Sosyal Medya

Kültür Sanat

'Özdenören anlatıcıdır, Onun anlatılarında biz farklı dünyalarda geziniyoruz'

Ali Haydar Haksal ‘Ruh Denizinden Öyküler’ kitabında Türk edebiyatının ‘Yedi Güzel Adam’ından biri olan Rasim Özdenören’in öykücülüğünü enine boyuna anlatıyor: “Öyküleri insanın içine dokunuyor, ruh tellerini titretiyor... Özdenören anlatıcıdır. Onun anlatılarında biz farklı dünyalarda geziniyoruz.”



Türk Edebiyatı’nda dili ve kalıpları ekol haline gelen öykücü Rasim Özdenören, Yedi Ä°klim Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmeni Ali Haydar Haksal’ın ‘Ruh Denizinden Öyküler’ adlı kitabında deÄŸerlendiriliyor. Mavera dergisinin kurucuları arasında yer alan ve yapıtlarını Mavera çizgisi doÄŸrultusunda kaleme alan Rasim Özdenören, aynı zamanda ‘Yedi Güzel Adam’ arasında yer alıyor. 30’dan fazla eseri bulunan yazarın edebiyatımıza kazandırdıklarını Ali Haydar Haksal’la konuÅŸtuk.

Rasim Özdenören’i Türk edebiyatı için önemli kılan unsurlar neler?

Sanatçılarımızın yabancılaÅŸtığı, öykünün ve romanın bu ruhtan doÄŸduÄŸu bir toplumda, yeni bir dil, bir bakış ve bir anlayışa gereksinim vardı. Öykünmecilik yani ruhsuzluk baÅŸat bir durumdu. Gerek sosyolojik, gerekse kültürel bir yapıda yerini bulma çabasında olan milletimizin yeniden bir çıkış yolu keÅŸfetmesi gerekiyordu. Rasim Özdenören, ilk çıkışında II. Yeni veya baskın olan sol düşüncenin etkili olduÄŸu bir dönmede gözlerini sanata açıyor. MaraÅŸ’taki genç arkadaÅŸ grubunun (Mavera) arayışı bir anlamda daha çok gözleri bu yeni kapıya açık ve yönelik. Gerek Nuri Pakdil’in etkisi, gerekse bu gençlerin Ä°stanbul’a geldikten sonra Ãœstat Sezai Karakoç çevresinde kendilerini bulmaları yeni bir dönemdir.

Kitapta “Ãœstat Sezai Karakoç’un ÅŸiirde yaptığını Özdenören öyküde gerçekleÅŸtirdi” diyorsunuz. Bunu biraz açabilir misiniz?

Åžiirde Fransız natüralizminin veya egsiztansiyalziminin egemen olduÄŸu bir zamanda yeni bir çıkış var. I. Yeni ile ÅŸiirin ve sanatın sıradanlaÅŸması, ardından soyuta ve anlamsızlığa yöneliÅŸ bir tıkanıklıktı. Sezai Karakoç yeni bir ufuk oldu, ÅŸiirde ve düşüncede. Rasim Özdenören’in ilk öyküleri daha çok toplumcu gerçekçi bir ruh taşıyor. Varlık dergisinde yayımlanan öyküleri bunu bize söylüyor. Sezai Karakoç ile tanıştıktan sonra öz ve ruh olarak kendini buluyor. Bundan sonra ‘Hastalar ve Işıklar’da yer alan öyküleri yepyenidirler. Olay deÄŸil durum öyküleridir bunlar. Ä°nsanın içine dokunan, ruh tellerini titreten öyküler. Bir imge, bir nesne daha çok belirleyici oluyor. Edebiyat eleÅŸtirmenlerinin kendilerine göre kuralları var. Onlar, giriÅŸ geliÅŸme ve sonuç gibi çerçevelenmiÅŸ bir öykü dünyasından söz ederler. Özdenören bunlara uymaz. Kendi öykü dilini ve kalıplarını oluÅŸturur.

Özdenören’in yapıtlarında, yayınlandığı dönemin toplumsal sorunları nasıl eleÅŸtiriliyor?

Kültür hayatı batıcı bir ruhta. Sanat ve hayat onun etkisinde. Rasim Özdenören’in öykülerine baktığımızda, Sezai Karakoç’un belirlemesiyle kasaba edebiyatı özünü taşıyor. Kasaba’nın MaraÅŸ’ın veya yazarın ilgi alanındaki insanların özellikleri eserde beliriyor. Dedenin, annenin, ninenin, ail ortamının veya o ortam insanının bütün özellikleri incelikleriyle esere yansıyor. Nesneler insanı bir yere götürüyor veya nedenlere baÄŸlı olarak bir ÅŸeyleri anlatıyor. Gerçekçi toplumculuÄŸun bakışı daha çok dış dünyaya ait, ruha hitap etmiyor. Rasim Özdenören’in öyküleri metafizik ruhun gerilimini taşıyor.

