Sosyal Medya

Salgın bize ne öğretti?

Prof. Dr. Ömer Bolat / İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi, Öğretim Üyesi



2019’un Aralık ayı sonlarında Çin’in Vuhan ÅŸehrinde ortaya çıkan ve bütün dünyaya çok hızlı bulaÅŸma seyri gösteren korona- virüs salgını inanılmaz derecede sarsıcı etkiler meydana getirmeye devam ediyor. Åžubat ayı sonundan itibaren Batı Avrupa ülkelerine yayılıp Avrupa’nın salgın merkezi olduÄŸu, Nisan başından beri ABD’nin salgın merkezi olduÄŸu bu pandemi, günlük hayatımızdaki herÅŸeyi, hayat tarzını, ibadetlerimizi, aile ve komÅŸuluk iliÅŸkilerini, ekonomiyi, eÄŸitimi, adalet mekanizmalarını, çalışma hayatını, ulaÅŸtırmayı, kısaca herÅŸeyi derinden etkilemiÅŸ durumdadır. 29 Nisan 2020 itibariyle, dünya genelinde enfekte olan insan sayısı 3 milyon 220 bini geçmiÅŸ durumdadır. Can kaybı da maalesef 228 bini aÅŸmış, iyileÅŸen hasta sayısı da 1 milyona ulaÅŸmış durumdadır.
 
Türkiye olarak ilk vakanın 11 Mart 2020 tarihinde görülmesinden bu yana, ÅŸu ana kadar günlük 40 bin civarı test sayısı ile, 29 Nisan 2020 tarihi itibariyle, toplam 991.613 adet test yapılmış olup, toplam vaka sayısı 117.589, toplam iyileÅŸen hasta sayısı 44.022, maalesef can kaybı sayısı ise 3.081’dir. Türkiye daha Ocak ayı başında Çin’deki virüs krizi ortaya çıkar çıkmaz, saÄŸlık, ulaÅŸtırma, ekonomi, kamu düzeni ve üretim imalat sektörü ve tedarik zinciri alanlarında baÅŸarılı bir kriz yönetimi uygulayarak, saÄŸlıkta çok baÅŸarılı neticeler alırken, kamu düzeni, üretim-tedarik zincirlerinde ciddi bir sıkıntı hiç çekmemiÅŸtir. Hatta dünyada tam 53 ülkeye uçaklar dolusu tıbbi yardım malzemeleri göndererek dünyaya insanlık dersi vermiÅŸtir, ülkemizin ve halkımızın tarih boyunca olan merhamet severliÄŸini göstermiÅŸtir. Geride kalan 50 gün boyunca ülkemizde ve dünyada yaÅŸanılanları düÅŸündüÄŸümüzde, koronavirüs salgınının bize çok derin ve kapsamlı etkiler-dersler-mesajlar getirdiÄŸini gözlemliyoruz.
 
*HerÅŸeyden önce, sanki dünyaya bir meteor çarptı, dünyayı, ülkeleri, insanları, hayatı durdurdu. Dünyanın yeniden nasıl hareket ettirilebileceÄŸi konusunda tam ve kesin bir reçete yok. Ancak bu virüsü ve salgını kesin yenecek bir aşı bulunabilirse ve tüm dünya ülkelerine sunulabilirse, dünyayı yeniden tam olarak hareket ettirmek, hızlandırmak mümkün olacaktır.
 
*HerÅŸeyden önce, korona salgını 100 birim ise, salgın ve ölüm korkusu 100 bin birim nispetinde – Yani korku ve panik algısı, olgunun belki 1000 katı mertebesinde.
 
*Asıl ÅŸaÅŸkınlık, geçmiÅŸte ne bir doÄŸal felaket, ne de bir finansal ve ekonomik kriz, dünyada bu derecede sarsıcı ve olumsuz etkiler bırakamamıştı. Gözle görülmeyen, hatta normal bir mikroskopta bile görülemeyen bir düÅŸman virüs nasıl bu kadar hızlı ÅŸekilde dünyaya yayılabildi? Dünyanın en zengin ekonomilerine, en güçlü, en yıkıcı silahlarına, ordularına, en geliÅŸmiÅŸ ilaç ÅŸirketlerine sahip ülkelerini, kibirli maÄŸrur acımasız yönetimlerini nasıl böylesine aciz, periÅŸan hale getirebildi?
 
