Sosyal Medya

Güncel

O bakan hâlâ bilinmiyor

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin’in "Fethullah Hoca'nın selâmı var” deyip, müsteşar olmaması için bir bakanın kendisini tehdit ettiğini söylemesinin üzerinden 4 gün geçti. O bakanın kim olduğu hâlâ bilinmiyor. Tekin’in bu açıklamasından sonra ne siyaseten bir yorum yapıldı ne de kamuoyuna yansıdığı kadarıyla savcılıktan bir adım atıldı. Konuyu gazeteci ve hukukçulara sorduk.



Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin, 30 Aralık Cuma günü Trabzon'da yaptığı bir açıklamada dersanelerin kapatılmasıyla ilgili görüşlerinden dolayı 2013 yılında bir bakan tarafından tehdit edildiğini söylemişti.

"...Bir bakan tarafından, 2013 yılında 'Fethullah Hoca'nın selâmı var. Tayyip Bey seni Milli Eğitim Bakanlığı'na müsteşar olarak alacak, seni uyarıyoruz. Gidersen, kabul edersen seni rezil edeceğiz, insan içine çıkamaz hâle getireceğiz.' Bunu arkadaşlar, bakın, bir Bakan söyledi."

Bu açıklamanın ardından Yeni Åžafak gazetesi, Gülen örgütü adına MüsteÅŸar Yusuf Tekin’i tehdit eden kiÅŸinin, dönemin Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç olduÄŸunu yazdı. Suat Kılıç ise bu iddiayı Twitter Ã¼zerinden reddetti.

Orhan Bursalı.
 
 

“Acaba müsteÅŸar ateÅŸleyici olarak mı öne sürüldü?”

Yusuf Tekin’i hangi bakanın tehdit ettiÄŸi hâlâ bilinmiyor. Tekin de bir daha konuÅŸmadı. Bu açıklamanın ardından ne partilerden bir yorum geldi ne de savcılıktan bir adım. Al Jazeera, konuyu farklı isimlerle konuÅŸtu. 

Cumhuriyet Gazetesi yazarı Orhan Bursalı, Tekin’in bugün konuÅŸmasının farklı sebepleri olabileceÄŸini düşünüyor. Bursalı’ya göre iki ihtimal var. Ya müsteÅŸar boÅŸ bulundu ya da AKP, ‘Gülen Örgütü’ ile iliÅŸkideki partilileri tasfiye süreci için düğmeye bastı.

“Acaba müsteÅŸar ateÅŸleyici olarak mı öne sürüldü? Onun zamanı mı geliyor yoksa boÅŸ mu bulundu da böyle bir açıklama yaptı? Bunun kesinliÄŸe kavuÅŸturulması lâzım. Durup dururken böyle açıklamalar olmaz. Ama bir müsteÅŸar boÅŸ bulunup var olan bir olayı zamansız açıklamış da olabilir. Veyahut da ‘Zamanlama geliyor; ateÅŸlemeyi sen yap, gayet bir somut durum var ortada’ denilip öne sürülmüş olabilir. Bunu bilemiyorum, önümüzdeki günlerde haftalarda acaba savcılığın da bu sefer harekete geçirilip soruÅŸturma açması istenirse o zaman demek ki bu konuda AKP liderliÄŸi zamanlama yapmış demektir. Gelecek günlerde göreceÄŸiz. Ama baÅŸkanlık tartışmaları sırasında AKP içinde tasfiye hareketinin baÅŸlatılması siyaseten çok doÄŸru gelmiyor bana. Yusuf Tekin, anladığım kadarıyla AKP’nin adamlarından bir tanesi. Hâlâ orada. Henüz parti içinde Gülen yandaÅŸları olarak ileri sürülenler için temizleme olup olmayacağını... Bu fitilin ateÅŸlenmesi için mi kullanıldı?

 
 
[[FotoÄŸraf: AA ArÅŸiv]]

“Birçok insan zan altında kaldı, müsteÅŸar o ismi açıklamalı”

YeniÅžafak Gazetesi yazarlarından Kemal Öztürk, MüsteÅŸar Yusuf Tekin’in kendisini tehdit ettiÄŸini ileri sürdüğü o ismi açıklaması gerektiÄŸi görüşünde.

