Sosyal Medya

Güncel

Amerika 29 yıl Osmanlı'ya vergi ödedi

Türkiye'ye yoğun bir ilgiyle karşılanan Joe Biden'ın ardından, Murat Bardakçı Amerika - Osmanlı ilişkisini yazdı.



Habertürk yazarı, Türkiye'de kendi deyimiyle 'mesih' konumuna getirilen Joe Biden'a gazetecilerin gereğinden fazla ilgi göstermesini ve solculuk yıllarında Emperyalizmin kalesi olarak gördükleri Amerika'ya demediğini bırakmayanların Joe Biden'a dert yanmalarını eleştirdi.

Murat Bardakçı ayrıca Osmanlı - Amerika ilişkilerine de değinerek, Cezayir'de yapılan anlaşmayla Amerika'nın 29 yıl boyunca Osmanlı'ya vergi ödemek zorunda kaldığı tarihi olayları da sıraladı.

BÄ°DEN'I MESÄ°H KONUMUNA GETÄ°RDÄ°LER

İşte Bardakçı'nın yazısından bazı bölümler:

Sömürünün sorumlusu olarak sadece Amerika’yı görüp Washington’a seneler boyunca veryansın etmiÅŸ olan zevâtın bile BaÅŸkan Yardımcısı’nı “Mesih” konumuna getirdiklerini görünce, Amerika’nın bir zamanlar “haraç ve vergi mükellefimiz” olduÄŸunu hatırlatayım dedim...

Murat Bardakçı: Amerika 29 yıl Osmanlı'ya vergi ödedi

AMERİKA EYALETİMİZE HARAÇ VERİYORDU

Joe Biden’ın Ä°stanbul’daki temasları ve huzuruna çıkan aÄŸlayıcılar, bana dünyanın bu en büyük gücü ile iki asırdan fazla bir zaman öncesine dayanan ve baÅŸlangıçta hiç de hoÅŸ olmayan iliÅŸkimizi hatırlattı: Amerika BirleÅŸik Devletleri’nin kuruluÅŸundan 20 sene kadar sonra Türkiye’nin Kuzey Afrika’daki bir eyaletine yıllık vergi ve haraç vermesini, üstelik bu taahhüdünü yazılı bir anlaÅŸmayla üstlenmesini...

Kuzey Afrika, 18. yüzyılın sonlarına kadar Türk hâkimiyeti altındaydı. O devirlerde “Garp Ocakları” denen Kuzey Afrika’daki topraklarımızda Tunus, Cezayir ve Trablusgarb eyaletleri teÅŸkil edilmiÅŸti.

Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu, Garp Ocakları’ndaki hâkimiyetini Anadolu’dan, özellikle de Ege tarafından sevkettiÄŸi askerler ve levendler sayesinde devam ettirirdi. Eyaletlerde “Bey” ve “Dayı” unvanını taşıyan, hükümdarın vekili olan idareciler vardı ve bütün güç Dayılar’ın elindeydi.

Murat Bardakçı: Amerika 29 yıl Osmanlı'ya vergi ödedi

KORSANA YAĞMA ÖZGÜRLÜĞÜ

Yerli halk kendi halinde yaÅŸar ama silâhlı güçler ve özellikle de denizciler, geçimlerini Akdeniz’de korsanlıkla saÄŸlarlardı. Ä°stanbul’un sıkı bir kontrol altında tuttuÄŸu korsanların Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu ile ticaret ve Türk denizlerinde dolaÅŸma anlaÅŸması yapmış olan memleketlerin bayrağını taşıyan gemilere saldırması yasak, diÄŸer gemileri yaÄŸmalaması ise serbestti.

O sırada uzaktaki bir kıt’ada yepyeni bir devlet doÄŸuyordu: 1776’ya kadar sömürgesi olduÄŸu Ä°ngiltere’ye karşı verdiÄŸi bağımsızlık savaşını kazanan Amerika...

