Sosyal Medya

Şirkistana dönen dünyada var olmanın dayanağı

İnsan kendi nefsini ve diğer varlıkları Allah’tan daha değerli görürse kendi sonunu kendi hazırlar. İçinde bulunduğumuz zaman diliminde olup bitenlere bakıldığında geçmişte farklı olmadığını söyleyebiliriz. İnsanlık, Allah’tan gayri her şeyke yoğun ilişkiler içindedir. Bu haller de dünyanın tam bir şirkistana döndüğünü gösterir. Kim dünyayı nasıl okursa okusun. Olup bitenler ŞİRKİSTANDAN görüntülerdir.



Yaratılışın amacı, gayesi ve hayatın anlamı nedir? Diye baktığmızda bu soruya tek cevabın dinde bulunduÄŸunu görüyoruz. Her ne kadar beÅŸeri bir bilgi kulvarı olan felsefe bu sorulara cevaplar arıyor ve zaman zaman veriyorsa da felsefe netice itibariyle akli ve rasyonel bir etkinliktir. Din kadar kapsamlı cevaplar veremez. 
 
Yaratılış amacı , gayesi ve hayatın anlamı, yaratana aittir. Bu nedenle akıl üstü varlık alanı olan( aÅŸkın) bu bilgiler, bizzat yaratan Allah, vahiy yoluyla insanlığa bildirmiÅŸtir ki din kavramının içeriÄŸi budur. Bu baÄŸlamda bu bilgiler insan tecrübesinin ötesinde olduÄŸu için  insan ya inanır ya da inkar eder. BaÅŸka yapacağı da yoktur.
 
Bütün ilahi metinleri kapsayan Kur’an’dır. Kur’an, kendinden önce gelen kitapları kapsamına almıştır. Bu husus çok önemlidir. Çünkü din tektir.
 
Kur’an baÅŸtan baÅŸa Allah’ın zatını en kamil manada açıklamıştır. Kur’an Allah’ı isimleri, sıfatları ve fiilleri baÄŸlamında açıklamıştır. Ve tanıttığı Allah’a nasıl kulluk ve ibadet edileceÄŸini de açıklamıştır. Bu da yaratılış amacıdır.
 
51/56: “ Ben insanları beni bilsinler ve bana kulluk etsinler diye yarattım.” Diye vugulanmıştır.
 
Kur’an Allah’ı ÅŸu ayetlerle tanıtır.
 
2/255: “ Allah, daima yaÅŸayan, daima duran, bütün varlıkları ( yaratıkları) varoluÅŸa getirendir.”
 
22/6: “ Allah, tek mutlak varlıktır. Her ÅŸey onunla varlığa gelir.”
 
2/ 163: “ Allah tek tanrıdır.  Ondan baÅŸka ilah yoktur.” Kur’an tanıttığı Allah’a nasıl kulluk edileceÄŸini de açıklar ki bu insanın yaratılış amacının anlamıdır. Daha önce dinin tek olduÄŸunu söyledik. Her Peygamberin vahiylarinin özü Hakk’ın bilinmesi ve onunla baÄŸ kurmaktır. Kur’an bu gerçeÄŸi ÅŸöyle vurgular.
 
21/25: “ Senden önce hiç bir peygamber göndermedik ki, onlara “ Benden baÅŸka ilah yoktur, bana kulluk edeceksiniz! Diye vahyetmiÅŸ olmayalım.””
 
 
14/52: “ Kur’an insanlara bir tebliÄŸdir. Ä°nsanlar bununla uyarılsınlar,O’nun tek bir ilah olduÄŸunu bilsinler ve akıl sahipleri de öÄŸüt alsınlar diye indirilmiÅŸtir.”
 
4/48: “ Allah, kendisine ÅŸirk koÅŸulmasını bağışlamaz...”
 
Yusuf 40.”  ALLAH, KENDÄ°SÄ°NDEN BAÅžKASINA KULLUK ETMEMENÄ°ZÄ° EMREDER.” 
 
Hakikat, Allah’ın bildirdikleridir. Din dışında bir hakikat aramak bir muhal davadır. Hiç bir beÅŸeri etkinlik hakikati ortaya koyamaz. Åžimdiye kadar da koyamamıştır. Yaratılış amacı ve anlamından hareket etmeden düÅŸünmek ve eylemlerde bulunmak insanı doÄŸasının dışına savurur. Ä°lahi tevfik olmadan beÅŸeri aklın ayağı kayar.  
 
