Sosyal Medya

Taha Kılınç: İmaj ve gerçek sarkacında İsrail

İsrail Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin, geçtiğimiz salı -4 Mayıs 2021- akşamı, Kudüs’teki konutunda bazı Filistinli Müslüman Arap liderlere ve İslâm ülkelerinin diplomatik temsilcilerine yönelik geleneksel iftar programına ev sahipliği yaptı.



Konutun bahçesinde açık havada düzenlenen iftara katılım geçtiÄŸimiz yıllara oranla nispeten düÅŸük gerçekleÅŸse de, Ä°srail ve dünya basınına verilecek fotoÄŸraf kareleri için bu kadarı yeterliydi.
 
Arap mutfağının simge yemeklerinin sunulduÄŸu iftara CumhurbaÅŸkanı Rivlin ezan okunmadan birkaç dakika önce iÅŸtirak etti. Ä°mamlar BirliÄŸi BaÅŸkanı Åžeyh Nâdir Haib, Ä°slâm Mahkemeleri BaÅŸkanı Dr. Ä°yâd Zahalka, Arap Yerel Yönetimler Komitesi BaÅŸkanı Mudeyr Yûnus, Mısır’ın Ä°srail Büyükelçisi Hâlid Mahmud Azmî, Ürdünlü Büyükelçi Gassân Mecâlî, BirleÅŸik Arap Emirlikleri (BAE) Büyükelçisi Muhammed el Hâce ve Fas’ın Ä°srail’deki resmî temsilcisi Abdurrahim Beyyûd, iftara katılan baÅŸlıca Müslüman davetlilerdi. (Filistinli Arap katılımcıların taşıdığı unvanların Ä°srail tarafından icat ve teÅŸvik edildiÄŸini, Müslüman toplum nezdinde herhangi bir baÄŸlayıcılık ve saygınlık taşımadığını ayrıca belirtmeye gerek yok elbette. Kendi kendine çalıp oynama durumu tam.)
 
Konuklar önlerine konan minik tabaklardaki -muhtemelen iÅŸgal edilmiÅŸ bir Arap toprağında yetiÅŸtirilmiÅŸ- hurmalarla oruçlarını açarken, arka planda “Kudüs’te birlikte yaÅŸam” vurgulu Arap-Yahudi ezgileri çalıyordu. Karınlar hafiften doymaya baÅŸladığında, Ä°srail CumhurbaÅŸkanı Reuven Rivlin mikrofonu eline alarak bir selamlama konuÅŸması yaptı. Rivlin’in konuÅŸması “Arap toplumunda ÅŸiddetin azaltılması, eÄŸitim seviyesinin yükseltilmesi, Ä°srail ve Filistin halklarının birbirine yaklaÅŸtırılması için yapılması gerekenler” gibi beylik mesajlarla doluydu. Ä°lginç olan -belki de olmayan- söz alan Arap konuÅŸmacıların da benzer mesajları kendi cümleleriyle tekrarlamasıydı. GeçtiÄŸimiz hafta Ä°srail’in kuzeyindeki bir Yahudi hahamının kabrinde meydana gelen izdiham sonucu 45 kiÅŸinin ölmesine atıfta bulunan Dr. Ä°yâd Zahalka, olay sonrasında bölgedeki Araplar ve Dürzîler olarak ellerinden gelen desteÄŸi sunduklarının altını çizdi. Rivlin’i “Arapları hep dinleyen bir insan” ÅŸeklinde tanımlayan Mudeyr Yûnus da, “Filistinliler olmadan bir barış mümkün deÄŸil. Ä°srailli Araplar, barış için köprü vazifesi görecekler” dedi.
 
Batı Kudüs’ün tarihî surlara bakan yamaçlarından birinde kurulu Talbiye mahallesindeki cumhurbaÅŸkanlığı rezidansında bu “göz yaÅŸartıcı” sahneler yaÅŸanırken, birkaç dakikalık mesafede bulunan bir baÅŸka mahallede yine göz yaÅŸartıcı ÅŸeyler oluyordu. Ancak bu defa, gözyaÅŸları gerçekti.
 
Kadîm Kudüs’ün kuzeyinde bulunan Åžeyh Cerrâh mahallesinde, bir grup Siyonist iÅŸgalcinin Filistinli ailelerin evlerine zorla el koymaya çalışmasıyla atmosfer tekrar gerginleÅŸmiÅŸti. (“Tekrar” diyorum, çünkü Åžeyh Cerrâh meselesi uzun ve sancılı bir maziye sahip. Temelleri bizzat Salahaddîn Eyyûbî tarafından atılan mahallenin serencâmı ve Siyonist iÅŸgale karşı direniÅŸinin tarihi için, 27 Haziran 2020’de yine bu köÅŸede yer alan “Ortak Payda” adlı yazıma müracaat edilebilir.) Rivlin “Arap toplumunda ÅŸiddetin önlenmesi” konulu nutuklar atarken, Ä°srail askerleri Filistinli sivilleri yerlerde sürüklüyordu. Arap liderler “köprü” analojileriyle sözde duyarlılık sergilerken, Siyonist iÅŸgalciler Arapların evlerinin içine molotof kokteyli savuruyordu. Ä°ftarda katılımcılar “birlik-beraberlik” vurguları yaparken, Ä°srail’in “birlik”ten anladığı ÅŸey Kudüs’ün YahudileÅŸtirilmesinden ve Müslümanların kökünün kazınmasından ibaretti.
 
CumhurbaÅŸkanı Reuven Rivlin’in Talbiye’deki iftar davetiyle Åžeyh Cerrâh’taki arbede, Ä°srail’in dış dünyaya vermek istediÄŸi imajla iÅŸgalin gerçek yüzü arasındaki keskin çeliÅŸkinin en net fotoÄŸraflarından biri olarak kayıtlara geçti. Ä°srail basınına ve ajanslara dağıtılan görüntülerle “Ä°srail’de dinî hoÅŸgörü ve birlikte yaÅŸamanın güzelliÄŸi” temalı bambaÅŸka bir resim çizilmek istense de…
 
Ä°nsanın aklından elbette, “Peki Müslüman temsilciler ve Ä°slâm ülkelerinin diplomatları, bu iftar davetini boykot edemez miydi?” sorusu da geçiyor. Elbette edebilirlerdi. Bunu yapsalardı Ä°srail yönetimine oldukça anlamlı bir tepki verilmiÅŸ olurdu. Belki sahadaki netice deÄŸiÅŸmezdi, ama tepki dünya basınında yerini bulurdu. Ama “Bu nasıl oluyor / neden olamıyor?” diye hayret ettiÄŸimiz onca basit ÅŸey gibi, akıllarımızdan geçen yukarıdaki temenni de gerçek ol(a)madı. Oysa küçük ve basit ÅŸeyler birleÅŸerek, büyük ve zor ÅŸeylere dönüÅŸüyor.
 
YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.