“Sayın müsteÅŸarın biraz etik ve hukuk içinde kalması gerekiyor. O da kendisine ÅŸantaj yapılmışsa, baskı yapılmışsa ki bu bir tehdittir, tehdide girer. O tehdidin karşılığını da yapmak gerekirdi. Suç duyusunda bulunması gerekirdi. Tabii o günkü ÅŸartlarda bir bakanın bu ÅŸekildeki tavrına karşılık böyle siyaseten zor. Gerçekçi olmak zor. Bugün böyle bir cümleyi kurmuÅŸsa hukuken de geçerliliÄŸi varsa bunu yargı yoluna taşıyabilir. Åžimdi birçok insan zan altında kaldı ama sanırım bazı gazetelerde bizim gazetede açıklandı ismi. Tabii ben bilemiyorum, o isim midir, deÄŸil midir? En azından sayın müsteÅŸarın bu tartışmaya yeniden müdahil olup o ismi  açıklaması, hukuken de yapması gereken ne varsa yapması gerekir.”

 
 
 

“AK Parti kendisini koruma altına alıyor olabilir”

Gazeteci yazar Ali BayramoÄŸlu, böylesine dikkat çekici bir açıklamanın ardından Ankara’daki sessizliÄŸi yorumladı. BayramoÄŸlu, AK Parti’nin bu olayın üzerine gitmesi halinde partinin imajına zarar verir mi düşüncesiyle hareket ediyor olması ihtimal dahilinde.

“Henüz harekete geçilmemesi ÅŸu anlama gelebilir; AK Parti kendi içindeki dokuyu, kendisini koruma altına alıyor olabilir. AK  Parti, bu iÅŸin kendisine bulaÅŸmasına -yolsuzluk olaylarında olduÄŸu gibi- izin vermek istemiyor olabilir. Çap büyük olabilir ve orada çözülmeler olabilir. Bunun üzerine gidilmesi durumunda diÄŸer olaÄŸan şüphelilerin de üzerine gidilmesi durumunda ‘Acaba AK Parti’nin imajına zarar verir mi?’  düşüncesi bir ihtimaldir.”


 
 
[[FotoÄŸraf: AA ArÅŸiv]]

“Bu ana kadar niye gidip dilekçe vermemiÅŸ?”

Avukat Kezban Hatemi, ithamların medya üzerinden yapılmasına karşı. Hatemi’ye göre bu durum, yargıyı etkilemekten öteye gitmeyen bir hareket ve ortamı daha da geriyor.

“SoruÅŸturma baÅŸlamadığını nereden biliyorsunuz? Pek çok yerde soruÅŸturma var. ‘Savcı göreve’ demekle lafla peynir gemisi yürümez. EÄŸer elinde delilin varsa yazılı bir evrakın varsa büründürür bunu, baÅŸvurursun. Öyle medya üzerinden bu tür ÅŸeyleri hoÅŸ karşılamıyorum. Bu adam bu ana kadar niye durmuÅŸ bu bir, bu ana kadar niye gidip dilekçe vermemiÅŸ. Ben önce bunu sorarım ona. Medya üzerinden bu tip ithamlarda bulunmak yerine gerekeni yapmalı. Herkes için geçerli, medya üzerinden bu tür ÅŸeylerin yapılması yargıyı etkilemedir. Yanlış bir ÅŸeydir. Niye bekliyorsun kardeÅŸim sen bugüne kadar? Ortalık kan revan içinde... Böyle bir ihbar olmaz. Medya üzerinden olmaz, elindeki delillerle git yap.”

Yusuf Tekin, 4 yıldır Milli EÄŸitim Bakanlığı MüsteÅŸarlığı koltuÄŸunda oturuyor. MüsteÅŸarlık görevine getirildiÄŸi dönemde CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan baÅŸbakandı. Türkiye’nin gündemindeyse dersanelerin kapatılması vardı. Tekin, Milli EÄŸitim Bakanlığı’ndaki güçlü isimlerden. MüsteÅŸar olduktan sonra Nabi Avcı Milli EÄŸitim Bakanlığı görevini bıraktı ama onun yeri deÄŸiÅŸmedi. 

Kaynak: Al Jazeera

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.