Sosyal Medya

Murat Sayımlar: Hayatla kör döğüşü yapmak



Kör döÄŸüÅŸü; yumruÄŸu nereye attığını görmemek, yumruÄŸun nereden geldiÄŸini bilmemek halidir.

Oysaki insanın yeryüzüne halife kılınması, sahip kılındığı iradesini; bilerek, görerek, planlayarak, bilinçle, hikmetle, sorumlulukla kullanmasını mecbur kılar. Çünkü her kararının ve davranışının; sahibi, bütün insanlar ve varlıklar için bir sonucu, bir bedeli vardır.

İnsanlar, bunun gerçekleÅŸtirilebilmesini mümkün kılacak, gerekli bütün imkân ve donanıma sahiptirler. İnsanların çoÄŸunluÄŸu "anlayamazlar, bilemezler, yapamazlar" yargıları yalandır, yanlıştır. Çünkü bu yargılar; imkân, yetenek ve potansiyeli ilzam etmektedir. İnsanların anlamak, bilmek, yapabilmek imkânları, yetenekleri ve potansiyelleri vardır. EÄŸer çoÄŸunluk; anlamazlar, bilmezler ve yapmazlar denilse, belki de bunda doÄŸruluk ihtimali olabilir. Çünkü bu yargılar, iradi tercihlerin neticelerine iliÅŸkindir.

Hayat temel baÄŸlam, baÅŸ deÄŸerdir. Çünkü insanların, hayatın bu boyutunda; anlamlarına eriÅŸmeleri, aradıklarını bulmaları, mutlu, dingin, tatmin içerisinde olmaları, adalet, üretim ve özgürlük halinde bulunmalarıyla mümkün olabilir. Aldanmamaları, aldatmamaları, hüsranlarda yaÅŸayıp yeryüzünü cehenneme çevirmemeleri, nihai hayatta iyi bir hal için liyakat kazanmaları, ancak ve bizatihi herkesin; hayatı, her ÅŸeyin temel baÄŸlamı ve baÅŸ deÄŸeri olarak bilmesi ile mümkün olabilir.

Bu nedenle bütün olgular ve oluÅŸlar, yani; din, devlet, bilgi, teknoloji, okumalar, öÄŸrenmeler, meslekler, iliÅŸkiler, tercihler, eylemler vb.leri, sadece hayatın inÅŸası, yaÅŸanması ve korunması için vardır. Hepsinin temel mahiyeti de hayatın varlık nedenine ve orijinal varoluÅŸ özelliklerine göre yaÅŸanmasını saÄŸlamak olmak zorundadır. Yani bu olguların tamamı teknik olarak hayatı inÅŸa etmek ve korumak yeteneÄŸine; bunu da mahiyet olarak insanın doÄŸasına uygun olarak yapmak özelliÄŸine sahip olmak mecburiyetindedir.

Allah, hayatın varlık nedenini; Mülk Suresi 2 de “O, hanginizin ahsen-u amel iÅŸleyeceÄŸini sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.” hükmünde belirlemiÅŸtir.

Ahsen-u amel, hayatın anlarında, o anda alınması gereken en doÄŸru kararı alıp, en doÄŸru davranışı, en doÄŸru ÅŸekilde gerçekleÅŸtirmeyi ifade eder. Karar ve davranışın ahsen olabilmesi için, hayatın anlamını gerçekleÅŸtirebilmek imkânına sahip olması gerekir. Sonucunda hayat inÅŸa olur, anlamına uygun yaÅŸanır ve korunur.

İnsanların, hayatı, bütün süreçlerin temel baÄŸlamı olarak görmesinin yanı sıra, bilmek ve yapabilmek zorunda olduÄŸu temel olgular da vardır. Mesela "fıtrat" kavramının içeriklerini ve fonksiyonlarını bilmek zorundadırlar. Yani öncelikle insanın fıtratını yani orijinal varoluÅŸ özelliklerini, bütüncül olarak bilmelidirler. Yanı sıra ihtiyaç ve önem durumuna göre; olguların, oluÅŸların ve iliÅŸkilerin de fıtratını öÄŸrenmek mecburiyetindedir. Ayrıca "inÅŸa" olgusunun anlamını ve fonksiyonlarını bilmek ve inÅŸa becerisi kazanmak zorundadırlar. Bunlar gibi hayatın inÅŸasını, yaÅŸanmasını, korunmasını kökten belirleyen kavramlardan birisi olan "din" olgusunun, orijinal doÄŸasına uygun anlamını, içeriklerini ve fonksiyonlarını da bilmeleri, olmazsa olmazlardandır.

Bunlarla birlikte bir de diriltici bir ruha sahip olmak zorundadırlar. Ruh anlamdır, varlık sebebidir, hayat verendir, karar verendir, idraktir, iradedir, sorumluluktur, bilinçtir. Balçığa, ruh üflenince insan olmuÅŸtur. Ruhunu kaybedince tekrar balçık olur ve hayatı pis kokulu bir balçık haline getirir.

Hayata bu perspektiften yaklaÅŸmazsa, insanlar hüsranlar içerisinde yaÅŸamak durumunda kalırlar. Hüsranlar; sorunlar, anlamsızlıklar, bunalımlar, eziklikler, zayıflıklar, kölelikler, mutsuzluklar, baÅŸarısızlıklar, istismarlar ve kaybetmek anlamlarına gelir. Kendilerinin, hayatı inÅŸaya ve muhafazaya bizatihi katılamadığı durumlarda, baÅŸkalarının, belki de hukuklarını hiç dikkate almadan kurdukları hayat içerisinde yaÅŸamak, sonuçlarına katlanmak ve bedellerini ödemek zorunda kalabilirler.

Hayatla kör düÄŸüÅŸü yapmamak lazımdır. Bütün karar, tavır ve tercihlerin, insanların kendi ÅŸakilesine ve doÄŸasına uygun bir hayatın inÅŸasını, yaÅŸanmasını ve korunmasını esas alacak bir niyet ve yaklaşımla; baÅŸ deÄŸer ve temel baÄŸlam olarak kabul edilmiÅŸ bir bilinçle belirlenmesi gerekmektedir. Yani rastgele, geliÅŸine yaÅŸanan bir hayatı kabul edenler, hayatlarının öznesi olamazlar.

Ayrıca temel baÄŸlam ve baÅŸ deÄŸer kabul edilen hayata, bütüncül bakış ve yaklaşım da esastır. Ne hayatın kesitleri ve parçaları, yaklaşım ve ele alış sınırlarını belirler ne de nefse, zihne, romantizme, edilgenliÄŸe, temel ihtiyaçlara, sahip olmaya, beÄŸenilmeye, güce, korkulara, cari imkânlara, sorunlara, arzulara, zaaflara vb.lerine indirgenmiÅŸ bir tercih doÄŸru yaklaşımı belirler.

Bu keyfiyete uymayan olguların yani; din, devlet, bilgi, iliÅŸkiler, meslek, okumalar, sistemler, kararlar, tercihler vb.nin hayata olan etkileri ve ödettikleri bedeller gözden geçirilirse; hayata, bilinç ve sorumluluk düzeyinde, özne olarak yaklaÅŸmak için önemli bir motivasyon elde edilebilir.

 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.