Rasim Özdenören: Hukuk elzem, peki ya ahlak?
Follow @dusuncemektebi2
Kendini doğrudan ifade etme cesaretini bulamayanlar internet ortamında, sosyal medyada sahte hesap açarak bu araçların kolaylığını istismar edebiliyor. Bu tür istismarı önlemek hukuk düzeninin selameti açısından gereklidir. Ahlâk da bir gün değil, her gün ve her yerde gerek ve geçerli olmalıdır.
Hukukun bir gün herkese lazım olacağına iliÅŸkin kanıya herkes ortaklaÅŸa sahip çıkıyor.
Peki, ya ahlâk?
Bir gün onun da herkese lazım olacağı akla gelmiyor mu?
Genelde ahlâkî deÄŸerlerin ihlali halinde ona hukuki yaptırım uygulanmayacağı hususunda yaygın bir kanı yerleÅŸmiÅŸtir.
Ahlâka aykırı fiillere ve sözlere toplumsal yaptırım uygulanacağı ileri sürüldüÄŸünde, bu fiillerin yaptırımsız kalacağı, yalnızca toplumsal veya bireysel tepkiyle yetinileceÄŸi ve onunla kalınacağı sanılıyor. Kınamayla konunun kapanacağını düÅŸünenler de başıboÅŸ bırakıldığını sandıkları alanda istedikleri melaneti iÅŸleyebileceÄŸini düÅŸünebiliyor.
Ahlâkla hukukun en temelde buluÅŸtuÄŸu öyle bir alan var ki gözden kaçırılmaması gerekiyor. O da hukuk kurallarının en dibinde ahlâkî ilkelerin var bulunmasıdır…
Kavramsal olarak hukuk ile ahlâk kuÅŸkusuz iki farklı alanın konusu… Ancak onların iki farklı alana iliÅŸkin olma keyfiyeti, her zaman birbirinden bağımsız iÅŸlevlere sahip bulunduÄŸu anlamına gelmiyor.
Streap-teas sanatçısının gösterisi iyi bir örnek sayılabilir. Aynı gösterinin farklı mekânlarda icrası farklı yaptırımlara konu olabilir. Sanatçının aynı gösteriyi sahnede icra etmesiyle sokakta icra etmesi arasında baÄŸlam farklılığı bulunmaktadır. Sahnede iÅŸini icra etmesi ondan beklenen davranıştır. Sahnede soyunmayı reddetmesi ona hukukî ve ahlâkî yaptırım uygulanmasını gerektirir. Ancak iÅŸini sokak ortasında yapmaya kalkıştığında bu davranış genel ahlâka aykırı sayılır. Bu durumda ona yalnızca toplumsal tepki gösterilmez, gerekiyorsa hukukî yaptırım da uygulanır.
Ä°nternet ortamında kimileri farklı kimliklerle istediÄŸini yapacağını düÅŸünebiliyor. Burada kiÅŸiyi pervasız ve cüretkâr davranmaya iten saik, kimliÄŸini gizleyebildiÄŸi için yaptığı yayının yaptırımsız kalacağı mülâhazasıdır. KimliÄŸini saklı tuttuÄŸu için yakalanmayacağını, dolayısıyla yaptığının yanına kâr kalacağını sanıyor. Bu saikla da elinden geleni ardına bırakmak istemiyor.
Teknolojinin veya toplumsal iliÅŸkilerin günden güne farklılaÅŸmasıyla ortaya yeni davranış biçimleri, dolayısıyla yeni suçlar ortaya çıkabiliyor. ÖrneÄŸin “kapkaççılık” olarak bilinen fiilin ilk çıktığı yıllarda ceza yasasında tanımı bulunmuyordu. Bu nedenle de doÄŸrudan bu fiile uygun bir ceza uygulanamıyordu; bu fiile sonuçlarına bakarak farklı yaptırımlar öngörülüyordu. Ancak fiil unsurlarıyla tanımlanınca kendine özgü ceza da uygulanmaya baÅŸladı.
Ä°nsan çeÅŸitli nedenlerle kimliÄŸini saklı tutmak isteyebilir. Ancak kimliÄŸini saklı tutmak onu istismar etmenin yolunu açmamalı, suça maske olmamalı…
Kendini doÄŸrudan ifade etme cesaretini bulamayanlar internet ortamında, sosyal medyada sahte hesap açarak bu araçların kolaylığını istismar edebiliyor. Bu tür istismarı önlemek hukuk düzeninin selameti açısından gereklidir.
Ahlâk da bir gün deÄŸil, her gün ve her yerde gerek ve geçerli olmalıdır.
YeniÅŸafak
Henüz yorum yapılmamış.