Sosyal Medya

Agresif diplomasi ve giderek karmaşıklaşan ilişkiler

Türkiye’nin Amerika ve NATO ile Avrupa Birliği ile ve Rusya ile askeri-diplomatik ilişkileri nasıl seyrediyor? Mesela PKK-PYD’nin Suriye’de silahlandırılıp Türkiye’yi tehdit edecek bir garnizon devlete dönüştürülme sürecinde ilişkilerin ittifak şeklinde değerlendirilmesi hiç kolay değil.



Afganistan’da 20 yıla yaklaÅŸan ve yüzbinlerce insanın ölümüne ve yaralanmasına, milyonlarca insanın evinden barkından sökülüp atılmasına sebep olan NATO-Amerikan iÅŸgalinin sonuna yaklaşılırken en çok kim kaygılanıyor dersiniz? Bütün saldırgan söylem ve eylem planlarına raÄŸmen Afganistan’daki Amerikan askerlerinin dönüÅŸüne hız verip Taliban ile anlaÅŸmaya varması Rusya ve Ä°ran için derin mi derin bir endiÅŸe kaynağına dönüÅŸtü. Rusya Devlet BaÅŸkanı Vladimir Putin’in Rossiya-1 kanalında yaptığı konuÅŸma hakikaten dikkat çekici vurgular ihtiva ediyor. Putin özetle BM Güvenlik Konseyi’nde yapılan oylamada Amerikan’ın Afganistan’a askeri müdahalesi (iÅŸgal ve katliamı) için onay verdiklerini hatırlatıp ÅŸöyle söylüyor: “Afganistan’daki Amerikan askeri varlığının devam etmesini tüm bölge güvenliÄŸi için olumlu ve faydalı görüyoruz.”

Rusya AÄŸlıyor: “Amerikan Ordusuna Muhtacız!”

Rusya ve Amerika’nın soÄŸuk savaÅŸ stratejisi, nükleer silah gerilimi, askeri hegemonya mücadelesi gibi sorunları ne kadar ve nasıl devam ediyor tartışmaları devam etsin dursun. Ancak Putin özellikle Afganistan ve Suriye politikalarında Amerika ve Rusya arasında ileri düzeyde ve çok yönlü iliÅŸkilerin sürdüÄŸünü beyan etmekte. Putin hiç tevil edilemeyecek kadar açıklıkla Afganistan ve Suriye’de Amerikan ve Rusya istihbarat servislerinin hem operasyonel olarak hem de askeri komutanlar seviyesinde iÅŸbirliÄŸi yapmakta olduÄŸunu vurguluyor. Amerikan ordusu Afganistan’dan çekilirse istikrar bozulur, riskler artar, bölgeyi kontrol etmek için Rusya daha fazla asker seferber edip daha büyük bütçeler ayırmaya mecbur olur gibi itiraflar sıralıyor.

Peki, Türkiye’nin Amerika ve NATO ile Avrupa BirliÄŸi ile ve Rusya ile askeri-diplomatik iliÅŸkileri nasıl seyrediyor? Mesela PKK-PYD’nin Suriye’de silahlandırılıp Türkiye’yi tehdit edecek bir garnizon devlete dönüÅŸtürülme sürecinde iliÅŸkilerin ittifak ÅŸeklinde deÄŸerlendirilmesi hiç kolay deÄŸil. Benzer bir durumu bütün ısrarlı taleplere raÄŸmen Patriot hava savunma sistemleri satışının engellenip Rusya’dan alınan S-400 hava savunma sistemleri için açıkça ambargo tehditlerinin yükselmesinde de görüyoruz. Ya da üretim sürecinin bir parçası olmasına raÄŸmen Türkiye’nin F-35 projesinden dışlanmasında da benzer bir durum yaÅŸanıyor. Oysa son olarak MSB Hulusi Akar’ın da ifade ettiÄŸi üzere “Türkiye’nin hava savunma sistemi ihtiyacına sadece Rusya cevap verdi”ÄŸi için tercihen deÄŸil mecburen S-400’lerin alımına gidilmiÅŸti. Fransız-Ä°talyan ortak yapımı Eurosam hava savunma sistemi için bile hemen hiçbir makul cevap alınamamıştı. 

