Sosyal Medya

Güncel

Hüseyin Akın: Delik şemsiyenden ne haber?

Hüseyin Akın- Milli Gazete



Durmadan konuÅŸuyor. “Bırak konuÅŸsun” diyorum içimden. Sanki bana bir ÅŸey söylüyor gibi yapıp da kendine söylüyormuÅŸ gibi bir hali var. Ä°kide bir kulağını kaşıyor. Kaşınan bir kulağı olduÄŸunu hiç sanmıyorum. Kendine yönelen bir kulaktan mahrum olmanın acısını seslendiriyor bilakis. “Adam” diyor (kimse artık bu adam?) “hiç özüme dair bir ÅŸey sormuyor, durup durup senin delik bir ÅŸemsiyen vardı ne oldu?” diye sorup duruyor. GeçiÅŸtirmeye çalışıyorum, hemen baÅŸka bir münasebetsiz soruya geçiyor, “Yırttık çoraplarından her namaza duruÅŸta parmakların sırıtırdı, ne günlerdi o günler; o çorapların duruyor mu hâlâ?” “Ne anlatıyorsun sen birader?” diye tam soracakken kendisi söyleyiveriyor: “Kırk beÅŸ yaşındayım ne bu adam ne de baÅŸkası bir Allah’ın günü geçinebiliyor musun asgari ücretle diye sormadı. Evlenmek istiyorsan yardımcı olalım diyeni görmedim. Borcun var mı diye çare bulmak isteyene hiç rastlamadım; varsa yoksa herkes evimin akan damı, yırtılan çorabım ve delik ÅŸemsiyemle uÄŸraşıyor. Bana ne zaman sıra gelecek bilmiyorum.”
 
ÖMRÜMÜZ PARASIZ YATILI
 
Huzuru nerede arıyoruz? Olmayan yerde deÄŸil mi? Hâlbuki huzur ne oradadır ne ÅŸurada. KaybettiÄŸimiz yerdedir huzur. KaybettiÄŸimiz yer neresi? Mülkiyet ve istifleme tarzı hayat biçiminden baÅŸkası deÄŸil. Para aramızı açıyor. Para açığımızı arıyor. Para aradığımızı deÄŸil aramadığımızı veriyor. Gerçek hayatın hiçbir kademesinde paranın bir deÄŸeri yok. Ölünce tedavülden kalkıyor çünkü bütün paralar. Fazla kilolarınızı atar gibi atın fazla paralarınızı. Atın dedikse saÄŸa sola deÄŸil yoksulun, garibanın, ihtiyaç sahibinin kesesine, cebine ve avucuna atın demek istiyorum. Demek istediklerimin büyük bir kısmında parasız yatılı bir ömür var. Ömrümüz parasız yatılıdır aslında. Onu sermaye dönüÅŸümüne uÄŸratan biziz. Geçer akçeleri fırlatıp atıyoruz boÅŸluÄŸa. Geçmeyen bozuk paraları biriktiriyor, yığınak yapıyoruz. Bozuk paraları kim tamir edecek ve ne ile olacak bu? Kanaatle tamir edeceÄŸiz bozuk paraları, fazlasını ihtiyaç sahibine vererek. Ne o moraliniz mi bozuldu? Bir hakikati daha söyleyeyim de moraliniz tam bozulsun bari: Ölünce elinizde avucunuzda hiçbir ÅŸey kalmayacak! Daha da acısı elimiz avuç halini alamayacak. Huzuru unuttuk; zira hazıra konduk. Hiçbir ÅŸeyin el emeÄŸinden geçmiÅŸ bir ÅŸeyi kalmadı. Her ÅŸey hizmetimize hazır, mezarımız, mezarlığımız bile. Hazır olmayan sadece biziz, yani, öz nefsimiz hazır deÄŸil. Bu gidiÅŸle de kolay kolay hazır olamayacak. Ölüme hazır mıyız? Hazır giyim, hazır yiyim her ÅŸey, anladık; ya hesaba, bedel ödemeye, varımızı yoÄŸumuzu kaybetmeye hazır mıyız? Huzur bile artık hazır standartlar, kliÅŸeler ÅŸeklinde önümüzde arzı endam ediyor. Lüks otomobiller, pahalı giysiler ve albenili eÅŸyalar Mevlâna gibi dönüyor önümüzde. Huzur olup biteni olup bitmeyecek ÅŸekle tebdil eylemektir. Huzur başıbozukluÄŸa, satın alınabilirliÄŸe isyandadır.
 
KALBÄ°N MÄ° DAHA DERÄ°N KABRÄ°N MÄ°?
 
Bir konferansta gencin biri sordu: En çok ilginizi çeken nedir ÅŸu hayatta? Hiç düÅŸünmeden cevap verdim: Åžiir yazmayanlar! Öylesine söylemedim, gerçekten de ÅŸiir yazmamayı baÅŸaranlar merakımı mucip olmuÅŸtur hep. Dünya tam da ÅŸiir yazmaya müsait bir yer iken, sen kalkıyorsun sözcükler dünyasına sırt dönüyorsun. OÄŸul büyütüyorsun, kız evlendiriyorsun, dükkânına mal sipariÅŸi yapıyorsun. OÄŸul büyür, kız evlenir, dükkânın dolar boÅŸalır; lakin yazmadığın ÅŸiirlerden ömründe uzun ve derin bir oyuk oluÅŸur. Bu oyuÄŸu önünden nasıl kaldıracaksın? Åžiir yazmayanlar bana hep müstaÄŸni gelmiÅŸtir hayat karşısında. Åžiire ihtiyacı olmayanın neye ihtiyacı olabilir ki? Ya davul tozuna ya da minare gölgesine. Bilmez ki ÅŸiir yazmayan ya da ÅŸiiri yazılmaya zorlamayan insan “ÅŸiir ölüme hazırlıktır.” Münker Nekir’in sorusu da ÅŸiire dâhildir. DeÄŸil mi ki insanın kalbi de kabri kadar derin olmalı!

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.