Sosyal Medya

Ekonomi

Bu kış fakire zor geçer

İstanbul’da metro, metrobüs, otobüs ve tramvayla yapılan toplutaşımaya yapılan zam Meclis gündemine taşındı. CHP’li Tanrıkulu gerekçesi olmayan zammın nedenini sordu



CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından yazılı olarak cevaplandırılması istemiyle Meclis Başkanlığı’na soru önergesi verdi. “İETT’nin yeni tarife duyurusuna göre, 31 Ocak 2016’dan itibaren aylık kart tam 170 liradan 185 liraya, öğrenci kartı ise 77 liradan 80 liraya yükselecek. Elektronik kart ilk biniş tam 2.30, öğrenci ise 1.15 liraya çıkacak. Metrobüs biniş ücreti 1-3 durak arası tam 1.80, öğrenci ise 1.00 lira olacak.” diyen Tanrıkulu, bu bağlamda şu soruları yöneltti:

“İstanbul’da toplutaşıma ücretlerine zam yapılmasının gerekçesi nedir? Benzinin varil fiyatı düşmeye devam ederken yapılan zam hangi dayanak ile açıklanmaktadır?

Enflasyon oranında zam alamayan memurlar, işçiler; yapılan zamlarla fakirleşmeye devam ederken, kar etme amacı gütmeyen bu kuruluş yaptığı zammı neye dayandırmaktadır?

İstanbul’da tam kart ve öğrenci kartı sahibi yurttaş sayısı kaçtır? Aylık tam kart ve öğrenci kartı kullanan yurttaş sayısı kaçtır? İETT’nin yıllık geliri ve gideri ne kadardır? En büyük gider kalemini ne oluşturmaktadır?

İETT’nin, zam dışında başka bir şekilde artan giderleri sübvanse etmesi mümkün değil midir? Toplutaşıma ücretlerine yapılan zamlar iptal edilecek midir? Öğrencilerin toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlanması için yapılan bir çalışma var mıdır?”

***

Avrupa’nın ulaşımda en pahalı kenti İstanbul

Asgari ücretin 1458 avro olduğu Fransa’nın başkenti Paris’te toplu ulaşım ücreti 1.80 avro. Bir Parisli aldığı asgari ücret ile 810 kez toplu ulaşımı kullanabiliyor. Bu sayı Almanya’nın başkenti Berlin’de ise daha yüksek. Almanya’da asgari ücret 1473 avro. Başkent Berlin’de toplu ulaşım ücreti ise 1,60 avro. Yani Berlinli bir Alman aldığı asgari ücretle 920 kez otobüs ve metro kullanabiliyor.

Tüm bu sayılar göz önüne alındığında İstanbullular kazandıkları ücret ve yola harcadıkları para bakımından Avrupa’nın en pahalı toplu ulaşımını kullanıyor.

***

Elektriğe yüzde 250 gizli zam

İstanbul Avrupa yakasında elektrik dağıtımından sorumlu BEDAŞ sessiz sedasız tarife değişikliği yaptı, kimi faturalar ikiye katlandı. Da­ha ön­ce ge­ce sa­at 22.00’den son­ra ki­lo­vat ba­şı­na 0,18 li­ra olan fi­yat ar­tık uy­gu­lan­mı­yor. “3 za­man­lı ta­ri­fe­” adı ve­ri­len sis­tem­le sa­bah 06.00’dan ak­şam 17.00’ye ka­dar ki­lo­vat başına 0.18 li­ra, ak­şam 17.00’den ge­ce 22.00’ye ka­dar 0.34 lira, 22.00’den sa­bah 06.00’ya kadar ise 0.07 li­ra üze­rin­den fi­yat­lan­dı­rı­la­cak. Çevre ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği Genel Başkanı Mustafa Göktaş, “Enerji Bakanlığı’nın denetimindeki elektrik şirketleri yeni yılın ilk ayından itibaren elektrik faturalarındaki dağıtım bedeline yaklaşık yüzde 250 oranında gizli zam yaptıkları anlaşılmaktadır”dedi. BEDAŞ ise zam yerine tarife değişikliği yapıldığını belirterek gizli zammı savundu.

***

İstanbul’da suya 1 yılda 10 kez zam

İSKİ’nin geçen sene sessiz sedasız uygulamaya koyduğu kademeli tarifeyle su faturaları her ay daha da kabarıyor.

İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin (İSKİ) geçen yıl suyun metreküp fiyatına tam 10 kez zam yaptığı ortaya çıktı. Vergiler başta olmak üzere ekmek, elektrik, trafik sigortası, esnaf ve çiftçinin Bağ-Kur primlerine gelen zamlar yurttaşın belini büktü. Kademeli fiyat tarifesine geçen İSKİ, su fiyatlarına sessiz sedasız bir senede tam 10 kez zam yaptı. Barajlarda su sıkıntısı yaşanmadığı halde suya gelen zamlar 5 milyondan fazla aboneyi şoke etti. Kurum, bu sene başında ise suya bir miktar indirim yaptı, ancak geçen yılın aynı dönemine göre suyun metreküpüne 20 ila 40 kuruş daha fazla ücret ödeniyor.

İSKİ, 1 Ocak 2015 itibarıyla konutlarda tek tip tarifeden kademeli tarifeye geçti. Buna göre, kullanılan su miktarına göre konutlarda üç tarife belirlendi. İçme suyu, geçen yıl ocak ayında suyun metreküp fiyatı 10 metreküpe kadar su kullanan (Konut 1) aboneler için 3 lira 70 kuruş, 11-20 metreküpe kadar su kullananlara (Konut 2) ise 5 lira 40 kuruştan uygulanan tarifede 21 metreküpe kadar su tüketen vatandaşlara (Konut 3) ise 7 lira 90 kuruş olarak fiyatlandırıldı.

***

Bakan Çelik: Melih bey biraz fazla kâr ediyorsun

Gıda, Tarım Ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, ekmek ve et fiyatlarına son dönemde yapılan zamları değerlendirirken, “Nihai satış fiyatı 61 kuruş olması gereken bir ekmeğin bugün 1, 1.25 TL’den satılması kabul edilir değildir” dedi. Çelik, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’e de, “Ankara Büyükşehir Belediyesi 250 gram halk ekmeğinin 75 kuruşa satıyor. Melih Bey’e sesleniyorum. Biraz fazla kar ediyorsun, biraz indir” diyerek mesaj gönderdi.

***

Gıdada rekor zam

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, Ocak ayı gıda fiyatları araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Verilere göre; Ocak ayında gıda fiyatları bir önceki aya göre yüzde 5,5 oranında zamlandı. Bu ölçüdeki yüksek artış ekmek ve sebze fiyatlarına yapılan zamlardan kaynaklandı. Gıda fiyatlarında son üç ayda 13,7 oranında artış kaydedildi.

Aralık’ta, bin 612 lira olan Birleşik Kamu-İş Ar-Ge Bölümü'ne göre gıda sepetinin parasal değeri, Ocak’ta bin 665 liraya kadar yükseldi. En düşük memur maaşıyla geçinen dört kişilik bir memur ailesi, kazancının yüzde 70’ini gıdaya ayırmak zorunda kalıyor. Ortalama memur maaşının ise yüzde 62’si gıdaya gidiyor. Araştırmaya göre; bin 833,9 lira olan ortalama memur emekli aylığı, gıda harcamasına zor yetiyor. Bin 475 lira olan en düşük memur emekli aylığı ise gıdayı bile karşılamıyor.

‘Gam günümüzde zam adını aldı’

Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Osman Altuğ:

Asgari ücrete yapılan zam ekonomik gerçeklikle bağdaşmıyor. 10 milyonun üzerinde işsiz var. Devlet asgari ücrete müdahalede bulunmasına rağmen ekonomik iklimi oluşturmuyor. Devlet işveren yükünü azaltmaya çalışıyor. Asgari ücret kamu, işçi sınıfını ve emeklileri etkiliyor. Maaş zamları düzenlemelerle fiyatlara yansıyor. Dünyada düşen petrol fiyatları Türkiye’de düşmüyor. Bunun nedeni 3/2 oranında vergi alınmasıdır. Gelir farkı olan saklı vergi tüketiciden aynı oranda alınıyor. Yapılan zamlar gelir gider dengesi arasındaki açığı kapatıyor. Aslında bu ekonomik zarardır, bu şekilde zarar azaltılmaya çalışılıyor. Zamlar iktisadi olaylardır. Duvarı nem, insanı gam yıkar sözündeki gam günümüzde zamdır.