AMERÄ°KALILAR ESÄ°R EDÄ°LDÄ°

George Washington, bu yeni devletin ilk cumhurbaÅŸkanıydı. Yeni kurulmuÅŸ olan devlet artık diÄŸer kıt’alara açılmak, ticaret ve deniz yollarında faaliyet göstermek zorundaydı. Kongre’nin bu maksatla görevlendirdiÄŸi diplomatlar, Akdeniz’deki ilk anlaÅŸmayı 1786 Temmuz’unda Fas ile imzaladılar ve Sultan’dan Amerikan gemilerinin Fas limanlarını kullanmaları iznini aldılar. Osmanlı Devleti ile henüz böyle bir anlaÅŸma yapılmamıştı ama Amerikan ticaret gemileri Akdeniz’e gelmiÅŸlerdi. Cezayirli korsanlar 1785’ten itibaren rastladıkları Amerikan gemilerine elkoyuyor, mallarını yaÄŸmalıyor ve denizcileri esir olarak Cezayir’e götürüyorlardı.

AMERÄ°KAN HEYETÄ° CEZAYÄ°R'E GÄ°TTÄ°

BaÅŸkan George Washington, Kuzey Afrika’da yaÅŸananlardan Kongre’yi haberdar etti ve 1795’te Joseph Donaldson baÅŸkanlığındaki bir Amerikan heyeti Dayı’yı ikna edip ticaret anlaÅŸması imzalamak üzere Cezayir’e gitti.

TÜRKÇE KALEME ALINMIŞ ANLAŞMA İMZALADILAR

Joseph Donaldson ile Cezayir Dayısı Hasan PaÅŸa, 5 Eylül 1795’te Türkçe kaleme alınmış bir “Dostluk ve Barış AnlaÅŸması” imzaladılar. Bu anlaÅŸma, daha önce Fas ile yapılan ve Arapça olan 1786’daki anlaÅŸmadan sonra, Amerikan tarihinin Ä°ngilizce olmayan ikinci metni idi.

AMERİKA HASAN PAŞA'YA 642 BİN DOLAR HARAÇ ÖDEDİ

Amerika, anlaÅŸmaya göre Cezayir’de bulunan esirlerin bırakılması için Hasan PaÅŸa’ya 642 bin 500 dolar “haraç” verecek ve her sene 12 bin Cezayir altını eden 21 bin 600 dolar tutarında vergiyi de muntazaman ödeyecekti. Kongre anlaÅŸmayı 1796’nın 7 Mart’ında onaylamış ve Amerika BirleÅŸik Devletleri, Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu’nun resmen “vergi mükellefi” olmuÅŸtu.

Bu anlaÅŸmayı, 1796’nın 4 Kasım’ında Trablusgarb’ın, 1797’nin 28 AÄŸustos’unda da Tunus’un Dayıları ve Beyleri ile yapılan anlaÅŸmalar takip etti. Trablusgarb ile varılan anlaÅŸma uyarınca Amerikan tarafı Trablusgarb Bey’i Yusuf PaÅŸa ile Divan’a Amerikalı esirlerin iadesi karşılığında 40 bin Ä°spanyol altını ödüyor, eyaletin ileri gelenlerine de altın ve gümüş saatler, elmas yüzükler ve pahalı kumaÅŸlardan yapılmış kaftanlar göndermeyi taahhüd ediyordu.

ANLAŞMALAR TÜRKÇE YAZILDI

Hepsi Türkçe olan anlaÅŸmalar besmele ile baÅŸlıyordu. Metnin hemen giriÅŸinde “Bu belge dünyanın hâkimi, denizlerin ve karaların hükümdarı, kralların efendisi, sultanlar sultanı, imparatorlar imparatoru, Sultan Mustafa Han’ın oÄŸlu Sultan Selim Han’ın dikkatli bakışları altında imzalanmıştır. Allah, O’nun hükmünü daimî kılsın” ÅŸeklinde ifadeler vardı ve bu ifadeler, metni Türk tarafının yazdığını göstermekteydi. Amerika, Garp Ocakları’na ödemeyi taahhüt ettiÄŸi vergileri 19. asrın ilk çeyreÄŸine kadar göndermeye devam etti ve bu mükellefiyetten daha sonra güç kullanarak kurtuldu.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.