İnsani değerlere nasıl yaklaşıyor? Ruhsal çatışmaları yansıtırken nelere dikkat ediyor?

ÖrneÄŸin ‘Gül YetiÅŸtiren Adam’da Çarli, ve diÄŸerleri Amerika insanı veya onların arasındaki bir Müslüman, bir doÄŸulu. Farklı dünyalar. Çarli sevdiÄŸi adama köpeÄŸinin adını takıyor, Müslüman kültürden farklı bir durum. Ä°stanbul’a geliÅŸ, MaraÅŸ’taki Gül YetiÅŸtiren Adam, iç dünya ve dış dünya, deÄŸiÅŸimler çatışıyor... KuÅŸaklar arası çatışma ve gerilimler, bölgesel deÄŸiÅŸiklikler, mekân farklılıkları, eÅŸya ve dönem deÄŸiÅŸimlerinin hepsi çatışmalı. Ä°nsan aynı zamanda günah ile günah olmayan arasında. Asıl gerilim de burada. Rasim Özdenören anlatıcıdır. Onun anlatılarında biz farklı dünyalarda geziniyoruz. Bunlar insandır sonuçta. Günahıyla, sevabıyla, iyilik ve kötülükleriyle, güzellik ve çirkinlikleriyle. Çünkü anlatılan insandır.

Modernizm öykülerinde dil, anlatım üslubu ve konu hatları açısından nasıl görülüyor?

Öyküleri hem modern hem klasik. Modern çünkü yeni bir dil bir bakış getiriyor. Bir Müslümanın ruh dünyasını yansıtıyor. Bu açıdan bakarsak klasik. Ancak dil, üslup ve bakış yeni ve modern. İnsanı şaşırtan, beklenmedik anlara, durumlara götürüyor. Alışılmışın dışında. İnsanın iç derinliklerinde geziniyor ruh tellerini titretiyor.

Hangi kitabı yapı bakımından diğerlerinden farklı bir dairede bulunuyor?

Rasim Özdenören öykülerinin daireleri var. ‘Hastalar ve Işıklar’ bir daire, ‘Çözülme’ ile ‘Çok Sesli Ölüm’ bir daire, ‘Çarpılmışlar’ yeni bir ada, ‘Denize Açılan Kap’ı ile sonsuzluk kapısını aralıyor. ‘Kuyu’ ve ‘Hışırtı’ ile biraz fazlaca cesur ve atak. Bunlar Özdenören öykülerinin adaları. ‘Ä°mkânsız Öyküler’le daha kısa, daha kesin bir kesit oluÅŸturuyor. Gençtir Rasim Özdenören öyküsü.

HİKAYECİLİĞİ DÖNEMLERE AYRILIYOR

Özdenören’in 70’li yıllardaki eski hikayeleriyle günümüz eserleri karşılaÅŸtırıldığında nasıl deÄŸiÅŸim var?

Rasim Özdenören’in dönemleri var: Ä°lk dönem öyküleri, Sezai Karakoç ile birlikte olduÄŸu dönemdeki hikayeleri, tasavvufa baÄŸlandıktan sonraki eserleri. Aslında birbirinin açılımları diyebiliriz. Kendi içinde olgunlaşıyorlar. Belki de insanın iç dünyasındaki arayışları onu daha ötelere götürüyor.

ÇATIŞMALI, SORGULAYICI VE DÜŞÜNDÜRÜCÜ

Genellikle hangi karşıtlıkları yan yana getiriyor, bu karşıtlıklar üzerinden nasıl bir tutum izliyor? 

Rasim Özdenören öyküleri çatışmalı, sorgulayıcı. Sordurucu, dikkat çektirci. İnsanın inişleri, çıkışları, gelgitleridir bunlar. Bir imge, bir sözcük, bir yaklaşım, içten bir ironiyle düşündürücü. Belki de okurun öykü ile çatışması ve gerilimi mi desek? Ya da insanın kendi hayretini fark ettiriş mi?

