Mesela küçük bir kız çocuÄŸu vardı. Enkaz altından kurtarmışlar. Ama boynunda kırık var. Kurtarılırken omurilik kesilmiÅŸ. Kız felç kalacak. Kurtarırken boyunluk taksalar o çocuk yürüyebilecekti.

Bütün bu olumsuz ÅŸartlarda doktorların ve saÄŸlık ekiplerinin psikolojisi nasıldı?

Ä°nsanoÄŸlu bulunduÄŸu ÅŸartlara adapte olan bir varlık. Oradaki arkadaÅŸlar da ellerinden gelenin en iyisini yapmaya gayret ediyorlar. Ama imkânları ve enerjileri kısıtlı. 3-4 saatlik uykuyla çalışıyorlar. Kendileri de travmatize tabii. Yakınlarını, ailelerini, evlerini kaybetmiÅŸler. Günlerce evlerine gidememiÅŸler, endiÅŸeliler. Bazen yakınları yaralı olarak gelmiÅŸ önlerine. Dolayısıyla hem direnmeye çalışan hem de zaaf içinde olan bir insan. Bütün imkânsızlıklara raÄŸmen mucize yapmışlar doktorlar. Hastalarda ise sabır ve tevekkül var. Yüzlerce hasta gördük  "Nasılsın?" diye sorduÄŸumuz yaralıların hepsi istisnasız “Elhamdülillah” diye baÅŸlıyor. “Bir ÅŸikâyetiniz var mı?” diye soruyorsun “Elhamdülillah” diyor. Israr ediyorsun iki üç ısrardan sonra baÅŸlıyor anlatmaya “ÅŸuramda aÄŸrı var, buramda aÄŸrı var” diyor. 

Türkiye’ye getirilen hastaları da sizin örgütünüz organize etti. Nasıl belirlediniz hastaları?

Biz “400-500 ne kadar hasta varsa götüreceÄŸiz” dedik. Burada yerler ayrılmıştı. Åžifa hastanesi, Nasr hastanesi, Avrupa hastanesi,  Naccar Hastanesi, Kemal Udwan Hastanesi’ni gezdik. Normalde 13 hastane, 54 tıp merkezi var Filistin SaÄŸlık Bakanlığı’na baÄŸlı, ancak savaÅŸta ayakta durup çalışan hastaneler bunlardı. 150 civarında getirilmesi gereken hasta vardı. BirçoÄŸu için Ä°srail’den ya da Mısır’dan izin çıkmadı.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.