Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

İsmet Özel: İnsanların yüzlerine budalalıklarını vururcasına hakikati ifade etmenin tehlikesi

Bir zamanlar kendi ülkesinin yolunu şaşıran birisi, bilmediği bir ülkeye, Budalalar Ülkesi’ne girmiş. Görmüş ki bir tarlanın kenarında endişeli, korku içinde bekleşen adamlar vardır.



Köylülere niçin bekleÅŸtiklerini, neden korktuklarını sorunca ÅŸu cevabı almış: “Ekip biçmek istiyoruz, fakat tarlada bir canavar var. Ondan korkup tarlamıza giremiyor, buÄŸdayları biçemiyoruz.” Yabancı tarlaya bir göz atınca görmüÅŸ ki köylülerin korktuÄŸu “canavar” irice bir karpuzdur ve tarlanın içinde haÅŸmetle yatmaktadır. “Ben bu canavardan korkmam”, demiÅŸ köylülere, “isterseniz onu size öldürüvereyim”. Adam tarlaya girmiÅŸ, kuÅŸağından çıkardığı bıçağıyla önce karpuzdan bir dilim kesmiÅŸ ve yemeÄŸe baÅŸlamış. Bu manzara, halkı dehÅŸete düÅŸürmüÅŸ derhal. Budalalar Ülkesi sakinleri karpuzdan deÄŸil, canavarı kesip yiyen yabancıdan korkmuÅŸlar bu sefer. DemiÅŸler ki, bu adam ene gözü dönmüÅŸ biridir ki canavarı öldürdüÄŸü yetmiyormuÅŸ gibi onu yiyebiliyor. Hemen harekete geçmiÅŸler ve tırmıkları, orakları, yabalarıyla yabancıyı kovalamışlar, ülkelerinden atmışlar.
 
Bir süre sonra yolunu kaybeden bir baÅŸka yabancı gelmiÅŸ Budalalar Ülkesi’ne. Yine aynı durum doÄŸmuÅŸ. Tarlada bir canavar varmış ve köylüler korkularından ekinlerini biçememekteymiÅŸler. Bu ikinci yabancı ülke halkına yardım etmeye kalkışmamış. Bakmış ki bu insanlar karpuzu tehlikeli görüyor, ondan korkuyorlar; köylülerin korkusunu paylaÅŸmış. YaklaÅŸmamış canavar karpuzun yanına yöresine. Budalalar Ülkesi halkı bu yabancının kendileri gibi bir insan olduÄŸunu anlamışlar. GüvenmiÅŸler ona. Aralarına almışlar, uzun yıllar birlikte yaÅŸamışlar bu yabancıyla. Tarlada yatanın bir canavar deÄŸil de bir karpuz olduÄŸunu bilen yabancı, uzun yıllar boyunca köylülere canavardan korkmanın gereksizliÄŸini adım adım anlatmış. Sonunda baÅŸarılı da olmuÅŸ. Budalalar Ülkesi halkı karpuz korkusunu yenmekle kalmamışlar, karpuz yetiÅŸtirmeye baÅŸlamışlar en nihayet.
 
Bu kıssadan kısa yollu bir hisse çıkarmak niyetinde deÄŸilim. Çünkü bence her iki yabancının tavrı da yanlıştır. Biri diÄŸeri aleyhine tercih edilemez.
 
Budalalar Ülkesi’nin giren ilk yabancının yanlışı kendini bir tek gerçekten haberdar olmakla çevresindeki insanlardan üstün saymasındadır. Karpuzun canavar olmadığını bilmektedir, ama budalaların da insan olduÄŸundan, kendi yanlışının nerede olduÄŸundan haberdar deÄŸildir. Üstelik karpuzu kesip yemekle nobranlık yapmış, basit bir farkı kendi lehine kullanma kurnazlığı gösterme yoluna gitmiÅŸti. EÄŸer köylüler ondan korkup kovmayacak olsalardı, bu maharetiyle onlar arasında seçkin bir yer tutma giriÅŸiminde bulunabilirdi. Karpuzun yerine geçen bir canavar olmaya namzet idi.
 
Ä°kinci yabancının yanlışı ise halkın güvenini kazanmak adına onlarla bir hatayı paylaÅŸmış olmasındadır. Gerçi hikâyemizde Budalalar Ülkesi ahalisi sonunda karpuz korkusunu yenmiÅŸler ve karpuz ekmeyi baÅŸarmışlardır ama bu sonuç hiç de istihsal edilemeyebilirdi. Benim anlayışıma göre edilemez de. Çünkü gerçeÄŸin üzerini örtmeyi kabul eden, sonradan bu örtüyü kaldıracak gücü kendinde bulamayacaktır. SamimiyetsizliÄŸe, strateji ve taktik uÄŸuruna yalana rıza gösteren, deÄŸil yalnızca rıza göstermek bu yalanı ika eden kiÅŸi sonradan gerçeÄŸi ifade etmek hak ve imtiyazını elinde bulunduramayacaktır. Gerçek ve hakikat insanların kalbine sinsice yerleÅŸtirilemez. Zor altında kalmadıkça gerçeÄŸi bilen kiÅŸi gerçek yerine yalanı dile getirmemelidir. EÄŸer bunu yapıyorsa yarın bize gerçeÄŸi söyleyeceÄŸinin, söylediÄŸinin teminatı ne olacaktır ki?
 
Ä°nsanların yüzlerine budalalıklarını vururcasına hakikati ifade etmenin tehlikesi ÅŸüphesiz ki vardır. Ama bu davranışı gurura kapıldığı için deÄŸil de tek çaresi bu kaldığı için gösteren kiÅŸi mazurdur. Çünkü kendine karşı dürüst kalmaktan daha deÄŸerli bir vasıf bilmiyorum ben. Bu tavrın zıddı ise ÅŸartlar gerektiriyor diye gerçeÄŸi reddetmek biçiminde karşımıza çıkar. Hâlbuki ÅŸartlar hiçbir zaman gerçeÄŸi söyleyecek kıvamda olmayabilir. Bu yüzden mutlaka gerçekle yalan, hakikatle vehim arasındaki sınırı belirgin kılacak tavır kendini ortaya koymalıdır. Bu yapılamıyorsa yalana iÅŸtirakten mutlak olarak imtina etmek gerekir.
 
 
Ä°smet Özel

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.