Sosyal Medya

Akif Emre'nin arşivinden: Kürtler İngiliz rüşvetini neden reddetti?

Ortadoğu'da daha doğrusu bölgemizde olup bitenleri, sıcak gelişmeler üzerinden okuma ve konjönktürel tavır alma alışkanlığından dolayı sürekli çelişkiye düşüyor aydınlar, kanaat önderleri, politikacılar... Oysa bugün patlayan bir anlaşmazlık, siyasal sorun yahut sosyal taleplerin kökenleri en az yüzyıllık derinliğe sahip. Geçmişi kurmaca sahte kahramanlar üzerinden okuma alışkanlığı, bizi, tarihin bugüne ve yarına ne söylediğini ihmal etmeye, yani bugünü ve yarını yanlış okumaya mahkum ediyor.



Bugünlerde OrtadoÄŸu'nun ÅŸifresinin Sykes Picot anlaÅŸmasında kodlandığı, tüm sorunların bu Ä°ngiliz-Fransız gizli mutabakatından kaynaklandığı sıklıkla dillendirilir hale geldi. DoÄŸrudur, Osmanlı sonrası özellikle Filistin'in geleceÄŸi, Ä°srail'in kurulması gibi etkileri hala bugüne yansıyan paylaşım anlaÅŸmasının adıdır. Bu anlaÅŸmada ne karar alınırsa alınsın, Osmanlının siyasi olarak tarih sahnesinden çekilmesiyle birlikte yani parçalanmasının ardından temel deÄŸiÅŸiklikler olacaktır. Daha çok Ä°ngiliz emperyalizminin belirleyici olduÄŸu yeni bir OrtadoÄŸu ortaya çıkacaktır.

Bugünkü geliÅŸmeleri sadece Ä°ngilizlerin siyasi kurnazlıklarına baÄŸlamak da tarihi anakronik okumak demektir. Ä°kinci Dünya Savaşı sonrası hangi gücün/güçlerin bölgede belirleyici olduÄŸu ortada. Ä°ngiliz hariciyesinin Amerikan politikalarını belli ölçüde etkilemiÅŸ olması bölgenin tek belirleyicisi olduÄŸu anlamına gelmez. BU abartılı Ä°ngiliz parmağı arama alışkanlığı Ä°ran'dan, Filistin'e, Körfez'den Kürt meselesine Amerikan etkisini, hegemonik etkisini, yıkımını hafifletmek, sahte tehlikeleri hedef göstermek gibi bir iÅŸlev görebilir.
Her ÅŸeye raÄŸmen Osmanlının tasfiye sürecinde temeli atılan sorunlar bugünü sanılandan daha da fazla etkiliyor. Üstelik bu sadece dış düÅŸman güçlerin dayatmasıyla açıklanamayacak derin zihinsel, siyasi ve ideolojik kodlardan kaynaklanıyor.
Foreign Policy dergisinin internet sayısında Sevr AnlaÅŸması'nın 95. yıl dönümü (10 Agustos 1920) dolayısıyla ilginç bir analiz yayınlandı.

Nick Danforth imzalı yazıda özellikle Kürt sorunundan kaynaklanan kaosun nedeninin Sykes-Picot anlaÅŸmasından çok Sevr anlaÅŸmasının ruhunda aranması gerektiÄŸi savunuluyor. Her ne kadar uygulama fırsatı bulamasa da bu anlaÅŸma, özünde bugün ortaya çıkan anlaÅŸmazlıkların temelini oluÅŸturduÄŸu iddia edielrek ve bugünü anlamak için Sevr'e bakmak gerektiÄŸi savunuluyor.
Buna göre Fırat'ın doÄŸusunda Ä°ngilizlerin denetiminde Kürtlere ayrı bir yönetim, isterlerse bağımsız devlet imkanı tanınmıştı. Burada yazarın ironik yorumu çarpıcı: “Biz Osmanlıyı parçalarken Kürtlere devlet kurma fırsatı tanıdık ama onlar bizimle savaÅŸmayı tercih ettiler”.

Asıl sorun Kürtlerin Ä°ngilizlerin rüÅŸvetini hangi gerekçelerle reddettiklerinde yatıyor. Bir Batılının gözünden sebep olarak ÅŸu gerekçeler sıralanıyor: “Ä°lki; Hristiyan Ä°ngilizlere karşı Müslüman Türklerle dayanışma, ikincisi; Ä°ngilizlerin Ermenileri tekrar bölgeye getirme korkusu”..