HAFTANIN KÄ°TABI

17-02/04/04kr02-36yazar-son.jpgBir Varmış Bir Yokmuş / Tahire Erman - Serpil Özaloğlu / Koç Üniversitesi Yayınları / 334 sayfa / 36 TL

36 yazar son 70 yılı anlattı

Bilkent Ãœniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nde doçent Tahire Erman ve Bilkent Ãœniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü’nde öğretim görevlisi Serpil ÖzaloÄŸlu tarafından derlenen kitap, 36 yazarın akademik makalesinden oluÅŸuyor. Yazılarda ÅŸu  sorulara yanıt aranıyor: Ä°stanbullu aileler ahÅŸap konaklardan apartman dairelerine taşınırken neler deÄŸiÅŸti? Kentsel dönüşüm, maÄŸdurlarının belleklerinde gecekondu geçmiÅŸini nasıl bir dönüşüme uÄŸrattı? Müzeye dönüştürülen bir cezaevi belleÄŸi nasıl yeniden inÅŸa ediyor? 1980 darbesi edebiyat ve sinemada nasıl hatırlandı? Kitabın önsözünde yayının amacıyla ilgili “Günümüzde yaÅŸamlarımızdan silinerek belleÄŸimizin parçaları haline gelen mekan ve kültürlere, daha önemlisi unutma/unutturulma gerçeÄŸine dikkat çekmek...” satırları yer alıyor. Ortak hatıralarımızı, ‘toplumsal bellek’i taşıyan, ÅŸekillendiren ve dönüşüme uÄŸratan en önemli etkenlerden biri de mekân! Neyi, nasıl hatırladığımız, nerede hatırladığımızla çok yakından iliÅŸkilidir. ‘Bir Varmış Bir YokmuÅŸ’ta toplumsal bellekle mekân arasındaki bu iliÅŸki kuramsal araÅŸtırmalar ve vaka çalışmaları aracılığıyla tekrar tartışmaya açılıyor. ÇeÅŸitli akademik disiplinlerden yazarlar belleklerin mekânlarda, mekânların da belleklerde bıraktığı izleri takip ederek Türkiye’nin son 70 geçirdiÄŸi hızlı toplumsal ve mekânsal deÄŸiÅŸimin hatlarını netleÅŸtirmeye çalışıyor.

YENİ ÇIKANLAR

 

17-02/04/zsad.jpgÖzledim Seni / Kate Eberlen / Pena Yayınları / 544 sayfa / 35 TL

Seneler sonra baÅŸlayan aÅŸk

Ä°ngiltere’ye dönmeden önceki son günlerinde San Miniato al Monte Kilisesi’ni gezerken karşılaÅŸan Tess ve Gus, aynı gün içerisinde Floransa’nın en meÅŸhur köprüsü olan Ponte Vecchio’da da birbirlerine rastlar. Aradan geçen 16 yılda birbirlerini görmeyen ikili, 2013 yılında Floransa’da karşılaÅŸarak birbirlerine aşık olur.

17-02/04/sfa.jpgDoğanın Anatomisi /Julia Rothman / Odtü - Popüler Bilim Dizisi / 224 sayfa / 25 TL

Sanat ve bilim iç içe geçiyor

Julia Rothman’ın doÄŸada çıktığı büyüleyici görsel gezi sırasında sanat ve bilim iç içe geçiyor. Hayatınızda bir kez bile daÄŸların nasıl oluÅŸtuÄŸunu öğrenmek istemiÅŸ ya da mantarın yaÅŸam döngüsünü, bir kuÅŸun üzerindeki farklı tüy tiplerini merak etmiÅŸseniz Rothman’ın çizimlerini ve ÅŸemalarını incelemekten keyif alacaksınız.

ÇOK SATANLAR

17-02/04/04kr02-huzursuzluk.jpg

Huzursuzluk

Zülfü Livaneli

Hayvanlardan Tanrılara - Sapiens

Yuval Noah Harari

Yalnız Kaldınız, Peyami Bey!

Hamdi Koç

Homo Deus: Yarının Kısa Bir Tarihi

Yuval Noah Harari

Aeden - Bir Dünya Hikayesi

Akilah Azra Kohen

* Türkiye’de çok satan kitaplar ‘D&R’, idefix’, Remzi, ‘kitapyurdu’ ve ‘Babil’ listelerinden derlenmiÅŸtir.

DANÄ°MARKA

17-02/04/04kr02-folkets-sk-nhed.jpg

Folkets skønhed

Merete Pryds Helle

Kaninjægeren

Lars Kepler

En uskyldig familie

Katrine Marie Guldager

Fantomsmerte

Thomas Enger

Doktor Bagges 
anagrammer

Ida Jessen

Kvinderne fra Thy

Maria Helleberg

Hækl!

Maria Gullberg

* Danimarka’da çok satan kitaplar ‘arnoldbusck’, ‘saxo’ ve ‘plusbog’ listelerinden derlenmiÅŸtir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.