Sosyal Medya

Mustafa Uzun: Yeni Yahya el Sinvarlar



Son ateÅŸkes ile beraber Mahmud İsa’nın esaretten çıkışı taÅŸlaÅŸmış duvarların arasında yıllarca direnmiÅŸ bir insanın, Rabbî sabır ve irade ile örülmüÅŸ sessiz zaferidir, hamdolsun. Hücrelerin tekdüze karanlığında yaptığı Kur’ân ezberleri, onurla büyüttüÄŸü sabır, okuduÄŸu kitapların ve yazdığı satırların ona verdiÄŸi iç disiplin özgürlüÄŸe kavuÅŸtuÄŸu günün yalnızca bir baÅŸlangıç olduÄŸunu gösteriyor. Yeni bir hikaye baÅŸlıyor, evet.  

Mahmud İsa’nın hikâyesi bedenin zincirlenebileceÄŸini ama direniÅŸçilerin ruhlarının boyun eÄŸdirilemeyeceÄŸini apaçık anlatır. Anasını cam arkasından onlarca yıl boyunca yalnızca birkaç defa kısacık görebilmiÅŸ bir insanın yüreÄŸinde biriken sevgi ve hasret bugün Gazze’ye, Kudüs’e, her yıkıntının altında yeniden filizlenecek umutlara selam oluyor.

Mahmud İsa’nın hücre ve gönül yoldaşı Yahya el Sinvar’ın ÅŸehadeti, bir ismin ardından düÅŸen ağırlık deÄŸil, daha çok o ismin taşıdığı mananın etrafa saçılmasıdır. İsimler deÄŸiÅŸir, yüzler geçer ama bir toprağın insanlarının onuru, sabrı ve fedakârlığı tarihten silinmez. Gazze’nin çocukları, anneleri, yaÅŸlıları ve gençleri harap ÅŸehirlerin külleri arasından her defasında yeniden doÄŸrulmayı bilirler. Bu doÄŸruluÅŸ, yalnızca bir coÄŸrafi yeniden inÅŸa deÄŸil, manevi bir devranın, îman ve azmin yeniden tecessümüdür. Sıralarını bekleyenler var, daha nice yiÄŸitler, daha nice adlar… Her fedakârlık, geleceÄŸe bir baÅŸka kapı açar.

Mahmud İsa’nın ilk sözlerinde dile getirdiÄŸi o güçlü merhamet ve baÄŸlılık duygusu burada yankılanır: “Gazze bizim boynumuzda bir borçtur.” Bu borç, insanî haysiyetin, adalet arayışının ve unutulmayanların anısına sahip çıkmanın çaÄŸrısıdır. Yıkıntıların altından defalarca kalkmak, yeniden inÅŸa etmek, kayıpları anarken insanı insan yapan deÄŸerleri korumaktır. Bu toprakta insanlık ve onur direndikçe isimler birbiri ardından gelecektir; her yeni adı, bir yürek daha cesaretlendirecek, bir ocak daha umutla yanacaktır.

Ve son olarak, ÅŸunu söyleyelim. Zafer yalnızca savaÅŸ meydanlarında ölçülmez, zafer insanın onurunu korumasında, mazluma el uzatmasında, yaraları sarmada ve gelecek nesillere umut bırakmada görünür. Mahmud İsa’nın esaretten çıkışı bize hatırlatıyor ki zulüm ne kadar ağır olsa da insanın ruhu, ilimle, sabırla, vicdanla ve hakikatle direnir. Gazze’nin sesi susmaz, Gazze’nin hatırası unutulmaz. Yürekler attıkça, sırada bekleyen isimler ayaÄŸa kalktıkça, bu coÄŸrafyanın insanları direniÅŸin asla yalnızca bir dönem deÄŸil, kalıcı bir vakarı olduÄŸunu gösterir. DireniÅŸ ve ÅŸehadet sürdükçe, umut da tükenmez.

MAHMUT İSA KİMDİR?

Mahmud İsa, Filistin direniÅŸinin en uzun soluklu ve en dirayetli isimlerinden biridir. 32 yıllık hapis hayatının sonunda anlaÅŸma ile zindandan çıktı. 1968 doÄŸumlu olan İsa, Hamas’ın kuruluÅŸundan sonra örgütün ilk askeri yapılanmalarından biri olan Kudüs merkezli “El-Kassam Özel Birimi 101”in kurucuları arasında yer aldı. Bu birlik 1990’ların başında İsrailli askerleri esir alarak Åžeyh Ahmed Yasin’in serbest bırakılması için pazarlık yapılmasını hedefliyordu. 1993 yılında yalnızca 25 yaşındayken tutuklanan Mahmud İsa, İsrail mahkemelerince üç kez müebbet ve 46 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Yaklaşık 13 yılı hücre hapsinde geçti; bu süre zarfında “İzole Filistinli Esirlerin Dekanı” olarak anıldı. Annesini yalnızca birkaç kez cam arkasından görebilen, sürekli farklı cezaevlerine nakledilen İsa, tüm baskılara raÄŸmen itiraf etmeyi reddetti ve Filistin direniÅŸinin sarsılmaz iradesinin sembolü hâline.

Uzun yıllar süren esaretini bir öÄŸrenme ve üretme sürecine dönüÅŸtüren Mahmud İsa, bu dönemde Kur’an’ı ezberledi, hat sanatında ustalaÅŸtı ve düÅŸünceyle direniÅŸi birleÅŸtiren pek çok eser kaleme aldı. DireniÅŸ: Teori ve Pratik, Sadakat ve İhanet, Kur’an Tefekkürleri ve Gerçekçilik ve MeÅŸruiyet Arasında Politika adlı kitapları onun yalnızca bir savaÅŸçı deÄŸil, aynı zamanda bir fikir ve ahlak adamı olduÄŸunu gösteriyor.

Mustafa Uzun

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.