Sosyal Medya

Selahattin Çakırgil: Enkaz altında kalan değerlerin acısını hissetmek

Dostoyevski, sözünü şöyle bağlar: 'Biz Hristiyanlar asırlardır, 'Ey İsâ Mesih, gel!..' diyoruz ya; niye gelsin, değişen ne ki?'



Bugün, Hz. Ä°sâ Mesih Aleyhisselam'ın -gregoryen takvimine göre- muhtemel milâd (doÄŸum) günlerinden birisi olarak kabul edilen yeni bir yılın,2024'ncü yılın ilk günü..

Ä°nanç ve kültür konularındaki çalışmalarıyla tanınan David Kinnaman isimli ve Kaliforniyalı bir araÅŸtırmacının Türkçeye, 'Beni kaybettin..' adıyla çevrilen 'You Lost Me:...' isimli eserinde 'Genç Hristiyanlar Neden Kiliseyi Terk edip Ä°nancı Sorguluyor?' konuları, daha çok da 16-29 yaÅŸ aralığında olanların zihin dünyalarını irdeleyerek ele alınmış..

Bu konu, sadece Hristiyanlar için deÄŸil.. BaÅŸka inanç konularına veya ideolojik yönelimlere baÄŸlı olanların zihinlerinde de yer aldığı kolayca reddedilemeyecektir.
Yazar, 'medyaya bir de 'Hristiyan gözüyle bakın..' demekte..

Bunu söylerken, ÅŸöyle bir akıl yürütüyor, yazar: 'Tek baÅŸarabildiÄŸimiz, çocuklarımızı, medya ÅŸiddetinden cinsiyet konuları ve küfürlerden uzak tutacak birkaç 'cıss..' belirlemekse, baÅŸarısız olmaya devam ediyoruz demektir. (...) Çocuklarımızı medya kullanımları hakkında Hristiyan'ca ve Ä°ncil'e uygun bir ÅŸekilde düÅŸünmeye yönlendirmeliyiz.. ' dedikten sonra, eleÅŸtirdiÄŸi eÄŸitim ÅŸeklinin kendi üzerindeki etkilerinden de örnekler veriyor ve '15-16 yaşındayken beni de kaybettiniz.. Fakat 20'lerin başında gerçeÄŸi aramaya baÅŸladım. Arayışım, beni tekrar Mesih'e götürdü..' diyor..

Aynı konularda biz Müslümanların da zihinlerimizi meÅŸgul eden sıkıntılarımız yok mudur ve çözümü de, kendi inanç kaynaklarımızdan sorup, öÄŸrenmeye çalışmalı deÄŸil miyiz?

*

Bu vesileyle, son günlerde 'Munther Ä°saac' isimli genç bir kardinalin kilisede yaptığı bir Noel vaazının videosunda verdiÄŸi mesaj dikkat çekiciydi. 'Mesih enkaz altında.. ' diyordu, Siyonist Ä°srail rejiminin Gazze'de ve bütünüyle Filistin'de iÅŸlediÄŸi cinayetlere deÄŸinirken..

23 Aralık günü Filistin'de, Beytlehem'de bir kilisede yaptığı vaazın videosunu dikkatle izlerken, aslında bütün Enbiyaullah'ın insanlığa vermek istedikleri mesajın bu ÅŸekilde olduÄŸunun anlaşılması lâzım..

Hakikati ifade etmek, herkese yakışıyor.. Merak edenler, '@munther_isaac' linkinden takip edebilirler. Evet, insan olmanın, vicdan sahibi olmanın en güzel örneklerinden birini, en azından bu vaazında sergiliyordu bu hakperest kiÅŸi... Benzer konuÅŸmaları yapan bazı 'haham'lara da rastlamak mümkün..

Hattâ kendilerini, ateist veya agnostik olarak bildiren nice yüzbinlerin de, Ä°srail rejiminin Gazze'deki korkunç barbarlığı karşısında sergiledikleri protesto gösterilerine de ancak saygı duyulabilir..

*

Ama, Hristiyan dünyası adına en yetkili olarak konuÅŸma durumunda olan Papa'dan da böyle asil bir çıkış beklenirdi; o ise, bu konuda cılız kaldı.. DiÄŸer Hristiyan sorumluların davranışlarına gelince.. Amerikan BaÅŸkanı ve başında bulunduÄŸu yönetim sistemi, Siyonist Ä°srail rejimine ilave olarak göndereceÄŸi silahları, Amerikan Kongresi'ni bile, ikinci kez 'by-pass' ederek daha fazla cinayet iÅŸletmek, daha korkunç bir barbarlık sergilemek, daha nice binlerce bebek, annelerini ve savunmasız sivil Filistinlileri öldürtmek yolunu tercih ettiler, 30 Aralık günü..

*

Bu vesileyle Dostoyevski'nin eserlerinden birisinde anlattığı ve sadece Hz. Ä°sâ ve baÄŸlıları için deÄŸil, bütün ilahî peygamberlerin baÄŸlılarının ÅŸu veya bu derecede sergiledikleri periÅŸanlığı da anlattığı için, ibretlik bir hikayeyi özetleyelim:

Diyor ki, Dostoyevski:

'OrtaçaÄŸ'da, Ä°spanya'da bir Pazar yerindeki halkın arasına, gökten Ä°sâ Mesîh iniverdi..

Halk ÅŸaÅŸkın olarak etrafında toplandılar ve aÄŸlaÅŸmaya baÅŸladılar.. Ä°sâ onlara , 'Sizler kimlersiniz?' deyince, 'Biz senin ümmetiniziz efendimiz.. ' dediler.

Ä°sâ onlara, 'Öyleyse bu haliniz nedir böyle?' dedi..

Onlar da, 'Ey Kutsal Peder, bağışla bizi.. Biz câhiliz, fakiriz, çaresiziz, güçsüzüz..' dediler.

O sırada, ÅŸehrin kardinali geldi ve ÅŸöyle bir baktı o yabancıya ve, polise, 'Åžu meczûbu zincirleyip atın zindana!..' dedi..

Polis emredileni yaptı..

*

AkÅŸam olup, el-ayak ortalıktan çekilince.. Evlerde, insanlar, 'Gökten indi, gördük.. Ä°sâ Mesîh idi..' diye konuÅŸmalarını evlerin derinliklerinde sürdürüyorlardı.

Kardinal, gece yarısına doÄŸru, polisi alarak zindana geldi ve zincirleri çözdürdü ve, 'Ey Ä°sâ Mesih, inanıyorum ki, sen Ä°sâ Meih'in.. Ama, niye geldin? Biz burada senin adına bir düzen kurduk.. Åžimdi sen bütün her ÅŸeyi alt-üst edeceksin..

Ya, hangi yoldan geldiysen, çek git; ya da, bir kez de ben gererim, seni çarmıha!' dedi..

*

Ä°sâ Mesih, baktı ki, ümmeti câhil, fakir, çaresiz, güçsüz; kendi adına hükmedenler ise, güçlü, örgütlü, zâlim..

Gecenin karanlığında zindanın demir parmaklıkları arasından süzülüp gitti , göklere..

Ve Dostoyevski, sözünü ÅŸöyle baÄŸlar: 'Biz Hristiyanlar asırlardır, 'Ey Ä°sâ Mesih, gel!..' diyoruz ya; niye gelsin, deÄŸiÅŸen ne ki?'

Kaynak: Star Gazetesi

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.