Sosyal Medya

Ä°slam

Çocukların Peygamberi

Peygamber Efendimiz’in çocuklara karşı muamelesi, merhamet ve sevgisi, ümmeti ve bütün insanlık için muazzam bir örnektir. Allah Rasûlü bir çocuk gördüğünde başını okşar, kucağına alır, sever, öperdi. Mübarek yüzü özellikle çocuklara karşı hep yumuşak ve güleçti. Çocuklara selam verirdi, halini hatırını sorar, binekliyse onları atın terkisine alır gideceği yere kadar götürürdü. Çocuklarla birlikteyken çocuklaşır, onlarla sohbet eder şakalaşırdı.



“Kimin çocuÄŸu varsa, onunla çocuklaÅŸsın.” 

Allah Rasûlü bir defasında yarış yapan çocukları görmüştü de, onlarla birlikte koşmuştu. O, çocukların neşesine ortak, üzüntüsüne teselli olurdu.
 
KuÅŸu ölen Zeyd’e taziyeye gitmiÅŸ, onu teselli etmiÅŸti. Zeyd, 3 ya da 5 yaÅŸlarında iken çok sevdiÄŸi ve adını Umeyr koyduÄŸu küçük bir kuÅŸu vardı. Efendimiz her gördüğünde ona “Umeyr’in Babası” anlamına gelen “Ebu Umeyr” diye hitap ederdi. Bir gün Zeyd’in kuÅŸu öldü ve Zeyd çok üzüldü. Zeyd’in üzüntüsünü duyan Peygamber Efendimiz o günlerde çocuÄŸun evine taziyeye gitti. Zeyd’i neÅŸelendirmek için, “Ya Ebu Umeyr! Senin Nüğayr (serçeye benzeyen küçük kuÅŸ) ne oldu, hayvanı ne yaptın?” diye sordu. Bu soru Zeyd’i güldürdü. Allah Rasûlü Zeyd’i kucağına aldı, saçını okÅŸayıp öptü, teselli etti. 
 
Merhamet Peygamberiydi, babaydı, dedeydi. Mübarek yüzü çocuklara karşı hiç asılmadı, onları kınamadı, zorlamadı, azarlamadı.
 

 

Peygamber Efendimiz’in yanında yetiÅŸen Hz. Enes, şöyle anlatıyordu:
 
"Allah Rasûlü’ne on yıl hizmet ettim. Bana bir kere bile ‘öf’ demedi. Yaptığım bir iÅŸ hakkında hiçbir zaman ‘niçin böyle yaptın’, ‘şöyle yapsaydın’ dediÄŸini duymadım. Bir iÅŸi güzel yapamadığımda bana kızmadı, beni kınamadı. Ben, Allah Rasûlü’nün surat astığını bile görmedim."
 
Allah Rasûlü çocukların kişiliklerine saygı gösterir ve onlara iltifat ederdi. Bazen onların kıyafetlerini över, hastalandıklarında ziyarete giderdi.
 
Namaz kıldırırken cemaatin içinde ağlayan bir çocuk sesi duysa dayanamaz, kıraati kısa tutarak namazı bir an evvel bitirirdi. Kendisine mevsimin ilk meyvesi sunulduğunda
 
bereket duası yapar ve meyveyi orada bulunan en küçük çocuğa ikram ederdi.
 
“Küçüklerimize sevgi, ÅŸefkat ve merhamet; büyüklerimize de saygı göstermeyen bizden deÄŸildir.” 
 
Asr-ı saadetin çocukları, bütün zamanların en mutlu çocuklarıydı. Onları çok seven, koruyan, gözeten ve kıymet veren bir Peygamber’leri vardı.
 
Asr-ı saadetin çocukları bütün zamanların en ÅŸanslı çocuklarıydı. Onlarla ÅŸakalaÅŸan, oyunlar oynayan, dua edip baÅŸlarını okÅŸayan, sırtına bindirip taşıyan Peygamber’le birlikte hatıraları vardı.
 
Abdullah b. Ömer küçük bir çocukken, babasıyla birlikte Hz. Peygamber’in de bulunduÄŸu bir yolculuÄŸa çıkmıştı. Abdullah, babasının devesine binmiÅŸti. Abdullah küçük, deve hızlıydı ve deve hep kafilenin önüne geçiyordu. Babası sık sık kafilenin önüne geçip deveyi geri çevirmek zorunda kalıyor, “Abdullah, kafilenin önüne geçme, Allah Rasûlü’nün önüne geçilmez” diye çocuÄŸu sürekli ikaz ediyor, azarlıyordu. 
 
Babanın çocuÄŸu sık sık azarlaması Hz. Peygamber’i üzmüştü. Babaya, “ÅŸu deveyi bana satar mısın” dedi. Baba satmayı kabul etmeyip, “Allah Rasûlü, deve senindir” dediyse de Efendimiz kabul etmedi ve babayı deveyi satması konusunda ikna etti. Deveyi satın alan Peygamber Efendimiz Abdullah’a seslendi:
“Abdullah! Deve artık senindir, ona istediÄŸin gibi binebilirsin”
 
Kız çocuklarının evlattan sayılmadığı bir zamanda o, kızı Fatıma yanına gelince ayaÄŸa kalkar, onu öper ve kalkıp kendi yerine oturturdu. Bir sefere çıkacağı zaman önce Fatıma’yı görür, dönünce evvela Fatıma’ya uÄŸrardı. 
 
"Muhakkak ki siz, kıyamet günü isimlerinizle ve babalarınızın isimleriyle çaÄŸrılacaksınız. O halde çocuklarınıza güzel isimler koyun.”
 
Peygamber Efendimiz çocuklara hoÅŸlarına gidecek lakaplar takar, bu lakaplarla seslenerek onları neÅŸelendirirdi. Ä°smi güzel olmayan çocukların isimlerini deÄŸiÅŸtirir, onlara “yavrucuÄŸum” diye hitap ederdi.
 
O, âlemlere rahmet olarak gönderilmiÅŸti. Sevgisi ve merhameti âlemlere yetecek kadar derindi. Mü’minler birbirini sevmeliydi, mü’minler çocuklara muhabbet göstermeliydi, çocuklar emanetti.
 
Peygamber Efendimiz ve Hz. Ebubekir Medine’ye hicret ettiklerinde onları ilk karşılayanlar çocuklardı. Çocuklar, müjdelerin en güzelini alacaklarından habersiz ellerindeki defleri çalıyor, ÅŸarkılar söylüyorlardı.  Sevinçten yerlerinde duramayan çocuklar “Muhammed (sav) geldi! Peygamber geldi” diye bağırıp koÅŸturuyorlardı. Bu sırada kutlu misafir çocukların yanına gelip sordu:
 
”Beni seviyor musunuz?”
 
Çocuklar coÅŸkuyla ve hep bir ağızdan, “Evet, çok seviyoruz ya Rasûlullah” dediler. Hz. Peygamber’in yüzü aydınlandı, tebessüm etti ve çocuklara:
 
“Andolsun ki ben de sizi seviyorum” diyerek kendi zamanının ve bütün zamanların çocuklarına en büyük müjdeyi, en güzel hediyeyi verdi.
 
 
sonpeygamber.info
 
  •  

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.