Sosyal Medya

Güncel

Mustafa Kutlu / Hayatın rengi

Bu sesin rengi kırmızıdır diyorum. Kudretin ve şehvetin rengi. İradenin ve idarenin. Ok işaretleri kırmızıdır. Yol, yön ve buyrultu belirtir. Hakimiyetini ilan ettiğimiz şeyi kırmızıya boyarız. Kırmızı sarının hüznünü artırır, yeşilin sükûnetini bozar, mavinin rahatını kaçırır. Kırmızı az sonra patlayacak bir şey gibidir.



Mustafa Kutlu / Yeni Åžafak

Hayatımızın rengini neler belirliyor?

Eskiden olsaydı; kuÅŸ sesi, su sesi, ezan sesi, kaÄŸnı gıcırtısı, yaÄŸmurda toprak kokusu, yeÅŸilin her tonda görüntüsü falan derdik. Bütün bunların algılanabildiÄŸi, rahmet olarak kavranabildiÄŸi, sakin ve durgun bir hayatımız vardı.

Durgun bir hayat içinde bakırcıların çekiç sesleri, su deÄŸirmeninin bir öÄŸle sonunda insanı masal dolu, rüya dolu bir uykuya erdiren uÄŸultusu göze batmıyordu. Seherde bülbül sesi, güneÅŸle birlikte horozların ötüÅŸü, sokaktan geçen sütçü, simitçi; toprak damlı evlerin sulanıp süpürülmesi, kireç badanasının o nedense temizlik uyandıran kokusu duyulabilirdi.

Hasatta, harmanda, geceler boyu uzanıp giden kervan yollarında, kılıç gibi gölgelerin indiÄŸi derin derelerde, sürülerin yayıldığı tepelerde, ovalarda içten gelen, kekik kokulu rüzgâra, bâd-ı sabâya emanet edilen bir türkü, bir uzun hava duyulabilirdi.

GörüldüÄŸü gibi eski dünyanın sessizliÄŸine kapılmış gidiyorum.

Oysa uykudan uyanıp gözlerimi ovuÅŸturmam, ÅŸu yaÅŸadığımız günlere, etrafımızda olup bitenlere bakmam; bugün için “hayatın rengini neler tayin ediyor” onları yazmam, onların neye tekabül ettiÄŸini kendimce tayin ve tasvir etmem gerekiyor. Niçin ama, neden bu gayret, bu çaba?

Belki nerede durduÄŸumuzu, kimin deÄŸirmenine su taşıdığımızı, ÅŸu fâni âlemde neyi tutup, neyi bıraktığımızı anlamak için.

Günümüzde hayata rengini veren binlerce, milyonlarca ÅŸey içinden seçip çıkarılabilecek mânalı bir ÅŸey. BaÅŸka ÅŸeyler. Hadi bakalım....

Önce motor sesi. Evet o. O ses duyuluyorsa, motor iÅŸliyorsa hayat kazandığı yeni ritim, yeni ivme içinde; yeni yön ve hız içinde sürüyor demektir. Çarklar dönüyor, enerji bir kaptan ötekine boÅŸalıyor, bir vardiya nöbeti baÅŸkasına gönül rahatlığı içinde bırakıyor demektir. Ekmekler fırından alınıyor, civciv yumurtadan çıkıyor, erimiÅŸ maden potaya dökülüyor, bombanın pimi çekiliyor demektir. Ulaşım, iletiÅŸim, üretim, tüketim, çek ve bono, borsa ve banker, arzu ve keder, ihtiras tramvayı iÅŸliyor.

Motor sesi, gücün sesi. Gün bu gün, saat bu saat diyenlerin sesi.

Bu sesin rengi kırmızıdır diyorum. Kudretin ve ÅŸehvetin rengi. Ä°radenin ve idarenin. Ok iÅŸaretleri kırmızıdır. Yol, yön ve buyrultu belirtir. Hakimiyetini ilan ettiÄŸimiz ÅŸeyi kırmızıya boyarız. Kırmızı sarının hüznünü artırır, yeÅŸilin sükûnetini bozar, mavinin rahatını kaçırır. Kırmızı az sonra patlayacak bir ÅŸey gibidir.

Biz bu tedirginlik ile kaçarız. Hızla uzaklaşırız bulunduÄŸumuz yerden. Hız bir baÅŸka sembol olarak hayatın rengini tayin eder. Her ÅŸey gittikçe hızlanmaktadır. Yüz metre koÅŸucuları sekiz saniyenin altına iner, sürat arabalarının tekerleri yerden kesilir; araba uçak, uçak uzay aracı olur. Uzay aracı göz açıp kapamadan gözden kaybolur.

Hayatın rengi yok. Galiba biz de yokuz.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.