Medreselerde haftanın hangi günleri tatildi?

Follow @dusuncemektebi2
Medreselerin Müslümanların ilim tahsil ettiği çok önemli müesseseler olduğunu çoğumuz biliriz. Lakin medreselerde nasıl bir metodolojinin takip edildiğini, nelerin öğretildiğini, haftanın hangi günlerinde müderrislerin, âlimlerin ders verdiklerini bilenlerimiz epeyce azdır galiba.
Bu haberimizde, Makdisi’nin Klasik Yayınları’ndan çıkmış bulunan Ortaçağda Yüksek Öğretim kitabından faydalanarak muhtemelen yüzyıllar boyunca süren ve gelenekselleşen tatil uygulamalarına değineceğiz.
360 gün ders veren âlim!
Anlaşıldığı kadarıyla ders yapılmayan günler salı ve cuma günleridir. Bu iki günün tatil olduğu genel kabul görmüş gibidir. Fakat bu iki günde ve hatta Kurban Bayramı’nın son üç gününde ders yapan Kemaleddin b. Zemlekani ( ö. 727/1327 ) gibi müstesna isimler de vardır. Benzeri çok zor görülebilecek bu zatın uygulamasına ve çalışkanlığına kimse karşı çıkmamış gibi görünüyor. Esasen tatil denilen kelime ataletin yani boşluğun kardeşi olduğu için tatil ideolojisine teslim olunmadığını da keşfetmek mümkün Osmanlı'da. Yani iş Hocanın kararına bakıyor.
Osmanlı'da tatil var mıydı, tatil yoksa ne vardı?
Herkes bayram yaparken ders yapan olduğu gibi bunun tam tersi durumlar da yaşanmıştır. Hicri IV./ miladi 10. yüzyılda yaşamış olan el-Muammeri yalnızca çarşamba günleri ders yapıyordu.
Taşköprüzade’nin yaşadığı 16. yüzyıl Osmanlısında da öğrenciler salı ve cuma günü derse gitmiyorlardı. Taşköprüzade bu günlere pazartesiyi de ekleyerek medreseye gitmeme gününü üçe çıkarıyordu. Çünkü pazartesi günleri Taftazani’nin kitapları üzerinde çalışıyordu.
Cuma günü âlimler ne yapıyorlardı?
Cuma günleri her ne kadar medreselerde ve diğer eğitim kurumlarında ders yoksa da hiç bir âlim boş durmuyordu. Bu güzel ve mübarek gün verimli münazaralara, vaazlara ve fetvalara hasredilmişti. Mesela İmam Şafii cuma gününü ilmî tartışmalara ayırmıştı. Ebu Ya’la b. el-Ferra ve Ebü’l-Hasan b. ez-Zağuni de cuma günlerini münazara ve vaaza ayırmışlardı.
Şehr-u Ramazan mı, şehr'ül bitale mi?
Peki, kapımıza vurup bizi dirilişe hazırlayan Ramazan ayında durum nasılmış acaba? Efendim Ramazan ayına, bir fetvada ‘şehrü’l-bitale’ deniyor. Yani tatil ayı… Hatta başka bir fetvada üç aylar için ‘örf haline gelmiş tatil dönemi’ deniyor.
Başka bir haberimizde ise, inşallah hem okutulan ve önerilen derslerden, müfredattan hem bazı âlimlerin okudukları derslerden sizleri haberdar etmek istiyoruz.
Dünya Bizim
Henüz yorum yapılmamış.