Sosyal Medya

Taha Akyol: Açılışının 100 yılında Gazi Meclisimiz

16 Mart, İngilizler İstanbul’u işgal etmiş, 18 Mart’ta Osmanlı Meclisini basarak, önde gelen vatanseverleri tutuklamışlardır.



Türkiye Meclissiz kalmıştı. 
 
19 Mart’ta, Mustafa Kemal PaÅŸa henüz iÅŸgal edilmemiÅŸ vilayetlere genelge göndererek 23 Nisan günü “Fevkalade yetkilere sahip bir Meclis”in Ankara’da açılacağını duyurdu, seçimler yapılmasını istedi…
 
Genelgenin 6. maddesi, bütün baÅŸarıların anahtarıdır, günümüze de ışık tutan bir esastır:
 
6. Madde: Bu meclis üyeliÄŸine her fırka (parti), zümre ve cemiyet tarafından aday gösterilmesi caiz olduÄŸu gibi, her ferdin de bu mukaddes mücahedeye  fiilen katılmak için bağımsız adaylığını istediÄŸi mahalde ilana hakkı vardır.”
 
MECLÄ°S VE REÄ°SÄ°
 
Meclis’in kerameti iÅŸte böyle hiçbir kesimi dışlamadan bütün Türkiye’yi temsil etmesidir.
 
Meclis’te her kesim vardır: Muhafazakarlar, liberaller, sosyalistler, sarıklı hocalar, inkılapçılar, mahalli Kürt beyleri… 
 
Meclis Reisi seçilen Mustafa Kemal PaÅŸa, Meclis’e emir veremez, sürekli hesap verir.
 
5 AÄŸustos 1921, Meclis’te BaÅŸkumandanlık kanunu görüÅŸülüyor. Mustafa Kemal’in istediÄŸi “olaÄŸanüstü yetkiler”e itiraz edenlerlerden Afyon Mebusu Hulusi (KurtoÄŸu) Bey kürsüde diktatörlük endiÅŸesini dile getirir:
 
“Pek korkarız ki, milli iradenin naçiz bir hizmetkarı olan PaÅŸa hazretlerini hadiseler baÅŸka bir mecraya çevirmesin. Hadiseler öyle cereyan alır ki, mukavemet edemez. Tarih gözümüzün önünde… Meclis’in yetkileri bir ÅŸahsa verilemez…”
 
Kürsüye gelen Mustafa Kemal, Hulusi Bey’in sözlerini “gayet makul ve mantıklı” bulduÄŸunu söyledi. Ä°stediÄŸi yetkilerin, Tekalif-i Milliye için, üç ayla sınırlı olacağını, kendisinin hayatı boyunca milli hakimiyete baÄŸlı olduÄŸunu anlattı…
 
MECLÄ°STE ÖZGÜRLÜK
 
1921 Anayasası yapılırken “Yüce meclis artık bu yetkileri bir ÅŸahsa bırakmak istemiyor, kendi yapmak ve tamamen üzerine almak istiyor” diyerek Meclis’in yetkilerini savunan Erzurum Mebusu Hüseyin Avni Bey...
 
“Kuvvetler birliÄŸi istibdattır, baÅŸtaki amir ne isterse onu yapar” diyerek kuvvetler ayrılığını savunan Mersin Mebusu Selahattin (KöseoÄŸlu) Bey…
 
Ä°talya’da faÅŸizm ümit veren bir hareket olarak yükselirken, faÅŸizmin “hürriyet düÅŸmanı” olduÄŸunu haykıran Ä°zmit Mebusu Sırrı (BellioÄŸlu) Bey… 
 
Birindi Meclis zabıtlarını okuduÄŸunuzda engin vatanseverliÄŸe, yüksek insani kaliteye ve fikirlerin çoÄŸulculuÄŸuna hayran olursunuz.
 
Ä°ÅŸte “Türk’ün AteÅŸle Ä°mtihanı” böyle bir Meclis’le kazanıldı.
 
Ä°kinci Meclis döneminde1924 Anayasası yaparken Reisicumhur’a Meclis’i fesih yetkisi verilmesi önerildiÄŸinde, en yüksek makamın Meclis olduÄŸunu belirten Balıkesir mebusu Reşat (Kayalı) Bey’in tepkisi: 
 
“Kesin kanaatim ÅŸudur ki, farz-ı muhal olarak Allah reisicumhur olsa…HaÌ‚şaÌ‚... MelaÌ‚ike-i Kiram Bakanlar Kurulu olsa fesih salahiyetini verecek yoktur!” (23 Mart 1924) Gazi PaÅŸa’ya Meclis’i fesih yetkisi reddedilmiÅŸtir.
 
TEK PARTÄ°
 
Tek Parti rejimi baÅŸka bir dönemdir.  “Ä°nkılapçı otorite” alabildiÄŸine güçlendirilmiÅŸtir. Bütün yetkiler fiilen Åžef’in elindedir. Milletvekili seçilmenin yolu Åžef tarafından atanmaktır.
 
1939’da Refik Saydam hükümeti hakkında güven oyu müzakeresi yapılırken Manisa Milletvekili Refik Ä°nce’nin ÅŸu sözleri, dönemin ruhunu yansıtır:
 
“Hükümet için MilliÌ‚ ÅŸeflerimizin gösterdiÄŸi zatlara bizim de güvenmemiz MilliÌ‚ Åžef’imize karşı milliÌ‚ ve vicdaniÌ‚ vazifemizdir.” (27 Ocak 1939) 
 
Güven oyu Åžef’imize itaat görevinin gereÄŸiydi!
 
Fakat geliÅŸen eÄŸitim ve deÄŸiÅŸen dünya ÅŸartları çok partili hayata geçilmeyi gerektirecekti. 11 Mayıs 1945’te Meclis’te Toprak Kanunu görüÅŸülürken EskiÅŸehir Mebusu Emin Sazak’ın ÅŸu sözleri deÄŸiÅŸimin iÅŸaretidir:
 
“Ekonomik iÅŸler ÅŸakaya gelmez. Åžef’im böyle istedi diye buraya gelinmemelidir. Åžef’e saygı duymasını hepimiz biliriz ama insan biraz da kendi kafasını kullanmalı, gerekli olup olmadığını düÅŸünmelidir.”
 
Türkiye kısa darbe dönemleri hariç, artık çok partili hayattan çıkamaz. Rejimin meÅŸruiyeti çok partili olmaya baÄŸlıdır.
 
YENÄ° SÄ°STEM
 
Türkiye’de parti içi demokasi kıtlığı “biraz da kendi kafasını kullanma” imkanını çok kısıtlıyor. 
 
CumhurbaÅŸkanlığı hükümet sisteminde Meclis’in denetim yetkileri de çok kısıtlandı.
 
Amerikan anayasasını yapanların Kongre’ye verdikleri “denetim” yetkilerini bizde yeni sistemi yapanlar “Gazi Meclis”e vermedi!
 
Meclis CumhurbaÅŸkanı’nın hiçbir atamasını denetleyemez mesela…
 
Ä°yi düÅŸünmeliyiz; “Meclis odaklı” bir sistemden baÅŸkası Türkiye’nin asli sorunlarını çözemez.
 
Tarihimizde ÅŸanla, ÅŸerefle yer alan Birinci Meclis 100. yılında da Türkiye’nin geleceÄŸi için rehberi olmaya devam ediyor. 
 
Karar

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.