Kur’an’da söylenenleri hepsi tevhid kavramı ile kavramlaÅŸtırlmıştır ki tevhid tek gerçektir. Ä°nsan yaÅŸamının anlamı tevhidi gerçekleÅŸtirmekten ibarettir.
 
Kur’an vahiy karşısında insanlığın her dönemde yedi tavırla karşılık verdiÄŸini söyler ve bu her tavrı bizzat kendisi isimlendirir. Çünkü bu tavırlar hem ezeli hem de ebedi tavırlardır. Yani hiç deÄŸiÅŸmez.
 
Bunlar, “ KAFÄ°R”, “ MÜÅžRÄ°K”, “  MÜNAFIK”, “ MÜSLÄ°M”, “ MÜMÄ°N”, “ BELHÜM EDAL” VE “ TAKVA” sıfatlarıdır..
 
Biz bu yazıda bunların içinde yaratılış amacı ve gayesine ters duruÅŸ olan “ MüÅŸrik”  yani ÅŸirk haline vugu yapmaya çalışacağız. Çünkü ÅŸirk hali diÄŸer tüm vahiy karşıtı tavırlar içinde en netameli ve en sinsi olanıdır. Ä°nsanların çoÄŸu ÅŸirk bataklığında yüzdüÄŸünün farkında bile olmazlar.
 
Ä°nsan dünyaya gelince nimetlerin içine gelir. Ä°lk tanıdığı nimetlerdir. Zamanla insan nimetlerin içinde nimetlerle ilgisini öyle artırrır ki yaratılış amacını ve gayesini unutur ve savrulmaya baÅŸlar. Sonunda insan iki tavır geliÅŸtirir. Ya nefsinin heva ve hevesinin etkisiyle nefsine tapan” HODREREST” olur ya da Allah’ın yarattıklarına tapar “ PURPEREST” olur. Ä°ÅŸte ilahi rahmet insanı bu kısır döngüden kurtamak ister onu, bu hallerden kurtarıp “ HAK PEREST” yapmaya çalışır ki bu halin adı Ä°slam olmaktır.
 
Ä°nsanın nefsine ya da yaratılan nimetlere takılıp kalması, onları yüceltmesi onlara baÄŸlanması halleri “ ŞİRK” halleridir. Åžirk kavramının kapsamı bu kadar geniÅŸ ve tehlikelerle doludur.
 
Kur’an’da bir ayet vardır ki ÅŸirk konusuna vugu yapar. Åžirk tuzağına düÅŸmüÅŸ ve bunun farkında olmayanları uyarıcı mahiyettedir.
 
74/38: “ Herkes kendi yaptıklarının rehinidir, tutsağıdır.” 
 
Ä°nsan neye yönelir, neyle ilgisini artırırsa o insan için bir tuzaktır, tutsaklıktır. .Ä°nsanı esir eden mahzendir. Ä°nsanın esaretinin farkında olmaması ne acıdır.
 
Mülk Suresi 10: “ Aklını kullanmayanların gideceÄŸi yer cehennemdir.” Denilir ki varın cennetin cehennemin ne olduÄŸunu siz düÅŸünün.
 
Son sözleimiz de ÅŸöyle olacaktır. Allah tek gerçektir. Zatının dışındaki her ÅŸey batıl, yani geçicidir.
 
Ä°nsan kendi nefsini ve diÄŸer varlıkları Allah’tan daha deÄŸerli görürse kendi sonunu kendi hazırlar.
 
Ä°çinde bulunduÄŸumuz zaman diliminde olup bitenlere bakıldığında geçmiÅŸte farklı olmadığını söyleyebiliriz. Ä°nsanlık, Allah’tan gayri her ÅŸeyke yoÄŸun iliÅŸkiler içindedir. Bu haller de dünyanın tam bir ÅŸirkistana döndüÄŸünü gösterir.
 
Kim dünyayı nasıl okursa okusun. Olup bitenler ŞİRKÄ°STANDAN görüntülerdir.
 
 
Müellif: Ömer AÄŸaçlı

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.