Sosyal Medya

Vefatının 3. seneyi devriyesinde Akif Emre Arşivinden: Yanlış sorunun doğru cevabı

Bazan içinden çıkılmaz sanılan sorunların çözümü düşünüldüğünden daha basittir. Önce meselelerin ne olduğuna, nereden kaynaklandığına dair dürüst tespitler yaparak işe başlamalı.



Yine de insanlar bir araya gelirler, kafa patlatırlar; yazarlar, farklı çözümleme modelleri üzerinde kafa yorarlar. Alternatif arayışlara girer, benzer çözüm ÅŸekillerinden çözüm formülleri çıkarmaya çalışırlar. Küçük bir bilgi kırıntısı üzerinde saatlerce, günlerce hatta toplumsal siyasal sorunlar söz konusu olduÄŸunda yıllarca konuÅŸurlar.
 
Bu türlü içinden çıkılmaz görünen toplumsal, siyasal sorunlarda çözümü basitleÅŸtiren nokta hep teÄŸet geçilir. Can alıcı meseleyi konuÅŸma cesareti gösterilemediÄŸi için herkes bildiÄŸi yerde deÄŸiÅŸik daireler çizerek çözüm aranır. Ä°ÅŸin tuhaf yanı adeta sözleÅŸmiÅŸ gibi herkesin konuÅŸmayıp suskunlukla geçiÅŸtirdiÄŸi asıl meseleye dair sessiz mutabakatı da herkes bilir.
 
Ve bu sessiz mutabakatın ruhlarda, vicdanlarda oluÅŸturduÄŸu utancı, ayıbı bastırmak daha derinlere gömmek umuduyla en saçma öneriler, modellemeler gündemde tutulur, arayış hiç bitmez.
 
Oysa o toplumun, bu tür sorunların nasıl çözüldüÄŸüne dair tarihi tecrübesi hafızasında hala diridir. Herkes o hafızayı hatırlamaktan, kendi doÄŸallığı ve tarihsel birikimi içinde referanslarına baÅŸvurmaktan kaçınır. Tüm mesele o devrin hafızasındaki referans sistemi ile mevcut durumun uzlaÅŸmaz biçimde arasının açık olmasındadır. Bu açığın kapatılması mevcut ÅŸablonların terk edilmesini, yeryüzünde nasıl bir yer iÅŸgal ettiÄŸinin bilincine varmayı gerektirmektedir. Ä°ÅŸte hep suskunlukla geçiÅŸtirilen, hatta yok sayılması istenen aslında sorunun olanca karmaşık ve içinden çıkılmaz görünmesine, özenle öyle gösterilmesine raÄŸmen son derece yalın, basittir.
 
Ne yasaklar ve sakıncalı uygulamaların yani düzenin sahipleri kendini sorgular ne de karşı çıkmak, çözmek adına olmadık önermelerle akıl yürütenler mevcut pozisyonlarından vazgeçer ve bu sistem denilen statüko devam eder. Birinin 'Durun kalabalıklar' demesi gerekmektedir.
 
Bazı sorunlar sanılandan çok daha karmaşık, çözümü ise bir o kadar zordur... Buna raÄŸmen insanların cebinde hazır reçeteler vardır. Adeta baÅŸ aÄŸrısına verilen, reçetesiz satılan haplar gibi çözüm önerileri sınarlar. Toplum da bu tür hapçı çözümlere açık hale getirilmiÅŸtir.
 
Kimse kafa konforunu bozmak istemez. Hiç kimse kendi konumundan vazgeçmek, tercihlerini, düÅŸüncelerini sorgulamak zahmetine katlanmaktan yana deÄŸildir.
 
Bir çırpıda kurtulmak, çözülmek istenen dertler yumağı, yüzyıllardan beri biriken, toplumsal, kültürel bozulmaların, altüst oluÅŸların sonucudur.
 
Bu çok katmanlı sorunlarla yüzleÅŸme cesareti gösteremeyenlerin ilk yapacağı iÅŸ hazır reçetelere sığınmak olacaktır. Bundan sonuç alıp almaması önemli deÄŸildir, zaten bir çözüme ulaÅŸamayacağını herkesce bilinmektedir, bu ÅŸekilde zamana oynamak istenmektedir. Bu da kaçınılmaz sonu erteleme, bir tür terapi iÅŸlevi görür.
 
Ä°ri kelimelerle konuÅŸanlar, ateÅŸli söylevler verip kurtuluÅŸ yolunu gösterenler bu dönemlerde hep raÄŸbet görür. Çünkü Atoplumun acıyan yaralarına sünger çekmektir bazılarını iÅŸi.
 
Oysa durum hiç de sanıldığı gibi deÄŸildir. Yüzyıllardır birikerek gelen, toprağın alttan kayması, tüm deÄŸerlerin altüst olmasıdır yaÅŸanmakta olan. Her türlü deÄŸer yargısı kaybolmuÅŸtur, toplumun sabiteleri yok olmuÅŸ, sahte hakikatlere ram olmaya alıştırılmıştır. Kadim zamanlardan gelen deÄŸerler iptal edilmiÅŸ, bir medeniyete duyulan aidiyeti saÄŸlayan her türlü baÄŸlar koparılmış, vicdanlarda, gönüllerde yaÅŸatılan hakikat ile hayata hâkim olan deÄŸerler birbiriyle çatışır hale gelmiÅŸtir. Tüm bunlarla yüzleÅŸmeden, hesaplaÅŸmadan var oluÅŸ sorununa sünger çekilerek adeta uyuÅŸturucu çözümler sunulmaktadır.
 
Türkiye'deki bu iki hal birden yaÅŸanmaktadır. Ne var ki hangi durumda hangi çözüme baÅŸvurulacağı konusunda zihin karışıklığı yaÅŸanmaktadır. Soru/n/lar baÅŸtan yanlış soruluyorsa yanlış cevaplar alınması kaçınılmazdır. Karmaşık olan, kafa patlatılması gereken, bir medeniyete hesaplaÅŸması istenen konularda birkaç maddelik reçete önererek halledileceÄŸi gibi bir entelektüel garabet hali yaÅŸanmaktadır. DiÄŸer tarafta kendi olarak çözeceÄŸimiz nevzuhur konularda da pek çok konuda olduÄŸu gibi ithal malı formüller peÅŸinde koÅŸuyoruz.
 
Önce meselelerin ne olduÄŸuna, nereden kaynaklandığına dair dürüst tespitler yaparak iÅŸe baÅŸlamalı. Yahut, “atın önüne et, itin önüne ot” misali sorun ve çözüm yaklaşımından vaz geçilmeyecekse yabancı komplosu aramaktan baÅŸka çare kalmıyor.
 
YeniÅŸafak-ArÅŸiv (15 Eylül 2015)

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.