Türkiye’nin yaÅŸadığı bütün gerilim, hatta çatışma alanlarına raÄŸmen Amerika ve Avrupa ile iliÅŸkileri bozmamak için direndiÄŸine dair onlarca gösterge var. Ayrıca Astana baÅŸta olmak üzere pek çok ortak zeminde hareket edilmesine raÄŸmen Rusya ve Ä°ran’a karşı ciddi bir güvensizlik ve mesafe koyulduÄŸu da kimse için sır deÄŸil. Bu haddinden fazla dengesiz ve gerilimli diplomatik iliÅŸkileri yürütürken ister istemez ortaya bir o kadar dengesiz ve gerilimli söylem ve pratik dökülebiliyor. Ä°ÅŸte aylardan bu yana süren ve giderek yükselen DoÄŸu Akdeniz krizinde Türkiye ve Yunanistan’ın ilan ettikleri Navtex kararlarından karşılıklı olarak vazgeçmesi buna bir örnek olabilir. Bu vazgeçiÅŸ bir çözüme deÄŸil belki bir çözüm için belli bir süre sorunu dondurmaya iÅŸaret ediyor.

Duvara Toslama İnadı

Daha dün Rusya’nın Ä°dlib’e yönelik barbarca saldırılarına bir yenisini daha eklemesi nelerin habercisi acaba? Türkiye’nin henüz birkaç gün önce Morek baÅŸta olmak üzere bir takım askeri gözlem noktalarını boÅŸaltıp geri çekilmesiyle Suriye’de çatışmalar anlamında yeni bir sürecin habercisi olarak okunuyor. Türkiye’nin desteÄŸiyle oluÅŸturulan Suriye Milli Ordusu’na ait Ä°dlib’deki eÄŸitim alanlarının Rusya savaÅŸ uçaklarıyla vurulmasının Esed rejiminin hakimiyetini tesis etmekle bir ilgisi olduÄŸu kadar Libya ve Azerbaycan’da ortaya çıkan tabloyla bir alakası olduÄŸu ortada.

Her ne kadar Rusya bir taraftan yüzünü Batı’ya dönen BaÅŸbakan PaÅŸinyan’ın burnunun sürtülmesini kenarda izlemeyi tercih ediyorsa da Ermenistan’ın hezimete uÄŸramasına tahammül edebilecek gibi deÄŸil. Çünkü bariz bir biçimde görülüyor ki, DaÄŸlık KarabaÄŸ ve 7 bölgenin Ermenistan iÅŸgalinden temizlenme süreci Rusya ve Ä°ran için sonu belirsiz bir tablonun oluÅŸumunu ima ediyor. Ermenistan ordusu sadece geri püskürtülmüyor, Azerbaycan ordusu tarafından kullanılan ileri teknolojik silahlar ve stratejik planlaması yüksek savaÅŸ gücüyle Ermenistan ordusu toptan imha edilecek duruma doÄŸru sürükleniyor. NATO eski Askeri Kurmay BaÅŸkanı Harry Tabakh’ın Ermenistan BaÅŸbakanı PaÅŸinyan’a yaptığı çaÄŸrıda bu durum gayet net olarak ÅŸöyle ifade ediliyor: “PaÅŸinyan’ı ordusunun imhasını durdurmaya çağırıyorum. Ermenistan Genelkurmay’ı askerlerinin hayatını yıkımdan kurtarmaları gerekir.”

Bu süreçte Fransa ile girilen gerimin boyutları giderek artıyor elbette. Ancak Fransa en üst düzeyde gerilimi Ä°slam düÅŸmanlığına kadar vardırmakta kararlı gözüküyor. Bu agresif ve dengesiz tutumdan Türkiye bir zarar görebilir ve bu zarar büyük de olabilir. Ancak unutulmasın ki Fransa’nın bu süreçte kendisini zararlardan uzun süre koruyabilme ÅŸansı hiçbir zaman olmayacaktır. Libya ve Suriye’de zarara uÄŸrayan stratejik hesaplarını, DaÄŸlık KarabaÄŸ’da tarihe gömülmekte olan hegemonyasını Charlie Hebdo isimli iÄŸrenç derginin rezil çizimlerini kamu binalarına yansıtarak geri alabileceÄŸini sanıyorlar herhalde. Mesele elbetteki Macron’un kaprislerinden, küstahlıklarından ibaret deÄŸil. Ancak Macron; Avrupa’nın siyaset üretme kapasitesini, ahlaki ve hukuki standartlarını ortaya koyan bir siyasetçi tipi oldu artık. Bu çap ve kapasiteyle, bu ufuk ve derinlikle kendisini eÅŸitleyen Avrupa’nın baÅŸka belaya da düÅŸmana da ihtiyacı kalmamıştır.

 

Kenan Alpay / Yeni akit Gazetesi

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.