*Koronavirüs felaketi hepimize saÄŸlığın, hayatın, hareketin, Allah’ın insanlara sunduÄŸu nimetlerin, toprağın, suyun, havanın, gıda ürünlerinin, temizliÄŸin, temizlik ürünlerinin önemini ve hayatiyetini hatırlattı.
 
*Bize acziyetimizi gösterdi. Bize yalnızlaÅŸtığımızı, muhasebe yapmamız gerektiÄŸini, hayatımızla yüzleÅŸmemiz gerektiÄŸini öÄŸretti.
 
*Temiz hava, temiz su, temiz toprak, temizlik ve saÄŸlığın, gıdanın, güçlü bağışıklık sisteminin kıymetini idrak edebildik.
 
*BaÅŸta saÄŸlık tesisleri, saÄŸlık hizmetleri, tıbbi ekipmanlar, cihazlar ve malzemelerin, yerli ve yeterli üretimin olmasının, ve böylesi kriz tehlikelerine karşı yeterince miktarda hazır olmasının ne kadar önemli olduÄŸunu anlayabildik.
 
*Aynı ÅŸekilde tarımsal ve iÅŸlenmiÅŸ gıda ürünleri, temizlik ve kimyevi malzemeler, tıpkı savunma sanayii ürünleri gibi, varlığımızı devam ettirmemiz için zorunlu olan bu ürünlerde, milli ve yerli üretim yapabilmenin ne kadar önemli ve hayati olduÄŸunu anlayabildik. Korona virüs salgını ile beraber, ülkeler bu hayati ürünlerde hemen ihracat yasağı getirdiler ve hatta baÅŸka ülkelerin parasını ödeyerek satın aldıkları ürünlere el koydular.
 
*Böylesi hayati durumlarda ve olaÄŸanüstü zamanlarda, maalesef bazı insanlardaki stokçu ve yaÄŸmacı, fırsatçı kötülüklerin hemen ortaya çıkabildiÄŸini ve anormal fahiÅŸ fiyatlarla satış yapabildiklerini görebildik.
 
*Koronavirüs salgını ile beraber, hayatımızda yapamadıklarımız, mahrum kaldıklarımız, ailelerimizi göremeyiÅŸimiz, sevdiklerimizden uzak kalmamız, öncesinde sahip olduklarımız karşısında gösterdiÄŸimiz memnuniyetsizlikler, doyumsuzluklar, kanaat etmemeler, ÅŸükretmemeler, bugün büyük piÅŸmanlıklar yaÅŸatmaktadır. Artık yanlışlarımızı anlayıp, piÅŸman olup, bir daha yapmama kararlılığına bizleri getiriyorsa, bu iyidir.
 
* 7 haftadır geniÅŸ aile fertlerinden, sevdiklerimizden, hareketten, hayattan, alışkanlıklarımızdan, camilerimizden, hatta cenazelere katılmaktan bile mahrum olmamız, bir ÅŸehirden bir ilçeden baÅŸka bir ÅŸehre gidememek, her an hastalık kapma, hastanelik olma, insanların bize hastalık bulaÅŸtırabileceÄŸi korkusu, ölüm korkuları, hepimizin düÅŸünce, zihin, deÄŸerler ve vicdan dünyamızda çok ciddi ve doÄŸru-iyi yönde dönüÅŸümleri baÅŸlattı ise, bu iyidir.
 
*Koronavirüs salgını ile mücadele kapsamında alınan tedbirler sonucunda, vatanımızın, inancımızın sembolü olan camilerimizde topluca namaz kılamamak, cenazelere katılamamak, Ä°slâmiyet’in en kutsal aylarından Ramazan ayında oruç tutmak, toplu iftar ve teravih namazlarımızı evde ifa etmek zorunda kalmamız, Mekke, Medine ve Kudüs’teki kutsal mescitlerimizin toplu ibadete kapalı kalması, biz Müslümanlara tarifsiz acı ve burukluk olarak içimize iÅŸlemiÅŸtir.
 