‘Ekonomide neresinden tutsanız dökülüyorlar’

Ekonomist, eski CHP Milletvekili Prof. Dr. Oğuz Oyan:

Doğalgazdan gıdaya, elektrikten suya kadar birçok alanda yapılan zamlar hükümetin ekonomi politikalarının tökezlediğini gösteriyor. Türkiye ithalata dayalı dövize bağlı bir ülke. Dövizdeki artış ülke içi ekonomiye anında yansıyor. Petrol dışarda ucuzlamaya gitmesine rağmen ÖTV gibi sabit vergilerden Türkiye’de ucuzlamıyor. Rusya ile aramızın bozulmasından dolayı Rusya gaz fiyatlarında uyguladığı %10’luk indirimi iptal etti. Bu yüzden doğalgaza zam kapıda. Asgari ücrette olan artış geri alınıyor. Son yapılan zamlar ve ülkedeki genel fiyatların artışı sendikal mücadeleleri tekrar gündeme getiriyor. Gıda fiyatlarında en fazla karı aracı kurumlar kazanıyor. Bu durumda da kusurlu hükümettir.

Pazarda gıda fiyatları cep yakıyor

İstanbul’da Mecidiyeköy pazarına çıktık ve halkın nabzını yokladık. Pazar alışverişine çıkan halk genel olarak fiyatların yüksek oluşundan şikâyetçi.

* Ali Kayhan: Meyveler pahalı, 2.5 TL’den portakal satılıyor. Bu fiyatlara rağmen almak zorundayız. Temel maddeler, almasan olmaz.

* Hüseyin M.: Fiyatlar pahalı ama günlük ihtiyaçlarımız için almak zorundayız. Bu fiyatların kaldırılabilir bir tarafı yok.

* Oruç Ok: Domatesin kilosu 3 TL ama ürünler karışık. Bu fiyata millet nasıl satın alıyor şaşırmamak mümkün değil. Diri domatesin yanında ezikleri de tartıya giriyor.

* Ahmet H.: Ben Ankara’dan misafirliğe geldim. Pazara dolaşmaya geldim. Fiyatlar Ankara’nın 2 katı. Nasıl ve neden bu fark oluşuyor düşünmek lazım.

Takipteki krediler patladı

* Çiftçilerin 2008’den beri bankalardan kullandığı kredi Kasım 2015 itibarıyla yüzde 336 arttı. Çiftçiler 2008’de bankalardan 12.4 milyar TL tarım kredisi kullandı. Aynı dönemde çiftçilerin kullandığı tarım kredisi toplamı ise 54.2 milyar TL’ye ulaştı. Çiftçilerin borç alıp da ödeyemediği takipteki kredi miktarı da yüzde 228’lik artışla 411 milyon 835 bin TL’den 1 milyar 352 milyon liraya çıktı.

2 milyon çiftçi topraksız

* AKP’nin yanlış politikaları 13 yılda 2 milyon çiftçiye topraklarını terk ettirdi. Bu süreçte tarım sektörünün ulusal gelire katkısı yüzde 10,3’ten yüzde 7,1’e düşerken, istihdama katkısı da yüzde 34,9’dan yüzde 20,4’e kadar geriledi.

Türkiye tarımda son 13 yılda en kötü dönemini yaşadı. TÜİK istihdam verilerine göre, 2002’de tarımdan geçimini sağlayan çiftçi sayısı 7 milyon 458 bin kişiydi. Bu rakam 2015 Ekim ayında 5 milyon 473 bine kadar geriledi.

Bu dönemde ekilebilir tarım alanları da geriledi. 2002’de Türkiye’de ekilen ve dikilen tarım alanı 26 milyon 579 bin hektar, çayır ve mera arazileriyle toplam tarım alanı 41 milyon 196 bin hektardı. 2014 sonu itibarıyla Türkiye’de ekilen ve dikilen tarım alanı 23 milyon 943 bin hektar, çayır ve mera arazileriyle toplam tarım alanı da 38 milyon 560 bin hektara kadar düştü. 12 yılda ekilen ve dikilen tarım alanlarının yaklaşık yüzde 10’u, çayır ve meralarla toplam tarım alanlarının da yüzde 6,4’ü kayboldu. Tarımı Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) içindeki payı ise yüzde 7,1’e kadar düştü.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.