Aslında Kürtlerin Osmanlılarla beraber emperyalizme karşı mücadelesini büyük ölçüde belirleyen siyasi olarak Hilafetin kurtarılması fikri idi. Hatta Milli Mücadelenin ilk retoriÄŸi de buna dayalıdır. Milliyetçi Batılıların ve bugün de pek çoÄŸumuzun kavramakta güçlük çekmeye baÅŸladığı asıl etken Ä°ttihad-ı Ä°slam ve Ä°slam kardeÅŸliÄŸi düÅŸüncesinin ne anlama geldiÄŸidir. O dönemin siyaset tasavvurunda devletten ziyade Hilafet fikrinin merkezi yeri anlaşılmadan Kürtlerin ve diÄŸer Müslüman unsurların ne gaye ile emperyalizme karşı savaÅŸtığı anlaşılamaz. Hilafetin siyaset düÅŸüncesindeki yerinden daha derin ve köklü olan ise Ä°slam kardeÅŸliÄŸi bilincidir.
Mahir Ä°z hatıralarında aktardığı bir olay dönemi resmetmesi açısından ilginçtir; Fevzi Çakmak Ä°stanbul'dan Ankara'ya geldiÄŸinde kendisini Mustafa Kemal karşılar ve doÄŸruca meclise gide “Halifenin selamını ve zafer için dualarını getirdim” diyen bir konuÅŸma yaptığında meclis adeta alkıştan yıkılacak gibidir. Hilafet fikrinin ne kadar merkezi bir yer tutan bir hedef olduÄŸunu belirtmeye gerek olmayacak kadar bu konu açıktır. Bugün için Siyaset tasavvuru çok farklı yere evrilmiÅŸ olsa da Müslümanların dayanışması, kafir hegemonyasına karşı ortak tavır fikri hala geçerli ve etkindir. Son kertede bu coÄŸrafya kimliÄŸini Ä°slam'dan yana koyacaktır.
Cumhuriyeti kuranların sadece hilafet fikrinden deÄŸil ait olduÄŸumuz medeniyetten de vazgeçmeleri, “Batı Medeniyet Dairesi”ne katılma kararı almaları sadece Kürtlerde deÄŸil Türklerde, Müslüman ahalide travma etkisi yapacaktır. Bu meseleyi konuÅŸmadan Türkleri ve de Kürtleri modernleÅŸtirerek, BatılılaÅŸtırarak, kültürel kodlarını deÄŸiÅŸtirerek “adam etme” stratejisi fikri sabit hale geldiÄŸi içindir ki, bir Kürt sorunu çıkarmayı baÅŸarmış bulunuyoruz.

Bugün gelinen noktada modernleÅŸtikçe köklerinden koparılan halkın Batılı anlamda seküler etnik kimlik inÅŸası toplumu var eden dinamikleri, varoluÅŸ imkanlarını berhava edecek demektir. Bu durum Türkiye'deki BatılılaÅŸma politikalarının kaçınılmaz sonucudur ve bununla hesaplaÅŸmadan, yüzleÅŸmeden de gerçek anlamda çözüm imkansız görünmektedir.

Bu coÄŸrafyanın Ä°slam ile kurduÄŸu, Ä°slam ile hayat bulduÄŸu varoluÅŸsal anlam yeniden keÅŸfedilmeden, makalenin ifade edemediÄŸi Ä°ttihadı Ä°slam düÅŸüncesi yeÅŸertilmeden ne bizim ne de OrtadoÄŸu'nun düzene girmesi imkansızdır. Ä°ngilizlerin verdiÄŸi sömürgeleÅŸtirilmiÅŸ devlet rüÅŸvetini Müslüman Kürtlerin neden reddedip Müslüman Türk ve diÄŸerleriyle beraber emperyalizme karşı savaÅŸtığını unutan Beyaz Türk aklı, ÅŸimdi de çözüm adına Kürtleri Türklerden, Türkleri Kürtlerden ve bu toprakların ruhundan koparmaya çalışıyor. Bunun farkına varmadan ne seküler Kürt siyasal hareketinin ne de seküler devlet aklının bu topraklara huzur getirmesi zor.

Ortak gelecek tasavvuru ortak geçmiÅŸ tecrübesinden ayrı düÅŸünülemez.
 
Yeni Åžafak ArÅŸiv

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.