Sosyal Medya

Gökhan Özcan: İdrak kırılması ve savrulma: Din ve dindar arasındaki mesafe

Kendimizden dine bakmakla, dinden kendimize, hayata, dünyaya, varlığa bakmak iki farklı şey... Biz yeni zamanlarda daha çok birincisini yapıyor, ikincisini yaptığımızı zannediyoruz. Dolayısıyla din ile yeni ortalama dindar profili arasındaki mesafe her geçen gün kontrolsüzce açılıyor.



O kadar ki, bir çok noktada yeni ortalama dindar profili, dinin vazettiÄŸi insan tasavvuru ile bırakın baÄŸdaÅŸmamayı, açıkça çeliÅŸiyor, hatta derinden derine çatışıyor. Bu mesele, insanların inançlarındaki samimiyeti ile ilgili bir mesele deÄŸil, hassasiyetle üstünde durulması gereken bu deÄŸil büyük ölçüde. Bir idrak kırılmasından, bir anlam çözülmesinden, hayatın seyrinde yaÅŸanan hızlı deÄŸiÅŸimin yolunu açtığı çeÅŸitli etkileÅŸimler altında istikametin bir parça ÅŸaÅŸması ve bocalayan insanın saÄŸa sola savrulmasından söz etmeliyiz belki de daha çok.
 
YaÅŸadığımız topraklarda din meselesi her zaman hassasiyet taşıyan bir mesele oldu. Bugün de durum farklı deÄŸildir. Dinle ilgili her tartışma baÅŸlığı toplum hayatının her köÅŸesine dalgalar halinde yayılıyor. Mesele doÄŸru ortaya konursa belki daha doÄŸru ama yanlış konursa giderek yanlışlık katsayısı, tansiyonu, harareti artarak yayılıyor. Son zamanlarda maalesef ikinci ihtimal daha çok gerçekleÅŸiyor. Dini meseleler yanlış biçimde masaya geliyor, ehil olmayan zihinlerce yanlış biçimde tartışılıyor ve nihayetinde tevhid ÅŸuuruna hiç de uygun olmayan neticeler ortaya çıkıyor. Her meselenin yüksek sesle konuÅŸan tarafları oluyor ve onların sesleri genellikle hakikatin sesini duyulmaz hale getiriyor.
 
Aslında çok deÄŸerli bir ÅŸey olan samimiyetin, saÄŸlam ve berrak bir kaide üstüne oturtulamadığında doÄŸru hissiyatın önüne bir engeller duvarı ördüÄŸünü görebilmeliyiz. Aksi halde, bu savrulmalar kalıcı hale gelecek ve etkisini çoÄŸaltarak bizi hakikatin merkezi noktasından her geçen gün daha uzak noktalara sürükleyecektir. Bugün ne yazık ki, bu hayati meselelerin aslî noktalarına çoÄŸu zaman ilgisiz ve uzağız. Buna karşılık, tali meselelerde, özellikle de kıvılcımlanmaya müsait konu baÅŸlıklarında kliÅŸelerin yönettiÄŸi tartışmalar içine giriyoruz. Üzülerek ifade etmeli ki, çoÄŸu zaman bu hararetli meseleleri aklı selimle düÅŸünecek zihinsel ve duygusal olgunluÄŸa da sahip olamıyoruz. Statik kalıplarla düÅŸünüyor, aynı popülistçe argümanları tekrar edip duruyoruz. Bu bizi, dinin meselelerine bakış noktasında ağır bir ÅŸuur kaybına sürüklüyor. Dolayısıyla samimiyetle inandığımız deÄŸerlere uygun bir hayata, o derinlikte bir idrake, o dirayette bir ÅŸuura, o durulukta bir ahlaka, o berraklıkta bir hakkaniyete, o güzellikte bir insanlığa sahip olamıyoruz.
 
Toplum içine sürüklendiÄŸi bu zihinsel ve duygusal erozyondan kendi çabasıyla çıkamıyor, çıkamaz. Hatta biraz daha ileri gidip, dini anlama ve yaÅŸama ahvalimizde ciddi sıkıntılar olduÄŸunu henüz fark etmiÅŸ bile olmadığımızı da söyleyebiliriz. Bu noktada, iÅŸin ehlinin, ilim ve irfan sahiplerinin daha fazla yol gösterici olması gerekiyor. Treni yeniden rayına sokacak olanlar onlar olabilir ancak.
 
Mehmet Görmez hocamızın geçtiÄŸimiz hafta Habertürk kanalındaki konuÅŸması pek çok noktadan önem arz ediyordu. Hem bizim ilim irfan ehlinden beklentilerimize yetkin bir karşılık olması hem modern hayat içinde yaÅŸadığımız tehlikeli ÅŸuur ve idrak kayıplarıyla ilgili hassasiyetler taşıması hem de cesaretli ve ufuk açıcı vurguları bakımından önemliydi hocamızın sözleri. Meselenin medyatik ilgilerin ötesine taÅŸan bir dikkati ve ilgiyi hak ettiÄŸi kanaatindeyim. Ama özellikle dini zihninde ve kalbinde, kimliÄŸinde ve kiÅŸiliÄŸinde samimiyetle taşıyan kalabalıkların gündeminde hak ettiÄŸi yeri buldu bu önemli meseleler, ondan pek emin deÄŸilim.
 
Her ÅŸey deÄŸiÅŸti, biz istemesek de bu böyle... Yanlış istikametlere doÄŸru savrulduÄŸumuzu görebiliyorsak eÄŸer, bizim de kendimizi ‘deÄŸiÅŸmez olan’ın rehberliÄŸinde deÄŸiÅŸtirmemiz gerekiyor. Tasavvurumuzu, ufkumuzu, idrakimizi, ÅŸuurumuzu, ahlakımızı, hassasiyetlerimizi yeni baÅŸtan inÅŸa etmemiz gerekiyor. Ancak anlaşılan o ki önce bunu hakkını vererek bir anlamamız gerekiyor.
 
YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.