Sosyal Medya

Gıdayı ruha ver Cibrîl olasın

Faruk BeÅŸer / Yeni Åžafak



Ramazan’la ve oruçla ilgili söylenmedik bir ÅŸey kalmadı dedik ama yine de en önemli hususlara, tekrar da olsa özetleyerek dikkat çekmemiz güzel olur.

Oruç Ä°slam’ın, yani Hz. Adem’den Resûlüllah’a (sa) kadar gönderilen tek dinin temel ibadetlerden biridir ve Kurân-ı Kerim ifadesiyle gayesi kulun onun sayesinde ‘takvalı olmasıdır’. Takva kelime anlamıyla tehlikeli ÅŸeylerden bir siperle korunma demektir. En tehlikeli ÅŸey ebedi cehennemdir. Orucun saÄŸlığa faydalarını da hesaba katarsak, demek ki takva hastalıklardan korunmayı da anlatıyor olabilir. Ama oruç bir ibadet olarak bu yan faydaları için deÄŸil, Allah için tutulur. Takvanın terim olarak anlamı ise; Allah’ın emir ve yasaklarına riayet etmek suretiyle kötü akıbetten korunmadır.

Ramazan’ın Kur’an ayı olduÄŸunu herkes duyuyor. O halde onu gerçekten Kur’an ayı yapmak gerekir. Elbette Kurân-ı Kerim’in okunması da buna dahildir ama onu okumanın önemli olması, okurken ne dediÄŸini öÄŸrenip öÄŸrendiklerini yapma fırsatı verdiÄŸi içindir. Etrafımda sevindirici ilginç kampanyalar duyuyorum; Watshap grupları belli sureleri, ya da ayetleri anlamıyla birlikte ezberlemeyi görev ediniyorlar. Bu güzel bir geliÅŸme. Kurân-ı Kerim’i anlayıp yaÅŸamak için çok daha faydalı teknikler de bulunabilir.

Kurân-ı Kerim ayı olması yanında Ramazan’ın en önemli faydalarından biri de sabır eÄŸitimi vermesi, sabır ayı olmasıdır. Hep düÅŸünmüÅŸümdür; Kurân-ı Kerim’de sabırla ilgili bunca ayeti kerime varken, Allah sabretmemizi istiyor, hadi sabredelim deyip sabrettiÄŸimiz hususlar var mıdır? “Allah sabredenlerle beraberdir”, “Allah sabredenleri sever”, “Sabredenlere ancak, ücretleri eksiksiz ve hesapsız verilir” gibi onlarca ayeti kerime bize neyi hatırlatır? Kendi hesabıma ben bu emri bir ibadet olarak özellikle yerine getirdiÄŸimi söyleyemem. Ama gayret ediyorum.

Sabır, tahammül, dayanma ve direnme demektir. Sabır konularını genellikle üçe ayırırlar: 1.Yapılacak iÅŸleri yapmayı sürdürmedeki direnç, 2.Yapılmayacak ÅŸeyleri yapmamadaki direnç, 3.BaÅŸa gelen bela ve musibetlere rıza ve tahammül. “Oruç sabrın yarısıdır” (Tirmizî), sabır da imanın yarısıdır.

Ramazan’ı, hatalarımızı gözden geçirme mevsimi olarak da deÄŸerlendirebiliriz. Yemede içmede, ibadetlerde, insani iliÅŸkilerde yaptığımız hataları gözden geçirip, en azından bir kısmını artık bırakabiliriz. Alışmamız gereken ÅŸeylerin belki de en önemlisi, ihtiyacı olan kardeÅŸlerimizle ilgilenmektir. Ramazan’da yapılan iyiliklerin ecrinin katlanarak veriliyor olması da belki bunu teÅŸvik içindir. Åžu anda hep beraber söz ve karar vermeliyiz; bu Ramazan’da bazı kardeÅŸlerimizin imdadına yetiÅŸmeliyiz. Resûlüllah’ın en cömert olduÄŸu ay Ramazan’dı.

Ramazan’ı Müslümanlar olarak önce bizim inÅŸa ettiÄŸimiz laiklikten kurtulma vesilesi de yapmalıyız. Evet, laikliÄŸi ilk defa biz icat ettik, dinle dünyayı birbirinden ayırdık, seccade başında ve camide Müslüman olduk, insani iliÅŸkilerimizde Ä°slam’a yer vermedik, helalı haramı hesaba katmadık. Dünyayı öÄŸrenmeyi baÅŸkalarına bıraktık. Allah da bizi jakoben bir laiklikle cezalandırdı. Oysa Ä°slam her ÅŸeyden önce, tabir caizse sosyal bir dindir. Topluma karşı olan görevlerimizi yerine getirdiÄŸimizde ancak oturup nafile ibadetlerimizi yaparız. Farzlara gelince, onlar da topluma karşı görevlerimiz cümlesindendir.

Pandemiden aldığımız dersleri sürdürüp yerleÅŸtirmeliyiz. Saflarımızı sık tutmadığımız için hepten uzaklaÅŸmakla cezalandırıldığımızı gördük. Bu safları sık tutma meselesi hem cami içinde hem sosyal hayatta dikkat edilmesi gereken bir husustur.

Orucun en önemli yaptırımlarından biri nefsimizin arzularını gemlemeyi öÄŸrenerek ahlakımızı eÄŸitmemizdir. Bir Kur’an kavramı olan nefis tezkiyesi, yani arzuları kötü isteklerinden kurtarıp arındırma, kısaca müslümanlaÅŸtırma, yemekle yakından iliÅŸkilidir. Allah için aç kalma insanın ruhuyla alakasını geliÅŸtirir. Meleklerin yiyip içmemeleri melek olmalarının önemli bir özelliÄŸidir. Ä°nsan da sayılı günlerde de olsa, yiyip içmesini kontrol ederek meleklik özellikleri kazanabilir. Yiyip içme, hayvanlarda da bulunan ÅŸehvet yani arzu ve iÅŸtiha gücüyle alakalıdır. Ä°nsan bu gücünü meÅŸru ölçülerde kontrol edemezse hayvanlaşır. Kontrol ederse melekleÅŸir ve Allah’a yaklaşır. BoÅŸuna dememiÅŸler:

EÄŸer ten besler isen fîl olasın

Gıdayı ruha ver Cibrîl olasın

Ä°nsanda ÅŸehvet/arzu gücü dışındaki diÄŸer temel güçler akıl gücü ve öfke gücüdür. Ä°nsanın bütün görevi bu üç temel gücünü dengede tutup itidali yani adaleti saÄŸlamaktır. O zaman önce insan olur, sonra melekliÄŸe doÄŸru yükselir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.