Sosyal Medya

Rasim Özdenören: Faşizm ölmedi, kafalarda dipdiri yaşıyor

Olaya bireysel açıdan bakıldığında bu ülkede de faşizan zihniyetin bazı kafalarda capcanlı yaşamakta olduğunu görmek insanı üzüntüye gark ediyor. Bireysel ilişkilerde kendine muhalif saydığı görüşü nefret hissiyle reddetmeye kalkışmak tam da faşist tutumun ırasında yatar.



Kimsenin farklı bir cümle iÅŸitmeye tahammülü kalmadığı gerçeÄŸine bakılırsa FaÅŸizm'in ölmediÄŸine, bilakis zihinlerde hâlâ geçerliÄŸini sürdürdüÄŸüne hükmetmek gerekiyor.
 
Durum salt bireysel iliÅŸkilerde kendini göstermiyor. Ä°nsanların kitle halinde hareketinde de ortaya çıkıyor. ABD’de olsun Avrupa ülkelerinde olsun seçim sonuçlarına bakıldığında ırkçı faÅŸist eÄŸilimlerin irkiltici bir eÄŸimde koÅŸtuÄŸunu görmemek imkân dışı...
 
Ä°kinci Dünya Savaşı’nın acısını çekmiÅŸ olan genelde tüm dünyada, özelde Avrupa’da ve daha da özelde Almanya, Avusturya gibi ülkelerde FaÅŸizm'in öldüÄŸünü sananların yanıldığını ve feci bir hayal kırıklığı yaÅŸadığını gözlemlemek mümkün. On milyonlarca insanın ölümü, savaÅŸa giren veya girmeyen bütün ülkelerin savaşın olumsuz etkilerini iliklerine kadar yaÅŸamış olması, açlık ve kıtlık badiresinin tüm yeryüzünü kırıp geçirmesi, faÅŸizmin ve Nazizm’in olumsuz etkilerini silip süpürmesi beklentisini uyandırabilirdi. Uyandırdı da... Ancak bu 'uyanış'ın hazin bir yanılgı olduÄŸu artık gözle görülür halde... Son iki hafta boyunca Kudüs dolayımında yaÅŸanan hayal kırıklığı olayın kamusal sferdeki somut tezahürlerinden biri sayılmalıdır. Bu olayda zahiren ırkçı bir eÄŸilim yokmuÅŸ gibi görünebilir, ama olayın içyüzü tümüyle ırkçılıkla dopdolu bir geliÅŸmeyi, ırkçı bir trendin en zalim yüzüyle ortada olduÄŸunu gösteriyor. Bütün Batı dünyasının Ä°slam karşıtı olumsuz tutumu faÅŸizm ile açıklanmayacaksa onu hangi izah zeminine oturtabiliriz?
 
Olayın bireysel yanı da kamu düzleminde tezahür ettiÄŸi kadar vahim... Olaya bireysel açıdan bakıldığında bu ülkede de faÅŸizan zihniyetin bazı kafalarda capcanlı yaÅŸamakta olduÄŸunu görmek insanı üzüntüye gark ediyor. Bireysel iliÅŸkilerde kendine muhalif saydığı görüÅŸü nefret hissiyle reddetmeye kalkışmak tam da faÅŸist tutumun ırasında yatar. BeÄŸenmediÄŸi görüÅŸlere acımasızca saldırmak, o görüÅŸ sahiplerine hakaretler savurmak bu ıranın parçasıdır...
 
Muhalefet herkesin hakkı... Ama muhalif tavır herkesin birörnek olmasını isteme anlamına çekilmemeli. Muhalif tavrın, karşısında yer aldığı fikri öldürmeye, o görüÅŸ sahiplerini yok etmeye çalışmasına da engel olmak gerekiyor. Nasıl, neyle engel olmak? Müsamaha anlayışının yaygınlaÅŸtırılmasıyla...
 
Hobbes’un insan insanın kurdudur dediÄŸi çaÄŸdan bu yana yüzyıllar geçti. Hâlâ birbirimizin kurdu olarak yaÅŸamayı mı sürdüreceÄŸiz?
 
1923’ten bu yana batıcılık adına dayatılan milliyetçilik laiklik devrimcilik vb. baÅŸlıkları altında zorlanan kültürel deÄŸiÅŸimin bu ülke insanı üzerinde bir zulüm mekanizmasına dönüÅŸtürüldüÄŸü günler yaÅŸandı. EÄŸitim alanında köy enstitüsü adıyla açılan okullar, kimilerinin zannettiÄŸi gibi köylü çocuklarını sosyalizme alıştırmanın deÄŸil, fakat onları köyde kalmaya mecbur etmenin yöntemi olarak kullanıldı. Ahali kendi müziÄŸi ile barışık hale getirilmek yerine, onun aÅŸina olmadığı operayı sevdirmeye zorlandı.
 
Bu tür dayatmalar bireysel düzlemde de kalsa hâlâ birilerinin zihninde canlılığını sürdürüyor. Aynı görüÅŸü paylaÅŸmayanı linç etme zorbalığı ona olaÄŸan bir iÅŸmiÅŸ gibi görünüyor.
 
YeniÅŸafak-ArÅŸiv (17 Ara 2017)

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.