Taş Soslu Pirinç Pilavı

Efendim, hoca Nasreddin’in saz peÅŸrevinde iÅŸaret buyurduÄŸu perde, iÅŸte burasıdır. Dikkat ediniz, ortada ayıklanacak bir miktar taÅŸ ve pirinç mevcutsa ne mutlu! Ä°ÅŸ o ki, pirincin ve taşın muhtevası, nicelikleri ve nitelikleri konusunda elimizde saÄŸlıklı bir tarif bulunsun. Zira niyetiniz üzüm yemek deÄŸil, baÄŸcıyla münakaÅŸa etmekse o vakit pirinci karaborsaya atıp taÅŸtan da biber dolması konservesi imal ederek vatandaÅŸa organik gıda diye servis etmeniz ÅŸaşırtıcı olmayacaktır.

Nitekim bu kabil insanlar, misal hepimizin içinde yaÅŸama gayretinde olduÄŸu sap ile samanı karıştıranlar cumhuriyetinde muteber olup, cümle subaÅŸlarını ve dahi subaşılık makamlarını iÅŸgal etmiÅŸlerdir. Bu taifenin iÅŸi gücü, taÅŸ ile pirinci harmanlayarak cumhurun taÅŸralı kahir ekseriyetine, “Hadi bakalım ayıklayın ÅŸu pirincin taşını!” demekten ibarettir. Kendileri pirincin ayıklanmış kısmını tereyaÄŸlı kavurma ile harman edip taam ederken, taÅŸ ile pirinci ayırma cehdi gösteren vatan evlatlarına, toplanan taÅŸlar için teÅŸekkür edeceklerine; cümlesini taÅŸa tutup, evlerinde gizli gizli kepekli bulgur tükettikleri iddiası ile pirinç düÅŸmanı ilân etmekten de geri durmazlar.

Bu tür durumda "Bizim taÅŸla toprakla iÅŸimiz olmaz birader, biz milenyum kuÅŸağıyız marketten ayıklanmış pirinç alır tüketiriz. DaÄŸ başını duman almış, gümüÅŸ dere durmaz akar, bizim de o derenin suyundan içmiÅŸliÄŸimiz, yamacında piknik yapmışlığımız vardır. Üstelik Avrupa BirliÄŸi'ne saygılı Kemalizm’e de baÄŸlıyız, aşılarımızı bile bi tamam yaptırdık; köyümüzden göçeli ise yarım asır oldu" da deseniz, kâr etmez. Zira dedenizin yediÄŸi bulgur hanenize yazılmış, pilavdan dönenin kaşığı kuruluÅŸtur. Bir ihtimal dedenizin adını, köy mezarlığının yolunu unutan sizin evladınız, Risotto yanında beyaz ÅŸarap sipariÅŸ ederse o baÅŸka! O da bir ihtimal!

Tabii esmer vatandaÅŸlarımız için teni beyazlatmanın baÅŸka birtakım yolları da mevcuttur. Malum, konjonktüre göre taÅŸ ile pirincin tarifleri deÄŸiÅŸebilir. Nitekim, taÅŸ üstüne taÅŸ koymak KOSGEB tarafından teÅŸvik edilen bir eylem olduÄŸundan, "Biz mikro iÅŸletmeler olarak iÅŸimize bakalım, subaşı olamasak da subaşına yakın duralım" diyenler güruhundan da olabilirsiniz.

Bir üçüncü taife olarak, "Pirincin alıcısı baÅŸka taşın baÅŸka, taÅŸkalaya ne lüzum var, iÅŸ alıcısını bulmakta birader" diyenler; olmadı, "Sevenleri ayırmaya ne gerek var kardeÅŸim, ne güzel iÅŸte ağır çeker esnaf kazanır, diÅŸ kırılır dentist kazanır" diyenler de çıkabilir.

Yaptığınız tarif, hayatta kendinize biçtiÄŸiniz role yakından alakalıdır. Bendeniz size yeni bir rol biçecek ya da mevcut yollara yeni bir patika ekleyecek deÄŸilim. Nitekim böyle bir ÅŸey, iÅŸim de haddim de deÄŸil. Yazar olarak üzerime düÅŸen (baÅŸta kendi nefsim olmak üzere) olana iÅŸaret etmek, yüze ayna tutmaktan ibaret.

Pirinç ve taÅŸ üzerinden tarifiniz, her vidaya uyan bir Ä°ngiliz anahtarı kıvamında ise her devrin muteber adamı olmanız da ihtimaldir. Muhtemelen pilavı en yaÄŸlısı, taşın da en yontulmuÅŸ, betonla harmanlanmış, AVM hali sizin emrinize amade olacaktır. Yani bu dünyada iÅŸiniz iÅŸ, ötesini sormayın (hoÅŸ zaten sormazsınız ya). Ancak “Bizim tarif ne haddinize, eden etmiÅŸ bize uymak düÅŸer” deyiciler taifesindenseniz, pilavdan nasibinize düÅŸenin, diÅŸinize kasteden taÅŸ olması muhtemeldir.

O halde, gelin kadim tarife uyalım. Pirincin bol yaÄŸlısı deÄŸil, bulgurla kardeÅŸ olanı ve bilhassa komÅŸuya ikram edilen makbul olsa gerek. Zira denilmiÅŸtir ki “Ä°nsanoÄŸlu midesinden daha ÅŸerli bir kap doldurmamıştır.”

Mehmet Bulayır

Not: Bu makale, “Muhal ile Mümkün arasında” adlı eserden iktibas edilmiÅŸtir.