*Bu salgınla beraber, hizmetler sektörü içinde turizm, konaklama, catering, lokanta, cafe, fuarcılık, perakende maÄŸazacılık, baÅŸta havayolu ve karayolu olmak üzere ulaÅŸtırma sektörleri çok ağır bir darbe alırken; saÄŸlık malzemeleri, ekipmanlar, tarım-gıda ürünleri, temizlik-kimyevi ürünler, perakende market, internet alışveriÅŸ, kargo-kurye, lojistik sektörleri adeta üretim ve satış patlaması yapmışlardır. Bu gerçek, artık alışveriÅŸ, tüketim, turizm, tatil, eÄŸitim, çalışma tarzlarında, alışkanlıklarında ciddi deÄŸiÅŸimleri, ve dijitalleÅŸmenin on-line çalışmanın daha da yaygınlaÅŸmasını beraberinde getirecektir.
 
*Korona virüs salgını, uluslararası kuruluÅŸların etkisizliÄŸini, küresel iÅŸbirliÄŸi yapmak yerine, milli reçetelere yönelmelerini, sınırlarını kapayarak herkesin kendini kurtarma arayışına yönelmesini, apaçık ortaya koymuÅŸtur. Bu durumda yeni bir dünya düzenine, daha adil, daha eÅŸitlikçi, daha fazla iÅŸbirliÄŸine dayalı yeni bir döneme geçme ihtiyacı ve yeni döneme uygun kuruluÅŸlar oluÅŸturma ihtiyacı ortaya çıkmıştır.
 
*Uluslar-üstü bir teÅŸkilat olan Avrupa BirliÄŸi adeta aciz bir duruma düÅŸmüÅŸ, üye ülkeler mal ve insan hareketlerine sınırlarını kapatmışlar, birbirlerine saÄŸlık, insani yardım ve ekonomik dayanışma yerine, kendi milli çıkarlarıyla hareket eden tutum ve politikalar izlemiÅŸlerdir.
 
*Ekonomi alanında, dünya 1929-34 dünya buhranından sonra ve Ä°kinci Dünya Savaşı’ndan sonraki en ciddi ve sarsıcı ekonomi krizine girmiÅŸtir. IMF’nin Nisan tahminlerine göre 2020 yılı için; dünya ekonomisi ortalama % 3, geliÅŸmiÅŸ ülkeler ortalaması % 6,1, ABD ekonomisi % 5,9, Euro bölgesi (19 ülke) ekonomileri % 7,5, geliÅŸmekte olan ülkeler ortalaması olarak da % 1 ekonomik küçülme gösterecektir. En sarsıcı olanı ise, dünyada toplam iÅŸsiz sayısının BirleÅŸmiÅŸ Milletler’e baÄŸlı Uluslararası Çalışma TeÅŸkilatı (Ä°LO) tahminine göre 195 milyon kiÅŸiye ulaÅŸabileceÄŸi tahminidir.
 
*Dünya ticaretinde de hızlı bir daralma olacağı, 2019’daki 18,6 trilyon dolarlık toplam dünyada ticaret hacminden çok aÅŸağıya ineceÄŸi aÅŸikardır. Dünyada dış turizm, havayolları ulaÅŸtırması, otelcilik-konaklama, turizm tesisleri, ve yeme-içme sektörlerinde, korona virüs için kesin tedavi aşısı bulunmadan, 2019 yılı rakamlarına ulaÅŸmak en az birkaç yılı alabilecektir.
 
*Ä°MF, Nisan 2020 raporunda, Türkiye için de 2020’de % 5’lik ekonomik küçülme, 2021’de ise % 5’lik ekonomik büyüme tahmini yapmaktadır. Tabii, bütün bu tahminler ve dayandıkları varsayımlar, salgınla mücadeledeki baÅŸarıya ve hayatın ekonominin ne düzeyde ve hangi hızda normalleÅŸeceÄŸine, ayrıca bizim ülkemiz kadar diÄŸer dünya ülkelerindeki geliÅŸmelere baÄŸlıdır.
 
