Sosyal Medya

Ä°slam

Emanet ve adâlet-Hayrettin Karaman

Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne güzel öğütler veriyor. Şüphesiz Allah her şeyi işitmekte, her şeyi görmektedir” Nisa: 58).



Burada emanetin yerine getirilmesi, ehline verilmesi ve insanlar arasında adaletle hükmedilmesi yönündeki emirlerin muhatapları genel olarak bütün insanlar, özel olarak müminler ve daha özel olarak da emanet ve adaletten kamu adına sorumlu olan şahıslar yöneticiler ve kurumlardır.
Tarih boyunca insan topluluklarının huzur ve mutlulukları iki sebeple kazanılmış veya kaybedilmiştir: Emanet ve adalet. Emanetler ehline verildiği ve adalete riayet edildiği müddetçe cemiyette huzur ve saadet bulunmuş, hıyanetler ve haksızlıklar ise huzursuzlukların, kavgaların, savaşların, servet ve neslin helâk olmasının baş sebepleri arasında yer almıştır.
Emanet, korunması istenen maddî ve mânevî değerdir. Kişinin kullanıp sahibine iade etmek üzere aldığı eşya emanet olduğu gibi devletin hizmet makamları da emanettir; ilim, din, antlaşma ve sözleşmeler, komşuluk hakları... emanettir. Bütün bunlar korunacak, muhatap ve ilgililerine teslim edilecek, ne maksatla verilmiş ise ona uygun olarak kullanılacaktır.
Hz. Peygamber “Münafığın üç belirtisi vardır: KonuÅŸtuÄŸunda yalan söyler, söz verdiÄŸinde yerine getirmez, kendisine bir ÅŸey emanet edildiÄŸinde hıyanet eder” (Müslim, “ÃŽmân”, 107-109) buyurarak emanete riayet etmeyenleri münafık vasıflı insanlar olarak tescil etmiÅŸtir.
Ä°nsanlar arasında hüküm genellikle bir ihtilâf ve dava halinde, haklı olanı haksız olandan ayırmak veya hakkın kime ait olduÄŸunu açıklamak suretiyle gerçekleÅŸir. Adalet, “eÅŸitlik ve dengeyi saÄŸlamak” demektir. Burada eÅŸitlikten maksat, herkese aynı ÅŸeyi, aynı vasıf ve miktarda vermek deÄŸildir; herkesin hakkını, hak ettiÄŸini, lâyık olduÄŸunu almada eÅŸit olmasıdır; güçlü de olsa haksızın, güçsüz de olsa haklı ile davası, problemi, anlaÅŸmazlığı… olduÄŸunda hukuk karşısında eÅŸit muamele görmeleridir. Ä°nsanların haklarını yiyenler bunu, genellikle kendilerini karşıdakilerden üstün ve güçlü görerek yaparlar. Kamu gücünü, zayıf olmasına raÄŸmen haklı olanın yanına koymak suretiyle muamelede eÅŸitlik, yani adalet saÄŸlanmış olur.
Adaletin gerçekleÅŸmesi -âdil uygulayıcılar yanında- kimin neye lâyık, kimin neyi hak ettiÄŸi konusunda doÄŸru, hakkaniyete uygun, dengeli bilgi ve ölçülere sahip olmaya baÄŸlıdır. Hukuk kuralları, baÄŸlayıcı mevzuat iÅŸte bu bilgi ve ölçüleri vermek için oluÅŸturulur, vazedilir. Hukuk kurallarını, ilâhî irÅŸaddan bağımsız olarak insanlar koyarlarsa, insanların kendilerini aÅŸmaları, beÅŸerî kayıtlardan, cemiyet kültür ve deÄŸerlerinden etkilenmemeleri mümkün olmadığı için, hakkaniyet ölçüleri, hak ediÅŸ dengeleri bozuk olabilir. Bilgi eksik, ölçü bozuk olunca da –düzen, hukuk ve mahkeme bulunsa bile– adalet gerçekleÅŸmez. Ä°nsanı ve kâinatı yaratan Allah mîzanı da koymuÅŸtur. Mîzan, “maddî ve mânevî alanlarda denge, hakkaniyet ve adalet ölçüsü” demektir. Hukukla ilgili mîzanın aranıp bulunması bakımından vazgeçilemez kaynak ilgili naslardır (âyet ve hadisler). Âyet ve hadislerin nokta tayini ÅŸeklinde açıklamadığı konularda ise fayda (mesâlih), yorum (anlama, beyan), kıyas ictihadlarına ve örfe baÅŸvurulacak; bu yoldan, adaleti gerçekleÅŸtirecek olan hüküm ve ölçülere ulaşılacaktır. Hüküm ve ölçüler bulunup bilindikten sonra sıra uygulamaya gelir. Uygulamada adaletin bozulmamasının iki teminatı vardır: a) Ä°mana dayalı ahlâk; b) cemiyetin emanet ve sorumluluk duygusu içinde gerçekleÅŸtireceÄŸi denetim. SaÄŸlam hukuk kuralları, ahlâk ve kamu denetiminin bulunduÄŸu yerde adaletin gerçekleÅŸmemesi için bir sebep kalmaz.
Adâlet ve emanete riayet edecek olan insandır; İslam gibi en kâmil yol göstericiye rağmen Müslüman toplumlarda görülen emanet ve adâlet arızaları İslam insanının eksikliğinden, sözde Müslümanların iman, ahlak ve aksiyonda Müslüman olamayışlarından kaynaklanmaktadır. Üst yöneticiler bulunabildiği ölçüde emaneti ehline vermede ve denetimde titizlik göstermezlerse en büyük sorumluluk da onlara ait olur.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.