Sosyal Medya

Şevket Hüner: Müslüman Şehitliğinde Yatan bir Katolik



Bosna’nın kalbinde, Srebrenitsa’nın hüzünlü sessizliÄŸini taşıyan Potoçari Anıt Mezarlığındaki, binlerce beyaz sütun, 1995 Temmuz’unda insanlığın sınıfta kaldığı o karanlık günlerin ÅŸahididir. Ancak bu tekdüze beyazlığın içinde, bir mezar vardır ki görenleri duraksatır. Üzerinde hilal deÄŸil, sade bir haç kazılıdır.O tek başına duran haç, komÅŸu kabirlerin sessizliÄŸini daha da görünür kılar. Bu mezar, Katolik bir Hırvat olan Rudolf Hren’e aittir.

Bosna Hersek’in doÄŸusunda, Srebrenitsa yakınlarında yer alan Potoçari Anıt Mezarlığı, 1995’te yaÅŸanan soykırımın kurbanlarının defnedildiÄŸi ve her yıl 11 Temmuz’da anıldığı ÅŸehitliktir. Burası savaÅŸta BM bünyesindeki Hollandalı askerlerin kullandığı eski bir akü fabrikasının yakınındadır. (Rudolfbu akü fabrikasında iÅŸçi idi.) 11 Temmuz 1995’te Sırp güçleri tarafından gerçekleÅŸtirilen Srebrenitsa Soykırımı sırasında katledilen 8372 Müslüman BoÅŸnak’tan, bugüne kadar kimlikleri tespit edilmiÅŸ 6765 kiÅŸi burada yatmaktadır. 2025’te 7 kurban daha gözyaÅŸları içinde topraÄŸa verildi. Dünyanın her yerinden gelen binlerce kiÅŸi her sene, Srebrenitsa’dan Tuzla’ya ulaÅŸmak için MarÅŸ Mira “ölüm yolu” denen toplu mezarlar güzergâhında yaptığı yürüyüÅŸ, Potoçari Anıt Mezarlığı’nda sona erer… 

Rudolf, 1960 yılında Srebrenitsa’da doÄŸmuÅŸ, o topraklarda büyümüÅŸ ve komÅŸularıyla kader birliÄŸi yapmış bir adam. 1995’te kuÅŸatma daraldığında, kimliÄŸindeki "Hırvat" ibaresi ona belki de güvenli bir çıkış bileti sunabilirdi. Ancak o, vicdanının sesini dinlemeyi seçti. Kendisini katletmeye gelenlerle deÄŸil, onunla yıllardır aynı ekmeÄŸi bölüÅŸen, aynı sahada top koÅŸturan BoÅŸnak komÅŸularıyla yan yana kalmayı tercih etti. Omuz omuza savaÅŸtığı arkadaÅŸları toplu mezarlara doÄŸru sürülürken, Rudolf da onlardan ayrılmadı…

2010 yılında kemikleri toplu mezardan çıkarılıp, DNA testiyle kimliÄŸi belirlenen Rudolf ‘un annesi Barbara Hren, oÄŸlunun Potoçari ÅŸehitliÄŸine gömülmesi için: “OÄŸlum katledildiÄŸinde 35 yaşındaydı. O gönlüyle ve ruhuyla tam bir Srebrenitsalıydı. O nedenle onu arkadaÅŸlarından ayırmak istemedim.” demiÅŸtir. Yıllarca eÅŸinin kemiklerinin bulunmasını beklemiÅŸ eÅŸi Hatid?a ve kızı Diana da Rudolf ‘un diÄŸer kurbanlarla birlikte defnedilmesini talep ettiler.

O, “sessiz kalmayan” bir Hırvat olarak, BoÅŸnak komÅŸularıyla omuz omuza durmayı seçti ve bu sadakati hayatına mal oldu.Rudolf’un mezarı, Bosna Hersek’in acılı tarihindeki en büyük tesellidir. Çünkü nefretin ve ırkçılığın tüm o gürültüsünün ortasında, bir adamın sessizce "Ben buradayım, komÅŸularımın yanındayım" demesi, insanlığın hala ölmediÄŸinin kanıtıdır.

Bosnalı Müslümanlar kendilerine ait "ÅŸehitliÄŸe" bir Katolik’i kabul ederek, Srebrenitsa’da dökülen kanın renginin aynı olduÄŸu, zulme karşı duran herkesin –dini ne olursa olsun– aynı saygıyı hak ettiÄŸini dünyaya ilan ettiler. Müslüman bir toplumun, zor zamanlarında kendilerine destek olan "Ehli Kitap" bir komÅŸusunu kendi kutsal saydığı defin alanına kabul etmesi, insani kardeÅŸlik hukukunun da tesisidir.

Soykırıma uÄŸramış Bosna halkının, aşırı milliyetçiliÄŸe veya dini fanatizme sürüklenmesi beklenirdi. Ancak Aliya İzzetbegoviç önderliÄŸindeki BoÅŸnak Müslümanlar, Rudolf’u aralarına alarak “Sırplar bizim öÄŸretmenimiz deÄŸiller. Biz de zalimlerden olursak, zulme karşı savaşımızın bir anlamı kalmaz. Kitabımıza uyacağız. SavaÅŸ ölünce deÄŸil, düÅŸmana benzeyince kaybedilirmesajını verdiler. Kendilerini savunurken yanlarında duran bir Hırvat’a gösterdikleri bu vefa, İslam’ın "emanete ve komÅŸuluÄŸa sadakat" ilkesinin yaÅŸayan bir örneÄŸi olmuÅŸtur.

Potoçari’deki o tek haçlı mezar, her ziyaretçiye en yalın haliyle ÅŸu mesajı verir. Burada yatanlar sadece Müslüman oldukları için deÄŸil, teslim olmadıkları için katledildiler. Unutmak kaybetmektir…

Åževket Hüner / 7 Recep 1447

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.