*Åžu ana kadar ülkelerin Merkez Bankaları, mali piyasalara trilyonlarca dolarlık likidite saÄŸlamış durumdadırlar. Hükümetler tüm dünyada 8 trilyon dolarlık kurtarma paketleri hazırlayıp reel sektöre ve iÅŸlerini kaybedenlere sunmuÅŸlardır. IMF de ayrıca 1 trilyon dolarlık kredi verme kapasitesi oluÅŸturmuÅŸtur. Türkiye’de de hükümet 18 Mart’tan, Nisan ayı sonuna kadar 200 milyar TL.’ye ulaÅŸan nakdi yardım, destek ve kredi paketini uygulamaya hızla almıştır.
 
*Günün sonunda, gerçek olacak olan, bu salgın krizinin bitiminde, devletler, ÅŸirketler, ve hane halklarının toplam borçlarının, salgın öncesindeki 255 trilyon dolardan, kısa bir süre sonra 300 trilyon dolar sınırlarına ulaÅŸacağı gerçeÄŸidir. Yani borç krizi katlanarak artmaya devam edecek ve bir sonraki dünya ekonomik krizinin sebebi olacaktır. Çünkü güven sorunu ve borçlar nasıl ödenecek sorunu kolay kolay gündemden düÅŸmeyecektir.
 
*Liberalizme öykünenler, piyasanın kolayca kendi dengesini bulacağını sananlar da, artık kamu kesiminin düzenleyici, denetleyici fonksiyonları yanında, krizlerde kurtarıcı olduÄŸunu kabullenmek zorunda kalacaklar. Bazı sektörlerde kamu kontrolleri, kamunun egemenliÄŸi artacaktır. Avrupa ülkeleri ve ABD’nin, kapitalist ekonomi modeline sürekli odun taşırken, saÄŸlık ve sosyal güvenlik sektörlerini son 50 yılda ne denli ihmal ettikleri bu salgın krizinde açığa çıkmış oldu. Buna karşın, Türkiye’nin son 17 senede sosyal güvenlik, saÄŸlık ve eÄŸitim alanında en büyük bütçe paylarını ayırarak yaptığı yeni yatırımların ve yapılanmaların faydaları, salgınla mücadeledeki baÅŸarımızda ortaya çıkmıştır.
 
*Sevindirici olan, salgınla mücadelede baÅŸta Türkiye’miz olmak üzere, salgının merkezi Avrupa ve ABD’de kritik eÅŸik açılmış ve geriletme süreci baÅŸlamış görünmekte, hayatı normalleÅŸtirme adımları aÅŸamalı olarak açıklanmaktadır. Ä°nÅŸallah yeni bir ikinci dalga kaygıları gerçekleÅŸmez, ve tüm dünyada kesin aşıyı bulma çabalarının bir an önce olumlu neticeye ulaÅŸma müjdesini duyarız.
 
*Hicri 1 Ramazan 1441 yılı geldi. Müslümanlara ve tüm insanlığa huzur veren mübarek Ramazan ayına girmiÅŸ bulunuyoruz. Evveli rahmet, ortası maÄŸfiret ve sonu cehennem azabından kurtuluÅŸ olarak Rabbimiz’in müjdelediÄŸi, kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’in bu ayda indirildiÄŸi, ve içinde 1000 aydan (84 yıl) daha hayırlı olan mübarek Kadir Gecesi’nin yer aldığı, 11 ayın sultanı olan Ramazan ayı, ülkemize, halkımıza, tüm Ä°slam âlemine ve tüm dünya insanlığına, ibadet, rahmet, bereket, arınma, paylaÅŸma, dayanışma ve huzur ikliminden saÄŸnak saÄŸnak yaÄŸdırır. Cenab-ı Allah (C.C.) oruç ibadetlerimizi, mali ibadetlerimizi, teravih namazlarımızı inÅŸallah kabul eyler. Mübarek Ramazan Bayramımız da inÅŸallah hepimize salgından kurtuluÅŸ ve hayatın normalleÅŸme süreci ile beraber tam bir çifte bayram sevinci yaÅŸatır inÅŸaallah.
 
YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.