Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

Mehmet Beyhan: Ne Yapmalıyız? (2)



Bir önceki yazımızda vurguladığımız önemli bir hususu, hatırlatarak bu haftaki yazımıza devam edelim: ‘’İsrail, vaadedilmiÅŸ topraklara eriÅŸmek istiyor. Eskiden bu amacını gizliyordu ama ÅŸimdi gizlemiyor. ‘’Davut Koridoru’’ bu amacın bir parçasıdır. Bu nedenle istikrarsızlığı olabildiÄŸince tüm bölgeye yaymak istiyor. Türkiye ise, bölgede barış ve istikrarı saÄŸlamak istiyor. Bu durumda savaşın finali, İsrail ile Türkiye arasında olacaktır. Bunun ne zaman olacağını bilmiyoruz ama bu savaşın olacağı kaçınılmaz görünüyor. Onun için Türkiye bu savaÅŸa kendini çok ama çok ciddi hazırlamalıdır.’’

Türkiye’nin İsrail ile savaÅŸma ihtimali Ankara’nın tercihi deÄŸil, İsrail’in saldırgan tutumundan kaynaklanan bir zorunluluk olacağını özellikle vurgulamak isterim. Nitekim İsrail’e güvenlik konularında danışmanlık yapan ‘’Nagel Komitesi’nin’’ hazırladığı raporda: ‘’Türkiye İran’dan daha büyük bir tehdittir’’ demiÅŸ ve ‘’İsrail’in Türkiye ile savaÅŸa hazırlanmasını’’ önermiÅŸti. Bir baÅŸka İsrail yayın kuruluÅŸu: ‘’Türkiye ile İsrail askeri bir çatışmanın pratik bir olasılık haline geldiÄŸi yeni bir döneme doÄŸru ilerlediÄŸini’’ yazmıştı. (24 Åžubat 2025-İsrael Hayom)

GörüldüÄŸü gibi Türkiye ile savaÅŸmaya hazırlanan İsrail’dir. Bu nedenle Türkiye, gücünün çok üzerinde askeri bir güç oluÅŸturmak zorundadır. Askeri güç, tek araç olmasa da bağımsızlığın ve güvenliÄŸin korunması için en etkili araç olduÄŸunu belirtmemiz gerekir.

İsrail’in saldırgan tutumu sadece Türkiye için deÄŸil, tüm bölge ülkeleri için tehdit oluÅŸtururken, diÄŸer ülkelere de zarar vermektedir. Bu bakımdan Türkiye, İsrail’in bu saldırgan tutumunu en etkili bir ÅŸekilde tüm dünyaya anlatmalıdır. Ayrıca toplumu da bu konuda doÄŸru bilgilendirerek hazırlamalıdır.

İsrail’in temel amacı, Türkiye’nin kendi potansiyeline eriÅŸmesini engellemektir. Türkiye’nin potansiyeline eriÅŸme mücadelesi, partiler üstü milli bir meseledir. Toplum, İsrail’in Türkiye’nin aleyhinde nasıl alıştığını bildiÄŸi zaman, İsrail karşı mücadele etmek için her türlü fedakârlığa katlanır.

Zira milletimiz farklı siyasi görüÅŸlere sahip olsa da ülkesine yönelmiÅŸ herhangi bir dış tehdit karşısında devamlı devletinin yanında durmuÅŸtur ve durmaya devam edecektir. Bunun iki temel nedeni vardır. Birincisi, milletimizin ülkesine, vatanına duyduÄŸu baÄŸlılıktır. Bu baÄŸlılık gelecek ile hayatını sürdürdüÄŸü, köklerini saldığı toprak arasındaki iliÅŸkinin sonucudur. Ä°kincisi ise, bir millete, bir medeniyete, bir bütüne ait olma duygusudur. Bu duygu hangi siyasi partiye mensup olursa olsun top yekûn milletimizin her bir ferdinde vardır. Bu bakımdan siyasetçi, yazar, akademisyen, sanatçı kısaca topluma konuÅŸan herkese düÅŸen en önemli görev, bu duyguyu korumak hatta daha da derinleÅŸtirmektir. Zira bu duygu Türkiye’nin manevi gücüdür.

İsrail, kuruluÅŸundan beri hiçbir insani deÄŸere saygı duymadı ve bundan sonra da duymayacaktır. İsrail’in saygı duyduÄŸu tek ÅŸey güçtür! Onun için İsrail’i saldırgan tutumundan vazgeçirecek tek ÅŸey, Türkiye’nin caydırıcı bir güce sahip olmasıdır.

Caydırıcı güçten kastımız sadece askeri güç deÄŸildir. Caydırıcı güç, ekonomik, siyasi, askeri, coÄŸrafi ve nüfus gibi tüm unsurların bir araya gelmesi ile oluÅŸur. ‘’Ne Yapmalıyız?’’ sorusuna cevabımız: caydırıcı güç unsurlarının tümünü bir araya getirecek stratejiler geliÅŸtirmektir.

 

Mehmet Beyhan

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.